1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AMB gölge hükümet mi?

Ahmet Günaltay5 Nisan 2013

Avrupa Merkez Bankası (AMB) ortak para bölgesinde euronun iç ve dış değerini koruması için kurulmuştu. Fakat borç krizi AMB'nin fonksiyonunu da değiştirdi.

https://p.dw.com/p/18AKm
Fotoğraf: Reuters

Hangi acımasız hükümdar Yunanları tasarrufa zorluyor? Hangi karanlık güçler Kıbrıs'ın direnişini birkaç gün içinde kırdı? Bu sorunun yanıtı basit: Euro gölge devleti…

Gölge devlet. Yıldız Savaşları ya da Yüzüklerin Efendisi gibi bilim kurgu filmlerini andıran bir kavram. Ama bu iddiayı ortaya komplo teorisyenleri atmıyor. Aksine tanınmış bir iktisatçı. Deutsche Bank'ın eski baş iktisatçısı Thomas Mayer. Mayer, “Bu gölge devletin Avrupa Birliği Konseyi adlı bir de gölge hükümeti var. Gölge yürütme organının adı Euro Grubu. Disiplini bozulduğu yerde yeniden tesis etmekle görevli müdahale gücüne de troyka diyoruz" diyor.

“Gölge devlet kavramı kulağa karanlık ve gayrı demokratik gibi çalınsa da, o olmasaydı Euro hayatta kalamazdı”, diyen Thomas Mayer, ortak para biriliğinin iki şekilde organize edilebileceğini söylüyor. Birincisi, gerçekten bağımsız bir merkez bankası sadece para değerinin istikrarını korumakla görevlendirilir. Üye ülkeler ise egemendir, ama ortak kurallara uyar. Maastricht İstikrar Kriterlerinin tarif ettiği Avrupa Para Birliği de bundan başkası değildi.

Mario Draghi Unterschrift neuer 5-Euro-Schein
AMB, siyasi aktörlerin arasına karışmakla eleştiriliyor.Fotoğraf: Reuters

AMB'nin rolü değişti

Amma devir değişti. Son çare olarak elde ikinci versiyon kaldı. AMB, bağımsız ve sadece para değerini korumakla yükümlü bir kurum olmaktan çıkıp siyasi aktörler arasına karıştı. Kıbrıs'ı yola getirmek için ek acil yardım talebini reddettiğinde bu belli olmuştu. Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi'nin, gerektiğinde kriz ülkelerinden sınırsız borçlanma tahvili satın alınacağını duyurması da siyasi bir karardı.

Böylece finans piyasaları yatıştırılabilmişti, ama bu fırtına öncesi sessizliğinden başkası değildi. İktisat Profesörü Friedrich Sell, piyasaların sonsuza kadar oyalanamayacağını söylüyor: “Kriz ülkeleri toparlanıp rekabet gücüne kavuşamadıkları takdirde, Draghi'nin bütün taahhütlerine rağmen risk primi yükselecek ve Draghi duruma müdahale etmek zorunda kalacak. Sonra da seyreyleyin gümbürtüyü.”

Fırtına kopacak, çünkü Avrupa Merkez Bankası'nın piyasayı paraya boğmasıyla birlikte enflasyon da şahlanacak.

İktisatçı Mayer'in de dediği gibi AMB siyasi merkez bankasına dönüştüğü, üyelerinin borçlarını finanse ettiği ve euro devlet parası olduğu için, bu görevin yerine getirilmesinde devlete ihtiyaç oluyor. Mayer'in değerlendirmesi, “Tek bir devlet olmadığı için, ki bu Euro Bölgesi'nde maalesef böyle, bu durumu gölge devletle, yani euro gölge devleti oluşturarak baypas edebiliyorsunuz" şeklinde.

Bu gölge devlete temel oluşturan antlaşmalardan çoğu Avrupalının haberi bile yok. Mali Pakt, Two-Pack ya da Six-Pack'ın ne anlama geldiğini kaç Avrupalı biliyor? Mayer, “Bu antlaşmalar milli egemenliği sınırlıyor ve borç parasıyla dönen sistem içinde çalışabilmeleri için milli devletleri disipline zorluyor" diyor.

Mario Draghi Präsident der Europäischen Zentralbank
Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario DraghiFotoğraf: REUTERS

Siyasi meşruiyet yok

Problem, siyasi meşruiyetin olmayışından kaynaklanıyor. Kıbrıs Parlamentosu kurtarma planını reddetmişti, ama hükümet planı bire bir uyguluyor. İtalya da aylarca kimsenin seçmediği bir başbakan tarafından yönetildi. Eski Deutsche Bank baş iktisatçısı Mayer bu nedenle gölge devlete halkın giderek daha fazla karşı koymasına şaşmamak gerektiğini belirtiyor: “İtalyan seçmenin, gölge devletin temsilcisi Mario Monti'yi sandıkta bozguna uğratması direnişin ilk işaretiydi.”

Gölge devlet, İtalyan Parlamentosunda azınlığa düştü. Ülke yönetilebilir olmaktan çıktı. Euro bölgesinde işsizlik tırmanırken ekonomi küçülüyor. İspanya, Yunanistan ve diğer kriz ülkelerinde tasarruf planlarının protesto edilmediği gün geçmiyor. Thomas Mayer, artan direnişin Euro bölgesinin dağılma tehlikesini de arttırdığını söylüyor: “Euro'yu devletin borç parası haline getirip devlete bağlı merkez bankası kurar ve gölge devlet otoritesini ayakta tutmayı başaramazsak Ruble bölgesinin başına gelenler bizim başımıza da gelebilir.”

Ruble bölgesi, Sovyetler Birliği'nin yıkılmasından sonra eski Sovyet cumhuriyetlerinin ortak para bölgesi olmuştu. Üyeler arasında güven yoktu ve kamu borçları merkez bankasının parasıyla finanse ediliyordu. Yüksek enflasyon önce Baltık Cumhuriyetleri'ni ayaklandırdı ve üç cumhuriyet 1992'de Ruble bölgesinden ayrıldı. Bir yıl sonra Rusya da çekilince, Sovyetler Birliği sonrasının para birliği tarihe karıştı.

© Deutsche Welle Türkçe

Andreas Becker / Ahmet Günaltay

Editör: Hülya Schenk