1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Anlaşılması zor ittifaklar ülkesi Irak

10 Ocak 2014

Barışçıl ve şiddet yanlısı, ılımlı ve radikal Iraklılar sürekli değişmekte olan ittifaklara dâhil oluyor. Bu ittifakların süresi de değişiyor. El Kaide Irak'ta bu ortamdan yararlanıyor.

https://p.dw.com/p/1AoPF
Fotoğraf: MUSTAFA OZER/AFP/Getty Images

[No title]

Irak Başbakanı Nuri El Maliki, Çarşamba günü yaptığı bir konuşmada, halkı El Kaide’ye ve diğer İslamcı terör gruplarına karşı mücadeleye çağırdı. Bu açıklamanın hemen ardından bir intihar eylemcisi Irak’taki bir askerlik binası önünde kendini havaya uçurdu, en az 22 kişinin ölümüne sebebiyet verdi. Eş zamanlı olarak Bağdat’ta bir otomobile yerleştirilen bombanın infilâk etmesi üzerine en az 25 kişi yaralandı. Gerçi şimdiye kadar eylemlerin sorumluluğunu üstlenen olmadı ama büyük bir olasılıkla eylemciler El Kaide’ye yakın çevreden.

'Maliki hükümeti Şiilerin etkisinde'

El Kaide belli bir sınır içinde de faaliyet göstermiyor. Irak, anlaşılması çok zor ittifakların var olduğu bir ülke konumunda. Barışçıl ve şiddet yanlısı, ılımlı ve radikal Iraklılar sürekli değişmekte olan ittifaklara dâhil oluyorlar. Bu ittifakların süresi de farklı. Kimi birkaç yıl, bazıları birkaç ay ya da hafta varlığını koruyor. “German Institut of Global and Area Studies (GIGA) kuruluşundan, Ortadoğu uzmanı Stephan Rosiny, Irak’taki iktidar yapılanmalarını şöyle analiz ediyor:

“Maliki hükümeti yoğun olarak Şiilerin etkisinde. Hükümet Sünni bölgelerini ihmal etmiş durumda. Bu yüzden Sünni bölgelerinde sürekli protesto eylemleri düzenleniyor. Sünniler ülke nüfusunun yüzde 20’sini oluşturuyor ve Osmanlılardan 2003 yılına kadar ülkeyi yöneten onlar olmuş. Bugün de kendilerini Irak’ın doğal yöneticileri olarak algılıyorlar. Şii tarafı ise kendilerinin nüfusun çoğunluğunu oluşturduğunu, uzun bir süre siyasî baskı altında tutulduklarını, artık iktidarı üstlenmek istediklerini belirtiyorlar.”

Sünniler ile Şiiler arasında bir türlü çözüme kavuşturulamayan gerginlikler ise neticeleri itibarıyla diğer bölgelerdeki anlaşmazlıklarla karışıyor. İslamcılar aylardan bu yana Irak’ın batısındaki “Sünni Üçgeni” adı verilen bölge ile Suriye’deki radikal İslamcılar arasında bağlantı kuruyorlar. Bunun bir sonucu olarak geçen hafta Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) adlı Suriye’nin bir bölümünü kontrol eden örgüt, Ramadi ve Felluce kentlerini ele geçirerek, Irak ve Suriye üzerinden Lübnan ve Filistin bölgelerine kadar uzanacak bir Halife devleti kurma planlarını uygulamaya çalışıyor. Her ne kadar Irak hükümeti söz konusu eyalete kısmen Sünni kabile milisleri ile işbirliği içinde askerî birlik göndererek, bu hafta içinde İslamcıları püskürtme başarısını göstermiş olsa da, Sünniler ve askerler arasında yılların birikimi olan gerginlikler varlığını sürdürüyor.

Güvensizlik ortamı

İki taraf arasındaki güvensizlik ortamı ve Suriye’deki savaş gerginliklerin tırmanmasına yol açtı. Bölgesel güçler olan İran ve Suudi Arabistan ise Sünniler ve Şiiler arasındaki bu gerginlikleri yaşamsal bir var olma mücadelesi olarak sahnelemeye özen gösteriyor. Bu nedenle de Suriye’nin ardından Irak’ta da dinsel gerginlikler tırmandırıldı. Kendisini Sünnilerin hamisi olarak gören El Kaide ise bu durumu kendi amaçları doğrultusunda kullanıyor. Irak uzmanı Rosiny, mezhepler arası anlaşmazlıkların daha yıllarca sürmesinden endişe ediyor:

“Irak'ta tabii çok zor bir durum var. Çünkü orada mezhepler bölgesel olarak da birbirinden ayrılmış durumda. Sünnilerin yaşadığı üç eyalet var. Diğer üç eyalette ise Kürtler yaşıyor. Diğer 11 eyalet ve Bağdat’ta da Şiiler yaşıyor. Yani mezhepsel ve bölgesel bir rekabet de mevcut. Örneğin ham petrolün paylaştırılması söz konusu olduğunda… . Petrol üretim tesislerinin çoğunluğu Kürt ve Şii bölgelerinde bulunuyor. Üç Sünni eyaletinde ise neredeyse hiç petrol yok.”

Bu nedenle gerginliklerin şiddete başvurarak değil, siyasî olarak çözüme kavuşturulması gerektiğine işaret ediliyor. Ancak Ortadoğu uzmanı Rosiny bu konuda çok da iyimser değil:

“İktidarın daha ciddi ve etkili bir biçimde paylaştırılması gerekir. Her üç halk grubunun merkezî hükümette daha etkili yönetim mekanizmalarına sahip olmaları şart. Ve süreç içinde ekonomik ve siyasî dengelemenin yanı sıra gruplar arasında barış da tesis edilmeli. Ancak Irak bu durumdan şu an için çok uzak. Mevcut anlaşmazlıklar 2003 yılından bu yana sürekli şiddete başvurarak çözülmeye çalışıldığı için etnik gruplar arasındaki güvensizlik ortamı azalacağına gittikçe artıyor.”

© Deutsche Welle Türkçe

Kersten Knipp / Çelik Akpınar

Editör: Ahmet Günaltay