1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İtidal çağrısı

Nihat Halici17 Nisan 2013

Boston saldırısının ardından birçok ülkede terörle mücadele amaçlı güvenlik önemleri arttırıldı. Alman güvenlik ve terörle mücadele uzmanları ölçülü olunmasını ve aşırı tepkilerden kaçınılmasını tavsiye ediyorlar.

https://p.dw.com/p/18HAd
Hans-Peter Friedrich
Hans-Peter FriedrichFotoğraf: dapd

Almanya İçişleri Bakanı Hans-Peter Friedrich Almanya’nın güvenlik şartlarının değişmediğini söylüyor. Friedrich, Boston’daki bombalı saldırı nedeniyle daha sıkı güvenlik tedbirleri alınmasına gerek olmadığı kanaatinde. Bakan Berlin’de yaptığı açıklamada ‘soyut tehlikenin’ her zaman için söz konusu olabileceğini ancak herhangi somut ipucuna rastlanmadığını söyledi.

Alman Birinci Kanalı ARD'nin terör uzmanı Holger Schmidt sağduyulu olunmasını tavsiye etti:

“Boston’daki saldırının İslamcı teröristler tarafından düzenlendiğine dair ipucuna rastlanmış değil. ABD’nin hedef olduğu terör saldırılarının geçmişine baktığımızda, aşırı sağcı unsurlar kadar ruh hastası tek bir kişinin de saldırıdan sorumlu olabileceğini hesaba katmamız gerekir.”

Alman güvenlik örgütleri hazır

Almanya’da her türlü şiddetle mücadele farklı düzeylerde yürütülüyor. Federal Anayasayı Koruma Teşkilatı bünyesinde sadece İslamcı terör tehlikesini savuşturmakla görevli 2 bin 700 güvenlik uzmanı bulunuyor. Siyasi radikalizm ve internet saldırılarının önlenmesiyle casuslukla mücadele birimleri de iç istihbaratın görev alanına giriyor.

Büyük organizasyonlarda güvenliği koruma görevi her eyaletin emniyet birimlerine düşüyor. İhtiyaç halinde eyaletler arasında takviye polis yardımı yapılıyor. Güvenlik uzmanları, Boston Maratonu gibi on binlerce kişinin katıldığı geniş alanlı organizasyonlarda tehlike riskini sıfıra indirmenin mümkün olmadığını belirtiyor. Muhafazakar politikacılar şüpheli şahıslarla ilgili özel verilerin daha uzun süre arşivlenmesini talep ediyorlar. Bu uygulamanın terör eylemlerini önleyemeyeceği ancak terörle mücadeleyi kolaylaştıracağı öne sürülüyor.

Alman Sosyal Demokrat Partisi’nin iç güvenlik uzmanı Dieter Wiefelspütz ise devletin kişisel bilgilere dilediği gibi erişebilmesinin doğru olmadığı görüşünde:

“Boston’daki bombaları patlatanların aralarında haberleştiklerine dair hiçbir bilgi yok. Belki yapmışlardır, ama bunu kim bilebilir ki. Ben de kişisel verilerin depolanmasından yanayım. Ama bunun için Boston saldırısının olması mı gerekir. Saldırıdan Almanya’nın iç güvenliğiyle ilgili tartışmaya malzeme çıkarmaya çalışmakla Boston olayını kendi gayemize alet etmiş oluruz.”

İslamcı terör

Terör uzmanı Holger Schmidt Almanya’nın ikisi dışında son yıllarda büyük saldırı tehlikesi atlatmadığını belirttikten sonra sözlerini şöyle sürdürdü:

“İslamcı terör girişimlerinin ucuz atlatılmasında şansın da payı vardı. Köln'deki trene yerleştirilen bavuldaki bomba esaslı yapılmış olsaydı patlayabilirdi. Sauerland Grubu’nun büyük bombalı saldırı hazırlığı sırasında ele geçirilmesinde güvenlik birimlerinin becerisi önemli rol oynadı. Frankfurt havalimanında Amerikalı askerlerin vurulduğu olay ise kimin ne zaman terör saldırısı düzenleyeceğine dair ihbar alınmadığı takdirde hiçbir önlemin işe yaramayacağını gösterdi.”

Yeşiller Partisi meclis grubunun güvenlik politikaları sözcüsü Omid Nouripur, Boston’daki saldırının kenti ya da maraton müsabakasını hedef almadığını belirtti:

“Hür toplumları hedef alan bu gibi saldırılardan sonra, ‘o zaman biz de kapıyı kapatalım, dışarıya çıkmayalım, gözetlemeyi arttırıp polis devleti kuralım’ diyemeyiz. Aksi takdirde saldırıyı düzenleyenler amaçlarına ulaşmış olurlar. Buna müsaade edemeyiz.”

Terör tehlikesi yüzünden açık topluma sınırlamalar getirilmesinin sosyal hayatı felç edeceği şeklindeki görüşe bütün Alman güvenlik uzmanları da katılıyor.


© Deutsche Welle Türkçe

DW/MK/AG/HS/NH