1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Arap dünyasında İran tartışmaları

Rachid Boutayeb/Andreas Teska20 Ocak 2006

İran nükleer silah üretmeyi hedeflemekle suçlanıyor. Ülkenin sivil amaçlı nükleer programa sahip olma hakkını savunması ise Batılı ülkeler tarafından inandırıcı bulunmuyor. Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac dün İran’ı kast ederek yaptığı konuşmada, terörist saldırı planlayanları nükleer saldırıyla tehdit etti. Peki Arap dünyası bu konuda ne düşünüyor?

https://p.dw.com/p/AaE5
Arap dünyasında İran'ın nükleer faaliyetleri konusunda farklı görüşler hakim
Arap dünyasında İran'ın nükleer faaliyetleri konusunda farklı görüşler hakimFotoğraf: AP Graphics

Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac Fransa’ya terörist saldırı planlayanlara nükleer saldırı tehdidinde bulundu. Fransa’nın Bretanya bölgesindeki nükleer üssü ziyaretinde bir konuşma yapan Chirac, bir devlet veya gücün ülkesine karşı terörist saldırıda bulunması halinde, nükleer karşılık verme haklarının bulunduğunu söyledi:

“Bize karşı terörist araçlar kullanmayı düşünen ülkelerin liderleri veya şu ya da bu şekilde bize karşı kitle imha silahları kullanmayı planlayanlar, gerekli cevabı alacaklarına emin olabilirler. Bu yanıt konvansiyonal veya başka tür bir yanıt olabilir.”

Fransa kendini ayarlıyor

Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, Fransa’nın nükleer silahlarını esnek ve etkili olarak kullanabilecek şekilde ayarladığını belirtti. Chirac’ın konuşmayı İran’ın nükleer programı nedeniyle uluslararası endişelerin arttığı bir dönemde yapması dikkat çekti. Fransa Cumhurbaşkanı konuşmasında hangi ülkeleri kast ettiğini söylememesine rağmen, İran’a atıfta bulunduğu açıktı.

Batı’da tansiyor yükseliyor

Batıda endişeler artarken, Arap dünyasındaki resmi tavır da İran’ın siyasetine destek vermiyor. Artap ülkeleri İran’ın nükleer programına geri dönmesini, bölge için tehlikeli buluyor. Bölgedeki gazeteciler ise hükümetlerinin resmi tavrını destekliyor. Lübnanlı gazeteci Josef Samaha da onlardan biri. Samaha, Es-Safir gazetesinde yayımlanan makalesinde, dünyadaki diğer milletler gibi Araplar’ın da kitle imha silahlarına karşı olduğunu yazıyor. Ancak gazeteci uluslarararası toplumu kitle imha silahlarının yayılmasından sorumlu tutuyor ve Hindistan’la Pakistan’ı örnek gösteriyor. Samaha İran’ın sivil amaçlı nükleer programına sahip olma hakkına inanıyor.

Sorun tüm bölgeyi etkiler

Kuveytli gazeteci Ali Rumeihi ise bu görüşe karşı. İran’ın nükleer programının tüm Körfez bölgesini tehlikeye atacağını savunuyor:

“Batının İran’a güveni yok. Ancak birçok Arap ülkesi de İran’daki yeni siyasi tavır nedeniyle endişe duyuyor. Hatemi devri sona erdi ve İran bugün radikal bir rejimin elinde.”

Suudi Arabistan basını ise Riyad hükümetinin resmi tavrını takip ediyor. Suudi gazeteci Cemal Banoun şöyle konuşuyor:

“Suudi gazetelerindeki düşünceler, Riyad’ın tavrından farklı değil. Riyad kitle imha silahlarının yayılmasına karşı.”

'İran kendini savunma hakkına sahip'

Suudi yanlısı Eşark El Evsat gazetesinden Ali İbrahim, İran’ın çıkarlarını pragmatik olarak savunabileceğini düşünüyor. Saddam Hüseyin’in devrilmesinden sonra İran’ın bölgedeki önemi giderek artıyor. İbrahim’e göre İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad’ın radikal açıklamalarından iki sonuç çıkıyor: Mollalar nükleer silah yapma ihtimali karşında gösterdiklerinden daha fazla heyecan duyuyor olabilirler. Bu durumda uluslararası toplum Hindistan ve Pakistan örneklerinde olduğu gibi sonunda durumu kabullenir. Veya İran’ın nükleer programı tartışması, Tahran’daki radikal güçler ve reform yanlıları arasındaki bir güç mücadelesi olabilir.

Uluslararası El Kuds gazetesi yazıişleri müdürü Abdül Bari Etvan, Arap basınının İran sorununda iki karşıt tavır içerisinde olduğunu söylüyor:

“Birinci grup Amerikanın bölgedeki siyasetiyle aynı eğilimde olan körfez ülkelerinin tercümanlığını üstleniyor. İkinci grup ise Amerika Birleşik Devletleri’nin bölgedeki siyasetinin adaletsiz olduğunu düşünüyor ve İsrail’in nükleer silahlarıyla ilgili tek kelime etmemelerini eleştiriyor. Amerika Birleşik Devletleri önceden büyük açıklamalar yapmadan İran’ı bombalayacak.”

Etvan, İsrail’in nükleer programı uluslararası toplumda kabul gördükçe, Arap dünyasında da İran’ın aynı hakka sahip olduğunu savunanların olacağını belirtiyor.