1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Aşırı sağ ittifak arayışında

19 Kasım 2013

Danimarka Halk Partisi’nin seçimlerden başarıyla çıkması, Avrupa’daki diğer aşırı sağcı partiler için önemli bir mesaj olarak görülebilir.

https://p.dw.com/p/1AKSt
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Nordschleswiger adlı Danimarka gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Gwyn Nissen, Danimarka Halk Partisi’nin (DF) gücünü abartmamak gerektiğini söylüyor. Zira Nissen’e göre aşırı sağcı Danimarka partisi, Avrupa’daki benzerlerine göre daha ılımlı.

Yine de partinin Danimarka’daki yerel seçimlerden nasıl bir sonuçla çıkacağı, komşuları kadar bütün Avrupa’nın ilgisini çekiyor. Danimarka Halk Partisi’nin seçimlerden başarıyla çıkması, Avrupa’da hızla ilerleyen diğer aşırı sağcı partiler için önemli bir mesaj olarak görülebilir. 2014 yılının Mayıs ayında yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimlerine yaklaşık 6 ay kala, Avrupa’nın aşırı sağcı siyasi partileri güç birliği yapmaya çalışıyor.

Aşırı sağcıların güç birliği

Hollandalı aşırı sağcı politikacı Geert Wilders, aynı görüşleri paylaşan Fransız Marine Le Pen ile, Avrupa Parlamentosu seçimlerinde tüm aşırı sağcıların ittifak halinde boy göstermesini görüşmek için geçen hafta Brüksel’de bir araya geldi. Eğer aşırı sağcı partiler hedeflerine ulaşırlarsa, sadece daha fazla yardım almakla kalmayacak aynı zamanda alınan kararlarda söz hakkı sahibi de olabilecek. Böyle bir ittifakın Avrupa Parlamentosu'nda alınan siyasi kararları etkilemesi, hatta bloke etmesi bile söz konusu olabilir. Avrupa Parlamentosu’nda grup kurabilmek için 7 Birlik ülkesinden en az 25 üye sayısına ulaşmak gerekiyor.

Mainz Üniversitesi’nden siyaset bilimi uzmanı Kai Arzheimer, aşırı sağcıların böyle bir güce kavuşabileceğini sanmıyor. Arzheimer "Geçmişte yaşadığımız tecrübeler böyle bir grubun kalıcı işbirliği başlatmasının zor olduğunu gösteriyor" diye konuşuyor.

Zira bundan 6 yıl önce böyle bir girişim, 10 aylık denemenin ardından başarısızlıkla sonuçlanmıştı. İtalya diktatörü Mussolini’nin torunu Alessandra Mussolini’nin, 5 Rumen politikacı ile arasının açılması ittfakın bozulmasına sebep olmuştu. Basında yer alan haberlere göre; Büyük Romanya Partili politikacılar, Musolini’yi "tüm Romanya halkını Çingene çeteleri" ile karşılaştırmakla suçlamıştı.

Le Pen ile işbirliği

Siyaset uzmanı Arzheimer, bu tarz tuhaf kavgaların ardında yatan sebeplerden birinin, genelde aşırı sağcı politikacıların zor kişiliklerinin olduğunu düşünüyor. Arzheimer söz konusu politikacıların egolarına çok önem verdiklerini söylüyor. Siyaset bilimci ayrıca Avrupalı aşırı sağcı partilerin siyasi köklerindeki farklılıkların da böyle bir işbirliğine engel teşkil edeceğini düşünüyor. Fransız Ulusal Cephe Partisi'nin koyu Katolik bir tabanı olduğunu ve sömürgecilik yanlısı bir tutumun izlerini taşıdığını anımsatan Arzheimer, ayrıca partinin kurulduğu yıllarda aşırı sağcı terör ile ilişkilerinin bulunmasının, Danimarka Halk Partisi için büyük yük teşkil ettiğini kaydediyor. Arzheimer "Eğer Danimarka’dan gelen işaretleri doğru okuyorsam, Danimarka Halk Partisi, Wilders ve Le Pen ile ittifak kurmayı şimdiye dek reddetti. Bunda dış politika ve serbest ticaret konularının belirleyici olduğu görülüyor. Zira Le Pen’in partisinin ticaret politikalarına 10-15 yıldır himayeciliğin egemen olduğunu görüyoruz. Anlaşılan Danimarka Halk Partisi'nde bu büyük bir sorun olarak görülüyor" diye konuşuyor.

İslam karşıtı politikalar

Danimarka Halk Partisi liberal ekonomi politikalarını benimsiyor. Yine de siyaset bilimci Arzheimer, aşırı sağcı Danimarka partisinin tehlikesizmiş gibi görülmemesi gerektiğini vurguluyor. Arzheimer "Danimarka Halk Partisi’ni ayakta tutan konular göçe ve İslama karşı olmasıdır" diyor.

Danimarka Halk Partisi, 2005 yılındaki Hz. Muhammed karikatür krizini körüklemiş ve tartışmaları Batı’nın özgürlüğü eksenine çekmeye çalışmıştı. Parti o dönemde Danimarka’nın siyasi yönetiminde de söz sahibiydi. 2001 ile 2011 yılları arasında , sağ liberal azınlık hükümetini dışardan destekliyordu. Nordschleswiger gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni Gwyn Nissen, bu durumun, günümüzde birçok Danimarkalının bu partiye oy vermesinde rol oynadığını tahmin ediyor.

Yapılan kamuoyu anketlerine göre ülkenin büyük belediyelerinde partinin oy oranı yüzde 8 ile 12 arasında bulunuyor. Aşırı sağcı parti bu oy oranıyla, parçalanmış siyasi gruplardan oluşan partiler yelpazesindeki dördüncü büyük grubu temsil ediyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Heimo Fischer / Başak Demir

Editör: Ahmet Günaltay