1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Almanya'da ayrımcılığa karşı yasa

Vedat Açıkgöz / DW28 Ocak 2005

Alman hükümeti, ayrımcılığa karşı bir yasa tasarısı hazırladı ve meclise sundu. Yasa, kabul edilirse ilkbaharda yürürlüğe girmesi bekleniyor. DW Türkçe Servisi’nden Vedat Açıkgöz, Ayrımcılığı Önleme Yasası’nın yabancılara ve Müslümanlar’a ne gibi yararlar sağlayacağını araştırdı…

https://p.dw.com/p/Aayf
Yasa kabul edilirse, ayrımcılığa uğrayanlar hukuki yallara başvurabilecek...
Yasa kabul edilirse, ayrımcılığa uğrayanlar hukuki yallara başvurabilecek...Fotoğraf: AP

Alman Anayasası’nın 3. maddesinde, Almanya´da yaşayan herkesin eşit haklara sahip olduğu şu ifadeyle belirtiliyor; “Hiçkimse cinsiyeti, ırkı, dili, ülkesi ve anavatanı, inancı, dini ve siyasi görüşü nedeniyle haksızlığa uğrayamaz“. Fakat Almanya’da günlük hayatta etnik, dini ya da kişisel özelllikleri nedeniyle haksızlığa uğrayanlarla karşılaşmak mümkün. Örneğin yabancı kökenli gençler bazı diskoteklere giremiyor, sakat olan bir kişi diğer müşteriler rahatsız olabilir diye otellere alınmıyor ya da yabancılar kiralıyacak ev bulamıyor.

Alman hükümeti, her nedenle olursa olsun ayrımcılığa karşı önlem almak için hazırladığı yasa tasarısını meclise sundu. Kabul edilirse ilkbaharda yürürlüğe girmesi beklenen yasa, haksızlığa uğrayanlara yeni imkanlar sunuyor. İktidarın büyük ortağı Sosyal Demokrat Parti´nin hukuk uzmanı Olaf Scholz, haksızlığa uğradığını düşünenlerin, kanunun yürürlüğe girmesiyle birlikte, hukuken buna karşı mücadele edebileceklerini söylüyor:

“Bundan sonra herkes, örneğin kiralık ev ararken, „benim evime yabancı giremez, ben yabancı istemiyorum diyen“ evsahibine karşı hukuki yola başvurabilir. Ayrımcılığa uğrayanları artık kanunlar koruyacak, buna karşı mücadele edebilecek ve en azından tazminat alabilecek. Tabii ki bunun da kuralları var.“

Başörtü sorunu

Ayrımcılığı Önleme Yasası’ndan, özellikle işyerinde başörtüsüyle çalışmak isteyen Müslaman kadınların da faydalanabileceği düşünülüyor. Almanya İslam Konseyi Başkanı Ali Kızılkaya, Müslüman kadınların başörtüsü nedeniyle sıkça haksızlığa uğradığını ve böyle olaylara kendisinin de sıkca tanık olduğunu söylüyor ve şöyle devam ediyor:

“İnsanlar dininin gereğini yerine getirdiği zaman, örneğin başörtülü çalışmak isteyen bir bayan, başörtüsünden dolayı bir meslek hatta mesleğe hazırlık olan staj yeri bulamamakla karşı karşıya kalırsa, bu çok boyutlu bir dışlama oluyor. Sadece staj yapılmasına değil, bir meslek edinmenin önünü kesiyor. Bunu tabii entegrasyon açısından çok zararlı buluyoruz.“

Ali Kızılkaya bu tür bir ayrımcılığın Müslümanlar’ı toplumdan soyutladığını ve ayrımcılığa karşı çıkarılacak yasanın gerçekten değisiklik getirip getirmeyeceğinin yürürlüğe girdikten sonra belli olacağını söylüyor. Sosyal Demokrat Partisi hukuk uzmanı Olaf Scholz ise bu tür ayrımcılığın ileride daha az yaşanacağından emin:

“İşveren, çalışanlarının dini inanclarını ve görüşlerini kabul etmek zorunda. Şayet işine herhangi bir şekilde zarar verici değilse. Bunun haricinde işverenin „başörtüsü takamazsın“ deme ve bunu uygulatma hakkı yoktur ve kabul de edilemez. Çıkacak yasa bunu tekrardan destekliyor.“