1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Anne ve bebek ölümlerine son!

Helle Jeppesen7 Nisan 2005

BM’nin 1950 yılından bu yana 7 Nisan’da ilan ettiği Uluslararası Sağlık Günü’nün bu yılkı gündemi anne ve çocuk ölümleri. Dünyaya gelen bebeğin daha büyüyemeden ölme riski aynı ölçüde büyük. Yoksul ülkelerde bebeklerin büyük çoğunluğu en kritik dönem olan ilk 28 gün içinde ölüyor…

https://p.dw.com/p/AaaU
Dünyada her dakika anne ve bebek ölümleri yaşanıyor...
Dünyada her dakika anne ve bebek ölümleri yaşanıyor...Fotoğraf: AP

Bir bebeğin dünyaya gelmesi, zengin ülkelerde sevinç kaynağı olurken, gelişmekte olan ülkelerde hamilelik ve doğum kadınların hayatını tehdit eden en büyük sağlık sorunu. Dünyaya gelen bebeğin daha büyüyemeden ölme riski aynı ölçüde büyük. Yoksul ülkelerde bebeklerin büyük çoğunluğu en kritik dönem olan ilk 28 gün içinde ölüyor. Bu süre içinde hayatta kalabilseler de 5 yaşına ulaşmaları çoğu zaman mümkün olmuyor.

Hamilelik ve doğum, kadınların büyük bir bölümü için hayati tehlike içeriyor. Dünyada her yıl yarım milyondan fazla kadın hamileyken ya da doğum yaparken ölüyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün „Aile ve Sağlık“ bölümü direktörü Joy Phumaphi, okul çağına ulaşmadan ölen çoçuk sayısının milyonlarla ifade edildiğini vurgulayarak şöyle konuştu:

“Her dakikada genç bir kızı ya da kadını hamile olduğu için kaybetmemiz, kabul edilebilecek bir durum değil. Milyonlarca bebeğin, önlenmesi mümkün hastalıklar yüzünden 28 günlük olmadan ölmesi de kabul edilemez. Her yıl 5 yaşından küçük 11 milyon çocuğun ölmesiyle sonuçlanan bir salgınla yüz yüzeyiz.“

Milenyum Hedefleri

Dünya Sağlık Örgütü açıklanan son raporunda ise yoksulluk ve eksik eğitimin, anne ve çocuk ölümleriyle yakından bağlantılı olduğu bir kez daha gözler önüne serildi. 189 ülkenin imzaladığı „Milenyum Hedefleri“ arasında anne ve çocuk ölümleri ile mücadele de yer alıyor. 2015 yılına kadar anne ölümlerinin dörrte bir oranında, çocuk ölümlerinin ise üçte iki oranında azaltılması hedefleniyor. Joy Phumaphi, bu hedefe oldukça kolay yöntemlerle ulaşmanın mümkün olduğu görüşünde:

“İyileşme şansı bulunmayan ağır enfeksiyon vakalarında, hatta HIV virüsü taşıyan annelerde bile hastalığın bebeğe geçmesi önlenebilir. Bu annelerin daha uzun yaşamasını ve çocuklarını büyütmesini sağlayabiliriz. Çocukları hastalıklardan koruyabilir, aşı olmalarını sağlayabilir, akciğer iltihabı ya da bağırsak hastalıklarını tedavi edebiliriz. Kısacası, aslında her çocuğun okul çağına ulaşması ve acı çekmek zorunda kalmamasını garanti etmemiz mümkün.“

Mali destek gerekiyor

Ancak bu hedefe ulaşmak için maddi kaynakların sağlanması gerekiyor. Dünya Sağlık Örgütü, 2005 yılı Uluslararası Sağlık Günü’nde, son derece mütevazi önlemlerle olumlu sonuç alınabileceğini tüm dünyaya ilan etmeyi amaçlıyor. Yoksulluk birçok hastalık ve ölümün en başlıca nedeni. Bunu önlemeye yönelik önlemler arasında, bebeklerin süt tozu ile değil ana sütü ile beslenmesi ya da basit temizlik kurallarına uyulması bulunuyor. Bir diğer önemli nokta ise kırsal kesimlerde de sağlık hizmetleri sunulması.

Dünya Sağlık Örgütü’nün Aile ve Sağlık Bölümü Direktörü Joy Phumaphi, acıma duygusuyla değil, insanlık bilinciyle anne ve çocuk ölümlerinin engellenmesini talep ediyor. Phumaphi, aynı zamanda bencil nedenlerle de gerekli olduğunu, çünkü bugünün çocuklarının, ileride işgücü ya da tüketici olarak ekonomiye katkıda bulunacağını belirtiyor. Phumaphi, sağlıklı bir çocuğun iyi bir eğitimle toplum içinde de üretici ve yapıcı bir yetişkin olma şansını elde edebileceğini vurguluyor.