1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Almanya'dan Güvenlik Konseyi atağı

Klaus Dahmann26 Temmuz 2004

Almanya Federal Cumhuriyeti, BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyeleri arasına katılma yolundaki çabalarını arttırdı. Dışişleri Bakanı Joschka Fischer’in Asya ülkelerini kapsayan son ziyaretler turunun amacı da daimi üyelik için destek aramaktı. Ancak Fischer’in ziyaret ettiği ülkelerden kesin destek aldığı söylenemez. DW yorumcularından Klaus Dahmann, Almanya’nın Güvenlik Konseyi daimi üyeleri arasında yerini alma şansının az olduğunu belirttiği değerlendirmesinde şu görüşlere yer veriyor:

https://p.dw.com/p/Aa2D

Almanya soğuk savaş sonrasının ve bunun doğal sonucu olan yeniden birleşmenin verdiği güvenle dünya politikasında ağırlık kazanmaya çalışıyor. Almanya artık ekonomik yardımlarıyla ve barış misyonlarında üstlendiği yükümlülükle dünyada sesini duyuruyor. Bu nedenle de Berlin Almanya’nın Güvenlik Konseyi’nin daimi üyeleri arasında yer almayı çoktan hak ettiğini savunuyor.

Zaman elverişli görünüyor. BM Genel Sekreteri Kofi Annan köklü BM reformlarının daha fazla geciktirilemeyeceğini söylüyor. Annan tarafından görevlendirilen özel komisyon reform önerilerini yıl sonlarına doğru Genel Sekreter’e sunacak. Almanya, Güvenlik Konseyi daimi üyeliğinin öneriler arasında yer almasını umuyor. Ama ne yazık ki reform komisyonunda Alman üye bulunmuyor.

Alman hükümeti gerçekleri göz ardı etmemeli. Almanya’nın gerekli oy çoğunluğunu yakalaması mucize olur. Güvenlik Konseyi’nin daimi üyesi olmak için sadece 191 üye devletten üçte ikisini ikna etmek yetmiyor. Mevcut daimi üyelerin de oy birliğiyle Almanya’yı desteklemeleri gerekiyor. Alman dünya politikasında üstlendiği görevleri daimi üyelik gerekçesi olarak lanse etse de, çoğu devletten sadece övgü dolu dostane sözler duyacaktır. Çünkü Güvenlik Konseyi daimi üyeliği liyakat nişanı gibi daıtılmaz.

Önemli olan güç kazanmak, veto hakkını elde etmektir. BM kurulduğundan bu yana çoğu kriz bölgesiyle ilgili kararlar , ABD, Rusya, Çin, Fransa ve İngiltere’den oluşan beş daimi üyeden birinin vetosuna takılmıştır.

İsrail, Çeçenistan ve Irak bunların en çok göze batanlarıdır. Almanya gibi barışçı ve diplomatik çözüm ilkesini benimsemiş bir devlet te olsa da vetocu devletler arasına bir yenisinin katılması, Güvenlik Konseyi’nin işini kolaylaştırmaz aksine zorlaştırır. Kaldı ki, Irak’ın işgali için Konsey’in onayını alamayan ABD’nin, savaşa karşı çıkan bir devletin daimi üyeliğine evet demesi kolay olmayacaktır.

BM Güvenlik Konseyi’nin veto hakkını haiz olmayan daimi üyelerle genişletilmesi de tartışılan konular arasında. Bu durumda sadece Almanya değil, BM’e en fazla ödenek havale eden ikinci ülke konumundaki Japonya ile diğer bazı Asya ve Latin Amerika ülkeleri de Konsey’in kapısını çalacaklardır. Nitekim, beş daimi üyenin, Soğuk Savaş yıllarının ruhunu temsil ettikleri haklı olarak öne sürülmektedir. Afrika ve Latin Amerika’nın kalkınma halindeki ülkelerinin daimi üyelikte hak iddia etmeleri Berlin’in çizgisine uygundur ama aynı zamanda Almanya’nın daimi üyelik adaylığına karşı da çarpıcı bir tez sayılmalıdır.

Bu nedenle Almanya’yı destekleyebilecek ülkelerin sayısı oldukça sınırlı. Daimi üye sayısının önemli ölçüde arttırılması Almanya’ya kalıcı Konsey üyeliğinin yolunu açabilir. Ama bunu düşünmek bile aşırı iyimserlik olur. Hindistan, Brezilya ya da Nijerya gibi ülkelerin Güvenlik Konseyi’ne daimi üye olma ihtimali bütün Avrupa ülkelerininkinden yüksektir.