AP seçim yarışında Türkiye tartışması

Avrupa Parlamentosu için 7 Haziran'da yapılacak seçimler öncesinde partiler kampanyalarına hız verdi. Parti liderleri ve öne çıkan adayları, Almanya’nın çeşitli kentlerinde düzenlenen toplantılarda programlarını anlatarak, oy toplamaya çalışıyor.

Seçim kampanyalarında sıkça gündeme gelen konulardan biri de Türkiye’nin Avrupa Birliği üyelik süreci. Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) ve Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) Partileri hazırladıkları ortak programda, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine karşı olduğunu tekrarladı.

Merkel: AB sınırsız olamaz

Programda, Türkiye’nin üyelik için gereken kriterleri yerine getirmediği ifade edildi. Hristiyan Demokrat Birlik Partisi lideri Başbakan Angela Merkel düzenlediği basın toplantısında da şunları söyledi: "Türkiye için tam üyelik yerine imtiyazlı ortaklığın doğru olacağını ifade ettik. Özellikle Doğu ile yakın komşuluk ve ortaklık ilişkilerinin önemine inanıyoruz. Ancak Avrupa Birliği sınırsız olamaz."

Zeller: İmtiyazlı konum geliştirilmeli

Avrupa Parlamentosu seçimlerinde Hristiyan Demokrat Birlik Parti’den aday olan Joachim Zeller de, Türkiye’nin Avrupa’dan farklı bir kültüre sahip olduğunu belirtti.

Ankara’nın tam üyeliğine karşı çıkan Zeller, "Türkiye, Avrupa Birliği’ne üye olan ülkeler karşısında 1963’te imzalanan Ankara Antlaşması nedeniyle zaten imtiyazlı bir konumda bulunuyor. Bu durumda, biz bu imtiyazlı konumu geliştirmeliyiz" dedi.

SPD'den Merkel'a tepki: İnandırıcılığınız yok

Hristiyan Birlik Partileri’nin Türkiye’yi seçim malzemesi yapması, diğer partilerin liste başı adayları tarafından eleştirildi. Sosyal Demokrat Parti’den aday olan Martin Schulz, Hristiyan Birlik Partileri’nin daha önceki seçimlerde Türkiye’yi kullanmaya çalıştığına dikkat çekti.

Schulz, Angela Merkel'in, başbakan olarak müzakerelerde yeni başlıkların açılması için onay verdiğini hatırlatarak, Hristiyan Birlik Partileri'nin izlediği bu siyasetin hiç bir inandırıcılığı bulunmadığını vurguladı.

Türkiye'nin tam üyeliğine destek

Sosyal Demokrat Parti olarak Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğini desteklediklerini belirten Schulz, Ankara’nın üyeliğinin Brüksel’in yararına olacağını dile getirdi: "Kanımca, güvenlik açısından büyük yararı olur. Bence bizim değerlerimizin Müslüman Türk toplumu tarafından benimsenmesi, Avrupa’nın değerleri ile İslam’ın birbirine uymayacağına ilişkin kökten dinci tezlerin çürütülmesi için bir kanıt oluşturuyor. Ve son olarak çok sayıda ortak çıkar ve sorunlarımız olduğuna inanıyorum."

Türkiye'den reform beklentisi

Hür Demokrat Parti'den Silvana Koch-Merin de, Hristiyan Birlik Partileri'ni eleştirerek, ”biz müzakerelere devam ediyoruz, ama nasıl olsa üye olamayacaksınız” zihniyetini yanlış bulduğunu dile getirdi.

Koch-Merin, Türkiye ile üyelik müzakerelerine devam edilmesi gerektiğini belirterek, "bu müzakelerin sonunda ne olacağını söylemek ise şimdiden mümkün değil. Avrupa Birliği’nin nasıl bir şekil alacağını henüz bilmiyoruz. Şimdiki bazı gelişmeler, Avrupa Birliği’nin çok değişeceğine işaret ediyor; Anayasa sözleşmesinde, yani Lizbon Antlaşması’nda sorunlar olduğu görülüyor" şeklinde konuştu. Koch-Merin, Avrupa Birliği’nde ve Türkiye’de reformlara devam edilmesi gerektiğini belirtti.

"Bazı kesimler emin değil"

Birlik 90/Yeşiller Partisi’nin Almanya’da liste başı adayı Reinhard Bütikofer de Hristiyan Birlik Partileri’nin tutumunu eleştirerek, bunun sağ seçmene verilen bir mesaj olduğunu söyledi. Bütikofer, Türkiye’nin tam üyeliğine Kopenhag kriterlerini yerine getirmesi şartı ile destek verdiklerini vurguladı.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde yapılan reformları takdir ettiğini kaydeden Bütikofer, Türkiye’de bazı tutarsızlıkların olduğuna işaret ederek şunları söyledi: "Bazen Türkiye'deki Kemalist elit kesime baktığımda şöyle bir izlenim ediniyorum; bu kesim, Avrupa yolunda ilerlemek isteyip, istemediği konusunda bazen emin değil. Örneğin, Türkiye'de ordunun bugüne kadar üstlendiği role son verilmesi gerektiği söz konusu olunca…"

Jülide Danışman/ Editör: Değer Akal