1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Ankara-Moskova hattında tarihi kriz

24 Kasım 2015

Uçağın düşürülmesiyle başlayan gerilim, Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’un Türkiye ziyaretini iptal etmesiyle tam bir krize dönüştü. DW’ye konuşan uzmanlar, 'Ankara kriz çözücü diplomasiden şaşmamalı' uyarısında bulunuyor.

https://p.dw.com/p/1HC2p
Fotoğraf: picture-alliance/RIA Novosti/dpa

Türkiye’nin Rus uçağını düşürmesinin ardından Ankara-Moskova hattında başlayan gerilim, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un Türkiye ziyaretini iptal etmesiyle tam bir krize dönüştü. Rusya Ankara’ya “Uçağın düşmesinin ciddi sonuçları olacak” mesajı verirken, DW’ye konuşan uzmanlar “Türk-Rus ilişkilerinde tarihi kriz yaşanıyor. Ankara kriz çözücü diplomasiden şaşmamalı” diyor.

DW ile Haber 24.11.2015 - 17:00

Son olarak G-20 zirvesinin düzenlendiği Antalya’da biraraya gelen taraflar, Türkiye-Rusya Üst Düzey İşbirliği Konseyi’nin alt organı olan Ortak Stratejik Planlama Grubu toplantısı için hazırlıklar yapıyordu. Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’un da katılımıyla bu toplantının İstanbul’da yapılması planlanmıştı. Ancak; Türk Silahlı Kuvvetleri’nin “Suriye’de hava sahamız ihlal edildi” diyerek düşürüldüğünü açıkladığı uçağın Rusya’ya ait olduğunun belirlenmesinin ardından Ankara-Moskova hattında başlayan gerilimde gözler Lavrov’un Türkiye ziyaretine çevrilmişti ki, Lavrov’un ziyaretini iptal etmesi Ankara’da “Gerilim; büyük bir krize dönüştü” değerlendirmelerini de beraberinde getirdi. Rus vatandaşlarının da Türkiye’ye gitmemesini isteyen Lavrov, Türkiye’de de en az Mısır’daki kadar terör tehdidi olduğunu söyleyerek Ankara’nın Suriye’deki terör örgütlerine destek verdiğini de öne sürdü.

Ankara, Rus uçağının vurulmadan önce 10 kere uyarıldığını söylemiş olsa da Rusya’nın sert tepkisini dindiremedi. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin daimi üyelerinin büyükelçileriyle Türk Dışişleri’nde yapılan toplantıların üstüne Ankara’da bir de hükümet ve askeri yetkililerin katılımıyla güvenlik toplantıları yapıldı. Ankara, “Sınırımızı korumak durumundayız. Hava sahası ihlalleri karşısında taviz vermeyiz” pozisyonunu aldı. Suriye’de kriz sürerken Rus uçağının düşürülmesiyle Ankara-Moskova hattında bir başka krizin çıkması ne anlama geliyor? Kriz; uzun vadeli mi olacak? İki ülke ilişlerini neler bekliyor?

DW ile Haber 24.11.2015 - 14:00

Atılım Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümünden Rusya uzmanı Hasan Ali Karasar DW’nin sorularını yanıtlarken “Lavrov’un Türkiye ziyaretini iptal etmesi, Rusya’nın krizi yükselten bir politika benimseyeceğinin ilk işareti olarak görülmeli. Türk-Rus ilişkileri tarihi bir kriz yaşıyor. Türkiye hemen –bu krizi nasıl çözeriz- diye düşünmeye başlamalı. Yoksa, geri dönüşü olmaz” uyarısında bulundu. Karasar, düşen Rus uçağındaki iki pilotun akıbetinin Türkiye tarafından çok iyi araştırılması ve her ne şekilde olursa olsun Rusya’ya teslim edilmesi gerektiğinin ‘hayati önemde’ olduğuna vurgu yaparken, “Eğer Türkiye bu konuda samimi davranmazsa, Rusya mutlaka ama mutlaka çok daha ağır tepkilerle geri dönüş yapar. ” dedi.

Ankara’nın NATO’yu toplantıya çağırmak, BM ülkelerini bilgilendirmek gibi ‘doğal diplomasi yollarını’ çalıştırdığını bunun da bir ‘savaş hazırlığı’ olarak algılanmaması gerektiğini anlatan Karasar’a göre, Rus uçağının düşmesiyle yaşanan krizin ayak seslerinin aslında Türkmen bölgesine yapılan saldırılarla geldiğinin de hesaplanmasını istedi. “Bu noktada diplomasiye büyük görev düşüyor. İki ülkenin aklı-selim diplomatları, iki devlet arasındaki bu krizi sonlandıracak çözümü bulmalı. Önümüzdeki saatler çok kritik” diye konuştu.

“Rusya’yı durduramazsınız”

Serhat Erkmen
Serhat ErkmenFotoğraf: privat

21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Ortadoğu Masası Başkanı Serhat Erkmen’e göre Rus uçağını düşüren Türkiye ‘sert bir çıkış’ yaptı ve Türk-Rus ilişkileri önümüzdeki günlerde ‘kriz endeksli’ ilerleyecek. DW’ye değerlendirmelerde bulunan Erkmen, “Türkmenler konusundaki Türkiye’nin hassasiyetleri biliniyordu. Bunun Rusya da farkındaydı. Olayın üzerine gitti. Rusya’nın sürekli Türk hava sahasını ihlal etmesi de Türkiye’nin caydırıcılığını kaybettiği şeklinde algılanıyordu ki, Türkiye bunu kırmak istedi ama biraz sert çıkış yaptı. Türkmenler konusunda da hassasiyetin tırmandığı bir dönemde ilk ihlalde Rus uçağı vuruldu” dedi.

Türkiye’nin bu hamlesine karşın Rusya’nın Suriye’deki operasyonlarından geri adım atmasının sözkonusu olmayacağını söyleyen Erkmen, “Batılı müttefikler Türkiye’ye –sınırınızı koruma hakkınız var- diyor ama konunun abartılmamasını da istiyor. İşte bu durum da; Suriye krizinde yeni bir cephe açar ki; Türkiye ve Rusya karşı karşıya kalır. Sonrası da daha gerilimli bir döneme işaret eder” diye konuştu. Erkmen’e göre Türkiye’nin Rus uçağını düşürmesi Suriyeli muhaliflere ‘moral kazandırdı’ ancak Rusya yeni hamlelelerini İran ve Esad yönetimiyle birlikte sürdürecek ve hem Türkmendağı çevresindeki operasyonlarını artıracak hem de Halep’i Suriyeli muhaliflerin elinden alacak. “Rusya’nın bu saatten sonra durdurulması zor” diyen Erkmen, “Türk-Rus ilişkileri de krizlerle ilerler. Bu krizlerin gelişmesini, çerçevesini de Batı’dan gelen açıklamalar belirler” yorumunda bulundu.

Necdet Pamir
Necdet PamirFotoğraf: privat

“Yanlış Suriye politikası”

Ankara-Moskova hattında yaşananların Türkiye’nin Suriye politikasından kaynaklandığını öne sürenler de var. Enerji uzmanı Necdet Pamir, DW’ye yaptığı değerlendirmede Türkiye’nin doğalgazda Rusya’ya bağımlılığının yüzde 55, petrol ürünlerinde yüzde 16 olduğun hatırlatırken “Türkiye tükettiği kömürün yarısını da ithal ediyor ve ithal ettiği bu bölümün yüzde 31’ini de Rusya’dan alıyor. Nükleer santralde de Rusya’yla işbirliği yapılıyor. Enerjide Rusya’ya göbekten bağlı bir Türkiye; yanlış Suriye politikası yüzünden bugün –bize ne olur- sorularını sormakta ve krizin içinden çıkamamaktadır. Rusya, uçak düşürülmesi olayıyla ilgili –ciddi sonuçları olacak- diyorsa olur. Ama bunu doğrudan yapmaz da, Türkiye’ye hissettirir. İstediği zaman teknik arıza çıkartır, istediği zaman gazı keser” dedi.

Emekli Büyükelçi Faruk Loğoğlu (ortada)
Emekli Büyükelçi Faruk Loğoğlu (ortada)Fotoğraf: picture alliance/AA

Türk dış politikasını yakından izleyen Emekli Büyükelçi Faruk Loğoğlu da, Ankara-Moskova hattındaki gelişmeleri DW’ye değerlendirirken “Türkiye, Suriye krizinde gereksiz bir taraf tutmuş. Rejim devirmeye kalkışmış, bölgedeki krizin büyümesine katkı sağlamıştır. Oysa ki herkes bilir; Rusya Suriye’deki, Doğu Akdeniz’deki gücünü, varlığını asla kaybetmek istemeyecektir. Türkiye, bile bile kendini krizin içine atmıştır. Hatta; bir savaş tehdidiyle başbaşa kalmıştır” dedi. Loğoğlu’na göre Batı’dan gelen ‘sağduyu’ çağrısına mutlaka uyulması ve kriz tırmandırılmalı. Loğoğlu, “Bugün Rusya tepki veriyorsa, kızıyorsa Türkiye oturup yaptığı yanlışları ortaya koymalıdır. Suriye’de taraf olmaktan vazgeçmelidir. Türkmenler de bir çatışma unsuru yapılmamalıdır” uyarılarında da bulundu.

© Deutsche Welle Türkçe

Hilal Köylü