1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Avrupa Konseyi kız çocuklarının hakları için devrede

Susanne Krause / Deutsche Welle24 Aralık 2008

Avrupa Konseyi'nin kız çocuklarının maruz kaldığı ayrımcılığa ilişkin raporu, Avrupa ülkelerinde de geleneksel önyargıların yaygın olduğunu ortaya koydu. Bu alanda örnek gösterilen ülkeler de olumsuz not aldı.

https://p.dw.com/p/GM4k
Kız çocukları dünyanın pek çok yerinde erkek çocuklarla ile eşit koşullara sahip değil
Kız çocukları dünyanın pek çok yerinde erkek çocuklarla ile eşit koşullara sahip değilFotoğraf: AP

Cinsiyet ayırımı, çocukluktan başlayan bir sorun. Kız çocukları dünyanın pek çok yerinde erkek çocuklarla ile eşit koşullara sahip değil. Kimi zaman dünyaya geldiği andan başlayan eşitsizlik, okul çağında da kendini gösteriyor.

Birleşmiş Milletler'in verilerine göre geçtiğimiz yıl okula başlama yaşında olan 93 milyon çocuk zorunlu eğitim hakkından yoksun bırakıldı.

Okula gönderilmeyen çocukların büyük bir kısmını ise kız çocukları oluşturuyor. Dünyada okuma - yazma bilmeyenlerin sayısının 860 milyon olduğu tahmin ediliyor, ki bunların üçte ikisi yine kadınlar.

Bu tür ayrımcılığa Avrupa ülkelerinde pek rastlanmıyor. Ancak Avrupa Konseyi "Bugünün kız çocukları yarının kadınlarıdır" başlığıyla bir rapor hazırladı. Rapor, kağıt üzerindeki eşitliğin günlük hayata her zaman yansımadığını gösteriyor.

Kağıt üzerindeki eşitlik

Dünyanın diğer bölgelerindeki kız çocukları ile karşılaştırıldığında, Avrupa'daki kız çocuklarının durumunun oldukça iyi olduğu görülüyor. Avrupa kıtasında kız çocukları, erkek çocukları eşit eğitim hakkına ve hayatın hemen her alanında fırsat eşitliğine sahipler. Ancak yine de sorunlar var.

Londra'daki Goldsmithst Üniversitesi Öğretim Üyesi ve "eğitim alanında kadın - erkek eşitliği" uzmanı Carrie Paechter, Avrupa'da cinsiyet eşitliğinin "ilkesel" olarak kabul edildiğini, ancak uygulamaya yeterince yansımadığını söylüyor.

Paechter, "Kız çocuklarının hakları konusunda Avrupa'nın gayet iyi durumda olduğu görülüyor, en azından kağıt üzerinde. Özellikle İsveç, Finlandiya ve İzlanda gibi kuzey ülkeleri bu konuda bir adım daha önde. Örneğin İsveç'te "eşitlik" konusu bütün okulların müfredatında yer alıyor. Cinsiyet eşitliği pek çok dersin konusunu oluşturuyor" diyor.

Kuzey Avrupa ülkeleri eşitlikte ilk sırada

Kuzey Avrupa ülkeleri gibi cinsiyet eşitliğine okul müfredatında yer veren bir diğer Avrupa ülkesi de İrlanda. Ancak kuzey Avrupa ülkeleri kadınların toplumsal, siyasi ve iş hayatında yer alabilmesi bakımından öncü konumda.

Dünya Ekonomik Forumu tarafından yapılan sıralamaya göre Norveç, bu alanda ipi göğüsleyen ülke. Veriler, Norveç'te kadınların erkeklerle eşit bir yaşam kurabilmek için en elverişli koşullara sahip olduğunu ortaya koyuyor.

Dünya Ekonomik Forumu'nun eşitlik sıralamasında Norveç'i, Finlandiya, İsveç ve İzlanda takip ediyor.

Ama İngiliz uzman Carrie Paechter, kadın - erkek eşitliğinin okul müfredatında yer aldığı İsveç'te bile kız çocuklarına yönelik ayrımcılığın neredeyse gündelik hayatın bir parçası olduğunu dile getiriyor.

Paecther, "İsveç'te kadın - erkek eşitliğini sağlamaya yönelik olarak yasalar çıkarılıyor, örneğin genç babalar, çocukları dünyaya geldiğinde babalık izni almaya teşvik ediliyor olsa da, pek çok İsveç ailesinde hala geleneksel rollerin hakim olduğu görülüyor. Yani, yasaların öngördüğü eşitlik ile ailelerdeki cinsiyete bağlı rol dağılımı arasında derin bir uçurum olduğu gözleniyor" sözleriyle Avrupa'daki geleneksel yapıya dikkat çekiyor.

Kız öğrenciler daha başarılı

Peki ya ev işleri? İngiliz Profesör, İsveçli kızların da küçük yaşlardan itibaren, çalışsalar bile "ev işlerinin kadınların sorumluluğunda olduğu" düşüncesine göre yetiştirildiğini belirtiyor. Uzman, bu düşüncenin bütün Avrupa'da geçerli olduğunu söylüyor.

Oysa okul başarısı ölçü olarak alındığında, kız çocuklarının erkeklerden çok daha başarılı olduğu görülüyor. Kız öğrenciler, erkeklerden daha az sınıfta kalıyor, erkeklere göre daha iyi notlar alıyor.

Bundan 100 yıl öncesine kadar üniversite öğrenimi göremeyen kadınlar, bugün üniversitelerde de çoğunluğu oluşturuyor. Ancak bu çoğunluk hala 'kadın mesleği' olarak görülen bölümlerde geçerli.

Okul sisteminin işleyişi

Bunu okullardaki sisteme bağlayan Prof. Carrie Paechter’e göre,"kız çocukları ile erkek çocuklarının farklı mesleklere yönelmesinin nedeni okul sisteminin işleyişi“.

Örneğin, Almanya ve İngiltere gibi 14 yaşında meslek eğitimi almanın mümkün olduğu ülkelerde, genç kızların 'kadın mesleği', genç erkeklerin ise 'erkek mesleği' olarak görülen mesleklere yöneldiği dikkat çekiyor.

Genç kızlar çocuk bakımı, hizmet sektörü ve sekreterlik işleri ile ilgili olan mesleklere yöneliyor. Elektrikçi ya da tamirci olabilmek için meslek eğitimi alan erkeklerde olduğu gibi, genç kızlar da düşük bir eğitim seviyesinin yeterli olduğu işlere yönlendiriliyor.

Paechter: „Almanya'da şöyle bir eğilim tesbit ettik: Batı ile Doğu Almanya'nın birleşmesinden bu yana kadınlar giderek artan oranda, 'kadın mesleği' olarak görülen mesleklere yöneliyor.“

"Öğretmenler kilit rol üstleniyor"

Uzmanlar, kadın mesleği olarak görülen mesleklerin eğitimini alan kadınların, daha sonraki yıllarda bir iş sahibi olduğunu belirtirken, şunu da ekliyorlar: Bu tür meslekler, daha düşük gelir getiriyor, daha az kendini geliştirebilme ve kariyer olanağı tanıyor.

Uzmanlara göre, kız çocuklarını diğer kariyer olanakları için hazırlamak konusunda öğretmenlerin kilit bir rol üstleniyor. Ne var ki öğretmenlerin dahi geleneksel düşünce biçimlerine bağlı kalarak hareket ettiği gözleniyor.

Avrupa Konseyi tarafından yapılan araştırma, en büyük önyargılardan birinin, erkek öğrencilerin zeki ama tembel, kız öğrencilerin ise daha pasif ancak hırslı görülmesi olduğunu ortaya koyuyor.

Araştırmaya göre, öğretmenler erkek öğrencileri övdüklerinde, genellikle yeteneklerini öne çıkarıyor.

Kız öğrenciler ise derslerdeki çabaları nedeniyle takdir görüyor. Ancak bir konunun özünü kavramaya ilişkin olarak kız öğrencilerine fazla güven duyulmuyor.

Araştırmada bu tutumun kız çocuklarının özgüvenini zedeleyici bir unsur olduğuna dikkat çekiliyor.

"Kız öğrencilere ilişkin yerleşik bir algı var"

Viyana Üniversitesi’nde Eğitim Psikolojisi Uzmanı olan Prof. Christiane Spiel, öğretmenlerin tutumunun belirleyici olduğunu vurguluyor ve kimi araştırmaları örnek gösteriyor.

Spiel şunları söylüyor: "Örneğin, kızlar derslerde parmak kaldırdığı halde, erkek çocuklarına kız çocuklarından daha fazla söz verildiğini ortaya koyan araştırmalar bulunuyor. Hatta bu oran yediye üç, arada oldukça büyük fark var. Örneğin şöyle deneyler yapıldı: Öğretmenlere kimi görüntüler gösteriliyor ve daha sonra onlara kızların mı erkeklerin mi derste daha çok söz aldığı soruluyor. Öğretmenlerin çoğu buna kızların daha çok derse kalktığı yönünde cevap veriyor. Hâlbuki gerçekte, kızlar erkeklerin üçte biri kadar söz alıyor. Yani, kafalarda böyle bir algı var, kızlar erkeklerden daha çok söz aldığı halde, bu hiç dikkat çekmiyor."

Kinder in der Vorschule
Fotoğraf: dpa
Girls Day 2001
Fotoğraf: Girls' Day
Girls Day Schülerinnen vor dem Computer
Fotoğraf: AP
Bild der Woche: Girls Day, Mädchen bei der Bundeswehr
Fotoğraf: AP
Girls Day
Fotoğraf: AP