1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Almanya'da Merkel dönemi

Ajanslar22 Kasım 2005

Almanya’da Başbakan Gerhard Schröder dönemi bugün resmen noktalandı. Cumhurbaşkanı Horst Köhler’in başbakanlık için önerdiği Angela Merkel, Federal Parlamento tarafından başbakanlığa seçildi. Daha sonra Köhler’den mazbatasını alan Merkel, başbakanlık yeminini etti.

https://p.dw.com/p/AaNQ
Merkel, mazbatasını aldıktan sonra başbakanlık yeminini etti.
Merkel, mazbatasını aldıktan sonra başbakanlık yeminini etti.Fotoğraf: dpa

Almanya’da tarihi bir gün yaşandı. Federal Alman Parlamentosu’nda yapılan oylamada yeterli çoğunluğu alan Hıristiyan Birlik partilerinin lideri Angela Merkel, yeni hükümet göreve başlamasının önündeki son engeli de aştı. Federal Parlamento’da yapılan gizli oylamada, Hıristiyan Birlik partilerinin lideri Angela Merkel, 202’ye karşı 397 oyla başbakan olarak seçildi. Oylamada 12 milletvekili ise çekimser oy kullandı. Tarihi oylamaya 614 milletvekilinden 612’si katıldı. Anayasa gereği, Cumhurbaşkanı Horst Köhler tarafından başbakanlık için önerilen tek aday olan Merkel'in, 614 milletvekilinden en az 308'inin oyunu alması gerekiyordu.

Oylamanın ardından ilk konuşmayı Federal Parlamento Başkanı Norbert Lammert yaptı. Merkel’in seçilmesini kadınlar için güçlü bir sinyal olarak değerlendiren Lammert, yeterli çoğunluk alan Merkel’i Almanya’nın ilk kadın başbakanı olarak seçildiğini ilan etti. Merkel ise sonucun açıklanmasından sonra görevi kabul ettiğini söyledi. Almanya’nın yedi yıllık başbakanlık dönemini geride bırakan Gerhard Schröder ise Merkel’i ilk kutlayanlardan biri oldu.

Merkel başbakanlık yemini etti

Angela Merkel, oylamanın ardından Cumhurbaşkanı Horst Köhler’in makamına çıktı. Köhler ile Merkel arasındaki mazbata teslim seramonisi birkaç dakika sürdü. Cumhurbaşkanı Köhler yeni Başbakan’a mazbatasını verirken “Size şans ve Tanrı’dan güç diliyorum” dedi.

Merkel bu seremoninin ardından Federal Parlamento’da başbakanlık yeminini etti. Yemin ederken selefi Schröder’den farklı olarak Tanrı’nın adını anan Merkel, “Tanrı’nın izniyle gücümü Alman halkının refahı, zarar görmesini engellemek için kullanmaya, Anayasa’yı koruyarak kollamaya, yükümlülüklerimi yerine getirmeye yemin ediyorum” dedi. Yeni kabinede yer alan bakanlar da Cumhurbaşkanı’ndan mazbatalarını aldıktan sonra parlamentoda yemin ederek görevlerine başladılar.

Muhalefetin tepkisi

Koalisyon partileri Hıristiyan Birlik ile Sosyal Demokratlar’ın parlamentoda toplam 448 milletvekili bulunuyor. Alınan sonuca göre, koalisyon sıralarından 51 milletvekili Merkel’e karşı ret oyu kullandı. Muhalefetteki Yeşiller ve Hür Demokrat Parti’ye göre sonuç, yeni hükümetin ne kadar kırılgan olduğunu ortaya koyuyor.

Hür Demokrat Parti’nin Grup Başkanı Wolfgang Gerhard şöyle konuştu: “Aldığı oylar belki Merkel’ın başbakanlığa seçilmesine yetti. Ama Meclis’te neredeyse 450 sandalyeye sahip olan koalisyonun kendi sıralarından başbakanlık güven oylaması gibi hayati bir konuda 50 ret oyu çıkmasını kimse iyiye yormasın.“

Koalisyon partileri sonuçtan memnun

Koalisyon partilerinin önde gelen isimleri ise sonucu olumsuz bir sinyal olarak nitelemekten kaçınıyor. Hıristiyan Birlik’in Feferal Meclis Grubu Başkanı Volker Kauder, “Angela Merkel’ın belirgin bir çoğunlukla Almanya’nın ilk kadın başbakanı seçilmiş olmasına çok sevindim. Sonuç, Merkel’ın şimdi hükümetini kurarak hükümet programını hayata geçirmek için sıkı bir çalışma ortaya koyacağını gösterebilmesi açısından önemli” dedi.

Sosyal Demokrat Parti Genel Sekreteri Hubertus Heil de “Alınan sonuç bence bu hükümeti destekleyen geniş bir taban olduğunu gösteriyor. Koalisyon görüşmelerinin biraz sancılı geçmesi seçim kampanyası sırasında farklı başlangıç noktalarında olmamıza bağlıydı. Karşılıklı adımlar atmamız gerektiği kesindi. Ama ulaştığımız bu çoğunluğu, dört yıl boyunca koruyacağımıza inanıyorum. Şimdi insanların bizden beklentilerine yanıt vermemiz gerekiyor” diye konuştu.

Merkel’in öncelikleri

Peki yeni hükümetin hangi alanlara eğilmesi gerekiyor? Merkel önceliklerini “Öncelikle, şeffaflık ve güvenirlilik konusunda değişim gereklidir. İkinci önemli nokta, bu ülkede iş ve ekonomik büyüme yönünde değişim lazımdır. Üçüncüsü, ailelerin ve çocuklarının geleceği için değişim şarttır. Dördüncü nokta ise, geleceği güvenilir bir biçimde teminat altına almak için daha iyi politikalar geliştirme şartıdır” şeklinde sıraladı.