1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

310709 Jugend jüngster Uniprofessor

7 Ağustos 2009

İngiliz dili ve edebiyatı profesörü 35 yaşındaki Joybrato Mukherjee, Aralık ayında Almanya'nın Gießen kentindeki Justus Liebig Üniversitesi'nin rektörlüğü görevini devralacak.

https://p.dw.com/p/J53q
Fotoğraf: picture-alliance/ dpa

Almanya'nın Gießen kentinde bulunan Justus Liebig Üniversitesi'nin genişletilmiş senatosu, gerekli oyun iki fazlasıyla Profesör Joybrato Mukherjee'yi yeni rektör olarak seçti. Hintli göçmen bir ailenin çocuğu olan Mukherjee, henüz 29 yaşındayken profesör oldu. Sıradışı bir akademik kariyere sahip, 35 yaşındaki profesör, alçak gönüllülükten ödün vermeyerek şu sözleri söyledi. "Büyük bir onur duydum. Umarım görev süremi üniversiteye ve üniversitenin gelişimine en faydalı olacak şekilde değerlendirebilirim."

Dört yüz yıllık bir tarihi olan Gießen Üniversitesi'nin yaklaşık 23 bin öğrencisi bulunuyor.

Mukherjee'nin sloganı "imkânsızı başarmak". Genç profesör, az zamanda çok ve büyük işler başarmak istiyor ve şöyle diyor: "İmkânsızı mümkün kılmamız gerekiyor. Zira Gießen bir metropol değil. Bu nedenle metropollerin sahip olduğu avantajlardan yararlanamıyoruz. Araştırma ve öğrenim konusunda mükemmel olmamız gerekiyor. Gießen'de öğrenim olanağı sunulan dallarda, zirvedeki üniversitelerin arasına girmemiz gerekiyor."

Üniversite harcı uygulamasına karşı

Almanya'nın Hessen eyaletine bağlı olan Gießen'in nüfusu sadece 74 bin. Ancak Mukherjee'nin hedefini gerçekleştirmek için birçok fikri var. Ayrıca genç profesör, üniversite harcı uygulamasına da tamamen karşı... Ona göre, herkesin tek kuruş ödemeden yükseköğrenim görebilme hakkına sahip olması gerekiyor. Mukherjee, "Eğitimin tek temel kaynak olduğu Almanya gibi bir ülkede, iyi eğitimli gençlere sahip olabilmek için onlara ücretsiz üniversite eğitimi sunmalıyız. Bu en başta, bizim kendi yararımıza olan bir durum." açıklamasını yapıyor.

Mukherjee göçmen kökenli öğrencilerin Almanca öğrenmesinin önemine dikkat çekiyor. Dilin, bir topluma uyum sağlamak için en önemli araç olduğunu belirten Mukherjee, öğrencilerin de bunu akıllarından çıkarmamaları gerektiğini vurguluyor: "Başka ülke ve kültürlerden gelen öğrencilerin, Alman üniversitelerindeki eğitimin tartışma ağırlıklı olmasına kendilerini hazırlamaları gerekiyor. Ayrıca iletişime ve farklı teorik yöntemlere de açık olunmalı. Pek çok seminer ve ders, Almanca işlendiği için, tabii ki Almanca bilgisi de çok önemli."

"İsterlerse tüm kapılar açık"

Hintli göçmen bir ailenin çocuğu olan profesör, günümüzde göçmenlere isterlerse tüm kapıların ardına kadar açık olduğuna dikkat çekiyor. İkinci kuşağın aktif şekilde iş hayatının içinde bulunduğunu da vurgulayan Mukherjee, başarıların yanında, aşılması gereken daha birçok sorun olduğunu hatırlatıyor: "Sanırım ikinci ve üçüncü kuşaklar söz konusu olduğunda, en büyük sorunlar dille ilgili. Eğer evde Almanca konuşulmuyorsa ve kişinin dil bilgisi yeterli değilse, topluma dahil olmak için geriye çok fazla da seçenek kalmıyor."

Öğrencileri, Mukherjee'den bahsederken "O, bizim Obama'mız" yakıştırmasını yapıyor. Zira genç profesörün rektörlüğe getirilmesi, onlara göre en az Obama'nın ABD Başkanı olması kadar büyük bir yenilik.

2003 yılından beri profesör olan Mukherjee, 2008 yılından bu yana da rektör yardımcılığı görevini sürdürüyor. 16 Aralık'ta Gießen Üniversitesi'nin rektörlük koltuğuna oturacak olan bu "Hintli Obama'nın" yapacağı reformlar, öğrenciler tarafından büyük bir merakla bekleniyor.


Isha Bhatia / Çeviren: Banu Ertek

Editör: Murak Çelikkafa