1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Altın nereye koşuyor?

18 Şubat 2010

Kriz döneminde altına yatırım yapanlar, altının getirisine öncelik tanıyor. Ancak altının spekülasyon aracı olarak kullanılmasının küpüne zarar verebileceği uyarısında bulunan uzmanlar haklı çıkabilir.

https://p.dw.com/p/M4vh
Fotoğraf: DW-TV
Börsenhändler in Frankfurt
Fotoğraf: APTN

Dünya Altın Konseyi (WGC) bu yıl altın piyasasında büyük çalkantılar beklemiyor. Bu değerli madeni güvenli liman olarak gören ve altın rezervlerini arttırmaya çalışan emeklilik fonlarıyla merkez bankalarının piyasaya istikrar kazandıracağı belirtiliyor.

Sanayi ve kuyumcu altınına ilginin azalması nedeniyle 2009 yılında altın talebi yüzde on bir oranında daralmıştı. Yatırımcının altın talebindeyse düşüş beklenmiyor. Bazı ülkelerin bütçe açığını dengelemek için yüksek miktarda altın satmasının da piyasaya zarar vermeyeceğini belirten Dünya Altın Konseyi Başkanı Aram Şişmanyan, rekor düzeyde seyreden altın fiyatının ne yönde gelişeceğine dair ise tahminde bulunmuyor.

IMF'nin altın satma kararı

Russland Goldmine Olympiada von Polyus in Wostochni Sibirien
Fotoğraf: RIA Novosti

Uluslararası Para Fonu (IMF) kredi hacmini büyütebilmek için 191 ton altın satacak. Para Fonu’nun, fiyat oynamalarına imkan vermemek için altının etaplar haline piyasaya arz edileceğini açıklamasına rağmen ons fiyatı düşüşe geçti. Bir hafta önce onsu 1125 dolardan satılan altın, 1099 dolara kadar geriledi. Öncelikle dünyanın en fakir ülkelerinin kredi ihtiyacını karşılayabilmek için altın satmaya başlayacağını duyuran Uluslararası Para Fonu’nun stoklarını sekizde bir oranında eritip, piyasaya toplam 403 ton altın süreceği açıklanmıştı.

Altın rezervinin en önemli on sahip arasındaki dağılımı şöyle (ton):

ABD 8133,5

Almanya 3407,6

İMF 3005,3

İtalya 2451,8

Fransa 2435,4

Çin 1054,0

İsviçre 1040,1

Japonya 765,2

Hollanda 612,5

Rusya 607,7

Hindistan 557,7

Avrupa Merkez Bankası 501,4

Güvensizlik altına yönlendiriyor

Finans sistemine artık güvenmeyen ve Yunanistan’daki borç krizi yüzünden endişelerinde haklı çıktığını düşünen yatırımcı altına yöneliyor. Bunların arasında altının daha da değerleneceği düşüncesiyle ilk kez bu piyasaya giren yatırımcılar da var. Hisse senedi ve tahvil piyasalarının hayal kırıklığına uğrattığı bu rant avcılarına finans piyasası çeşitli yatırım modelleri sunuyor. Borç krizine kalıcı çözüm bulunamadığı ve enflasyon korkusu arttığı için altın sahibi olma hırsının bir süre daha kâr getirmesi mümkün.

Altına yapılan uzun vadeli yatırımlar ise, kazanmayı değil, az kaybetmeyi aklına koyan yatırımcının tercih ettiği yöntem. Yüksek enflasyon dönemlerinde para altının yerini tutmuyor. Avrupa Para Birliği dağılır ya da kriz yüzünden yeni bir dünya para sistemi yaratmak gerekirse, altını olan kendini emniyette hissedebilecek. Ancak borsaların sırtının yere gelmesi durumunda altın fiyatı da düşüş trendinden kendini kurtaramayacak. Kaldı ki, büyük yatırımcı da nakit sıkıntısı yüzünden altını elinden çıkarmak zorunda kalacak. Böyle bir senaryoda sadece, altını fiziki olarak kasasında sakladığı için nakit paradan çok daha güçlü bir değer koruma aracına sahip olanlar kârlı çıkacak. Zaten böyle bir ortamda kimse, ‘fiyat düşer mi, çıkar mı, hesabı yapacak durumda olmayacak.

© Deutsche Welle Türkçe

DW/Reuters, AG/AŞ