1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

AP'den Erdoğan'ın İran ziyaretine tepki

5 Kasım 2009

Türkiye, Ortadoğu’daki pro-aktif politikası için temasları hızlandırırken, Brüksel Erdoğan’ın İran’a son ziyaretinden rahatsız oldu. Avrupa Parlamentosu (AP) bu rahatsızlığı “genişleme sürecine” ilişkin rapora yansıtıyor

https://p.dw.com/p/KPGk
Türkiye Başbakanı Erdoğan ve İran Cumurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad
Türkiye Başbakanı Erdoğan ve İran Cumurbaşkanı Mahmud AhmedinejadFotoğraf: AP

Avrupa Parlamentosu, hazırlamakta olduğu, şu anda taslak halindeki “genişleme sürecine” ilişkin raporunda bu rahatsızlığı, “Türkiye, özellikle İran konusunda, AB ile dış politikasını koordineli hale getirmeli” sözleri ile dikkati çekti.

Avrupa Parlamentosu /Brüksel
Avrupa Parlamentosu /BrükselFotoğraf: DW

Parlamento'nun Türkiye raporunu da gelecek hafta tamamlaması beklenen raportör Ria Oomen Ruijten de benzer bir sitemde bulundu. Ruijten, Dışilişkiler Komisyon’undaki konuşmasında, Başbakan Erdoğan, İran ile dost olduğunu söylüyor. Ancak dostluk yetmiyor. İnsan hakları da konuşulmalı. Erdoğan bize İran’ın nükleer programına ilişkin ne düşündüğünü açıklasın.” dedi.

Türkiye raportörü, Türkiye’de son haftalarda yaşanan Kürt açılımının TBMM’den de geçmesi temennisinde bulundu. Ülkede siyasi partilerin reformları engellemesinin ve yasalara uyulmamasının raporunun temel noktalarını oluşturacağını söyledi.

Kıbrıs sorunu

Kıbrıs ve Ankara-Lefkoşe arasındaki limanlar krizi de raporun önemli bir noktalarından birisi olacak. Brüksel, Kıbrıs’da Türk ve Rum tarafları arasında devam eden barış müzakerelerini de yakından takip ediyor. Nitekim Kuzey Kıbrıs lideri Mehmet Ali Talat, Avrupa Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn ile Brüksel'e biraraya geldi. Talat, Brüksel’e, barış müzakerelerinin bitmesi gereken tarih olarak, Kuzey Kıbrıs’da yapılacak seçimler öncesindeki şubat ayını verdi.

Kuzey Kıbrıs lideri Mehmet Ali Talat
Kuzey Kıbrıs lideri Mehmet Ali TalatFotoğraf: AP

Talat, “Sayın Rehn’in erken bir çözüme özel bir ilgisi var. Yıl sonu atlatılsa bile, yani Türkiye’nin ciddi bir sorunu olmayacak. Bu tabii ki benim şahsi bir görüşüm bu konuyu tabi içeride konuşmadık. Ama nisan ayındaki seçimler önemli bir dönüm noktasıdır. Bunu kimse inkar edemez. Çünkü nisan ayındaki seçimler için makul bir zaman önce kampanyalar başlayacak. Kampanyalar başlamadan Kıbrıs sorunu çözülmez ise Kıbrıs sorununun unsurları, kampanyanın unsurları haline gelecek. Bu da doğru bir şey değil. Bırakın bunun seçime etkisini, yani Kıbrıs sorununun gelinen safhasına etkisini, aynı zamanda böyle bir tartışma, çözümü de olumsuz etkileyecek. Şubat eğer kampanyanın başlangıcı ise, hiç olmazsa şubat ayına kadar çok ciddi bir ilerleme, hatta bir sonuca ulaşılması gerekir diye düşünüyorum” diye konuştu.

Gözler yılsonuna çevrildi

Avrupa Parlamentosu, Ankara’nın reform karnesini aralık ayında tavsiye kararına dönüştürecek. Aradaki görüş ayrılıkları bir yana, şimdilik Brüksel-Ankara arasında yılsonunda kriz çıkartabilecek en büyük konu ise Kıbrıs olacak gibi görünüyor. Zira gözlemciler, adadaki barış müzakerelerinden şimdilik bir sonuç beklemiyor. Ama Rumlar limanlarını halen açmayan Ankara’ya yaptırım uygulanması için bastırmaktan da vazgeçmiyor.

© Deutsche Welle Türkçe


Duygu Leloğlu / Brüksel

Editör: Meltem Karagöz