1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Asya depreminde ölü sayısı artıyor

Ajanslar3 Ocak 2005

Güney Asya’da yaşanan deprem ve tsunamiden bir hafta sonra felaketin boyutları hala tam olarak belli değil. Ölü ve kayıpların sayısı her geçen gün artıyor, hala ulaşılamayan bölgeler felaketin kurbanlarının sayısının daha da artacağını gösteriyor.

https://p.dw.com/p/Ab0v
Tayland'da cesetlerin toplanmasından sonra ortaya çıkan salgın tehlikesi yüzünden yollar ilaçlanıyor
Tayland'da cesetlerin toplanmasından sonra ortaya çıkan salgın tehlikesi yüzünden yollar ilaçlanıyorFotoğraf: AP

Güneydoğu Asya'da depremin yarattığı tsunaminin en fazla can aldığı yer Endonezya’nın Sumatra adası. Onu Sri Lanka, Hindistan ve Tayland izliyor. Ama dev dalgaların etkisi Somali, Myanmar, Maldiv Adaları, Tanzanya, Bangladeş ve Kenya’ya kadar vardı. Ulaşılamayan bölgeler ya da kaldırılamayan enkazlar gözönünde bulundurulduğunda ölü sayısının artacağını herkes biliyor. Sri Lanka’da dalgaların çelik bir yumruk gibi demiryolu hattından yüz metre içeriye savurduğu trenin enkazından hala cesetler çıkarılıyor. Tahminen ikibin yolcunun bulunduğu trenden yaklaşık 150 kişi canlı kurtulabildi, şimdiye kadar 1300 kişinin de cesedi çıkarıldı. Hint Okyanusu’ndaki tsunami böylece dünyanın en büyük tren kazasına da yol açmış oldu. Şimdiye kadar yaşanan tren kazalarında en fazla kayıp 1917 yılında Fransa’da meydana gelen, 660 askerin yaşamını yitirdiği kaza.

Yeterli araç-gereç bulunamıyor

Kurtarma çalışmalarını zorlaştıran bir başka unsur yeterli araç gereç bulunamaması. Endonezya Sosyal Hizmet Bakanı, askeri nakliye araçlarından yararlanılmasına rağmen araç yetersizliği yüzünden bazı bölgelere hala ulaşılamadığını açıkladı. Yine ulaşılamayan Hint Okyanusu’ndaki Andaman ve Nikobar adalarından amatör radyodan yapılan çağrıda açlık sıkıntısının başgösterdiği bildirildi. Hindistan’a ait olan ve anakıtadan bin kilometre uzaklıktaki adalar, tsunaminin en ağır hasar yarattığı yerlerden biri. Bölgeye giden Avrupalılar, gördüklerinin İkinci Dünya Savaşı sırasında Avrupa’yı hatırlattığını söylüyorlar. Depremin en ağır vurduğu yerlerden biri olan Aceh bölgesi gerçekten de bir savaş bölgesini andırıyor. Ailelerini aramak için gelenler, cesetleri toplamaya çalışan gönüllüler karmaşa içinde birbirlerine yardım etmeye çalışıyorlar.

Ailesi ya da akrabalarını bulabilenlerin sayısı çok az, kentteki bir duvarın üstü yakınlarını arayanların kayıp ilanları ile dolu, bulunan cesetlerin görüntüleri de korkunç, deniz kenarındaki yaşlı bir adam tüm ailesini kaybetmiş:

“Herkesi kaybettiğini söylüyor, kızı, damadı, dört torunu. Sadece birini bulabilmiş, o da sudan şişmiş tanınmayacak haldeymiş.”

Yakınını kaybedenler çaresiz

Bu tür öyküleri her köşede dinlemek mümkün. Tsunami Aceh’in en kalabalık kentlerinden birini alıp gitmiş. Kent merkezi tamamen tahrip olmuş durumda, duvarlar, arabalar, mobilyalar, bir bebek, bir ayakkabı, bir mektup, dalgaların üstüste yığdığı nesneler. Haberi aldıktan sonra ailesini aramak üzere Aceh’e gelen Jos şaşkın:

“39 yıl önce burada doğdum, on yıl önce Cakarta’ya göç ettim, şimdi hangisi bizim evdi bilemiyorum.”

Jos, anne-babası ve kardeşlerinin öldüğünü biliyor. Akrabaları onları gömmüş, ama bu kargaşada mezarları bilinmiyor. Aceh’te evsiz kalan yarım milyon insan çadırlarda ya da bulabildikleri tahtalardan yaptıkları barınaklarda kalıyor.

Puket adası yerle bir

Endonezya’nın etnik huzursuzlukların da yaşandığı yoksul Aceh bölgesinde durum böyle. Turizm sayesinde kalkınan bölgelerdeki görüntü de farklı değil. Tayland’ın Puket adasında, sakin olan tek şey deniz, dalgalar yavaşça kıyıyı okşuyor, hemen arkasındaki lüks oteller ise birer yıkıntıya dönüşmüş durumda. Yardım için gelenler, cesetlerin kimliklerini saptamak için dna örnekleri alıyorlar. Danimarkalı pataloji profesörü Knudsen şöyle konuşuyor:

“O kadar çok ceset var ki! Sıradan gitmek zorundayım. Önüme kim gelirse, Taylandlı ya da Alman, sırasıyla işlem yapıyoruz.”

Puket’de de duvarlar kayıp yakınlarını arayanların astığı ilanlar ya da resimlerle dolu. Kayıpların sayısı 6500 olarak veriliyor, bunlardan bin kadarının Alman turistler olduğu biliniyor. Turistik bölgelere giden yardım ekipleri memleketlerine götürmek üzere cesetlerin kimliklerini saptamaya çalışırken, bölgenin yerlileri kaderlerine razı olmuş durumda. Sadece kıyıdaki lüks otelleri değil, iç kesimdeki köyleri de vuran dalga, bazen bir köyün yarısını alıp götürmüş.