1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Altın Ayı İtalya'ya gitti

19 Şubat 2012

Uluslararası Berlin Film Festivali'nde ödüller sahiplerini buldu. Berlinale'de Altın Ayı İtalya’ya giderken, Türk Sineması’nı temsil eden yapımlar da ödüle layık görüldü.

https://p.dw.com/p/145cx
Vittorio (solda) ve Paolo Taviani
Vittorio (solda) ve Paolo TavianiFotoğraf: dapd

Uluslararası Berlin Film Festivali'nin en büyük ödülü olan Altın Ayı İtalya'ya gitti. Reji efsanesi Taviani Kardeşler, 'Cesare deve morire' ('Sezar ölmeli') adlı siyah-beyaz belgesel ile zafer kazandı. Kameralarıyla Roma'daki bir cezaevinde Shakespeare'in 'Jül Sezar' oyununu sahneleyen tutuklulara eşlik eden Paolo ve Vittorio Taviani, Altın Ayı Ödülü'nü almak için geldikleri sahneden tutuklulara selam gönderdi. Festivalde en iyi ikinci filme verilen Jüri Büyük Ödülü ise, bu yıl Macar/Alman/Fransız ortak yapımı 'Csak a szél' adlı filmin oldu. Filmin yönetmeni Macar Bence Fliegauf.

Alman sinemacılara iki ödül

Alman Sineması da yarışmadan iki ödülle döndü. En iyi yönetmen ödülü, favoriler arasında gösterilen 'Barbara' filmi ile Alman Christian Petzold'e verilirken, kameraman Lutz Reitemeier, 2007 yılında 'Tuya'nın Düğünü' ile Altın Ayı alan Wang Quan'an imzalı 'Bai lu yuan' adlı Çin filmindeki çalışması nedeniyle yarışma bölümündeki bir „mükemmel sanatsal performans"a verilen Gümüş Ayı ödülünü kazandı.

Oyuncu ödülleri yenilere

En iyi oyuncu ödülleri ise, ilk kez kamera karşısına geçen iki isme verildi. 'Rebelle' filmindeki performansı ile Kongolu aktris Rachel Mwanza ile 'En Kongelig Affære' filminden Danimarkalı Mikkel Boe Følsgaard Gümüş Ayı ödülüne layık görüldü.

Alfred Bauer Ödülü Portekiz'in

Festivalin ilk 25 yılında direktörlüğünü yapan Alfred Bauer’in adına konan ve sinema sanatına yeni perspektifler sunan bir yapıma verilen ödül, Portekiz'e gitti. Miguel Gomes'in 'Tabu' adlı filmi Portekiz'in Afrika'daki sömürgeci geçmişinden bir sayfa aktarıyor. En iyi senaryo dalında Gümüş Ayı, 'En Kongelig Affære' ile Nikolaj Arcel ve Rasmus Heisterberg'e verilirken, İsviçre'den yarışmaya katılan Ursula Meier, 'L'Enfant d'en haut' adlı sosyal dramı ile özel bir Gümüş Ayı aldı.

Kısaların ödülleri

“Berlinale Shorts” adlı kısa metrajlı film yarışmasında Altın Ayı, Joao Salaviza imzalı 'Rafa' adlı Portekiz/Fransa ortak yapımına verildi. Gümüş Ayı da Fransa'ya gitti ve Atsushi Wada 'Gurehto Rabitto' ile ödül sahibi oldu.

Türk filmleri de ödül aldı

62. Uluslararası Berlin Film Festivali'nde Türk Sineması'nın yüzü güldü. Emin Alper’in ilk uzun metrajlı filmi 'Tepenin Ardı', Berlinale'de genç sinemacılara ve yenilikçi yapıtlara ayrılan Forum bölümünün en prestijli ödülü sayılan Caligari Ödülü'ne değer görüldü. Jürinin Türkiye’den çağdaş bir western filmi olarak nitelediği 'Tepenin Ardı’nın ödülü Cuma akşamı yapılan törenle yönetmeni Emin Alper’e verildi. Jürinin gerekçesinde, filmin günümüz Türk toplumunun küçük ölçekte yansıması olduğu vurgulandı.

Nuri Bilge Ceylan'ın ilk filmine de verilmişti

Yönetmen Emin Alper, yaptığı teşekkür konuşmasında, "Bu ödül benim için çok önemli, zira Caligari Ödülü'nü ilk kez, 14 yıl önce Nuri Bilge Ceylan'ın ilk filmiyle ödüle layık görülmesi vesilesiyle duymuştum. O zamandan bu yana takip ediyorum, çok iyi yönetmenlerin de aldığını biliyorum. O yüzden benim için gerçekten çok gurur verici bu ödülü almak.“ dedi.

'Tepenin Ardı' ödüle doymadı

Ailesiyle ve çevresiyle yaşadığı sorunlarla yüzleşmek yerine, tüm sorunların sorumlusu ilan edilebilecek bir düşman, bir günah keçisi yaratan maço erkek kültürünün trajedisini anlatan filmde Tamer Levent, Reha Özcan, Mehmet Özgür, Berk Hakman, Banu Fotocan ve Furkan Berk Kıran rol alıyor. 'Tepenin Ardı' Berlinale'de sadece Caligari Ödülü'yle de yetinmedi. Emin Alper'in senaryosunu da yazdığı 'Tepenin Ardı', En İyi İlk Film Özel Mansiyon Ödülü'nü de kazandı. Aynı dalda birincilik ödülünü ise Hollanda'dan Boudewijn Koole'nin çektiği 'Kauwboy' aldı.

'Lal Gece'ye de Kristal Ayı

Türk Sineması'nı Berlinale'de temsil eden diğer yapım, Reis Çelik imzalı 'Lal Gece' de, gençlik filmlerinin gösterildiği Kuşaklar bölümünün en büyük ödülü olan Kristal Ayı'ya layık görüldü. Başrollerini İlyas Salman ve Dilan Aksüt'ün oynadığı film, 14 yaşında bir kızın 60 yaşında bir adamla evlendirilmesini konu ediyor. Jürinin gerekçesinde „Mükemmel oyuncular sayesinde, aile geleneklerini kendi iradelerinin üzerinde tutan ve bu yüzden eli kolu bağlı olan iki insanın duygu dünyasına girebildik.“ ifadesine yer verildi. Ayrıca, neredeyse tüm çekimlerin tek bir odada yapılmış olması sayesinde, seyirciye de sözkonusu çift gibi tutsaklık hissi verildiği vurgulandı.

"Önemli olan derdimizi anlatmak"

Türk Sineması için bunun sevindirici bir gelişme olduğunu söyleyen yönetmen Reis Çelik, ödülün kendi için anlamını şöyle dile getirdi:

"Ülkemizde ve dünyada, kadının yeri ve ona duyulan saygının yapısı konusunda bir dikkat çekmeydi bu film. Ülkemizde yaşanan çok trajedik şeyler var kadın üzerinden. Ona dikkat çekmeyi ne kadar başarırsak, o kadar iyi diye bakıyorum. Yoksa sinemaymış, ödülmüş değil, önemli olan derdimizi anlatmaktır. Sanat zaten öyle birşeydir. Bunlar sayesinde biraz daha fazla sesimiz çıkmış oluyor. O bana keyif veriyor.“

© Deutsche Welle Türkçe

Haber: Aydın Üstünel, DW Berlin

Editör: Başak Sezen