1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Avrupa ’patentlenecek’

Sabine Kinkarzt/OW4 Nisan 2007

Patent meselesi Avrupalı yetkilileri düşündürüyor. Zira Avrupa’da patent başvuru masrafları dünya ortalamasının hayli üzerinde. Ayrıca şu an Avrupa çapında bir patent kurumu yok. Avrupa Komisyonu bu durumu değiştirmek için girişim başlattı.

https://p.dw.com/p/AaFh
Almanya'nen Münih kentindeki Avrupa Patent Dairesi, AB’ye bağlı bir kurum değil.
Almanya'nen Münih kentindeki Avrupa Patent Dairesi, AB’ye bağlı bir kurum değil.Fotoğraf: Deutsches Patent- und Markenamt

Bilimsel ilerlemede önemli bir rol oynayan patentler için başvurularAvrupa’da oldukça pahalı. Avrupa’daki patent başvuru masrafları ABD’dekinden 11, Japonya’dakinden 13 kat daha fazla. Avrupa’da bir patent alabilmek için ortalama 20 euroyu gözden çıkarmak gerek. Aynı zamanda bir girişimci olan Alman Sanayi Federasyonu Başkanı Jürgen Thumann’ın şirketlerinden Westfalia bir süre önce bir buluşa imza attı. Firma kamyon egzozlarında kullanılmak üzere esnek borular geliştirerek patent başvurusunda bulundu. Thumann, patent başvurusunda bulunmanın büyük bir yatırım olduğunu belirtiyor: “50’yi aşkın ülkede patent sahibi olmak istiyorsanız bu yüz binlerce euro masraf anlamına gelir. Burada gerçekten büyük paralar söz konusu.”

Masraflara bürokratik engeller de eklenince patent başvurusu oldukça zorlu bir iş haline geliyor. Almanya’nın Münih kentinde bir Avrupa Patent Dairesi bulunmasına rağmen, bu, AB’ye bağlı bir kurum değil. Avrupa çapında bir patent dairesi bulunmadığı için her yıl yaklaşık 200 bin patent başvurusu, patentin hangi ülkelerde korunacağına göre ayrı ayrı listeleniyor. Başvuruda bulunanlar her ülkede ayrı avukat ve çevirmen parası ödüyor. Çevirilerin Almanca, İngilizce ve Fransızca’da yapılması zorunlu, bunlara ek olarak patentin alınacağı ülke ya da ülkelerin diline de çevrilmesi gerekiyor.

Londra Dil Protokolü

Thumann bunun gereksiz bir uygulama olduğunu düşünüyor: “Dil konusu başa çıkması zor bir görev. Küresel zorluklarla başa çıkmaya çalıştığımız bir çağda Avrupa’da patentlere çeviri zorunluluğu getirerek kendimizi kaybetme noktasındayız. Londra Dil Protokolü bu zorlukları büyük ölçüde azaltabilir ve masrafları da düşürür.”

Londra Dil Protokolü, sadece patent başvurusunun çevrilmesini öngörüyor, buluşun tanımlanıp açıklandığı bölümlerin tercümesi gerekmiyor. Protokole şimdiye kadar 10 Avrupa ülkesi dahil oldu. Masrafların üçte ikiye varan oranlarda düşmesine yarasa da Fransa, İspanya, Portekiz ve İtalya protokole dahil olmaya yanaşmıyor. Bu da Avrupa çapında ortak bir patent uygulamasına giden yolu uzatıyor.

AB Dönem Başkanı Almanya’nın Adalet Bakanı Brigitte Zypries, Avrupa Komisyonu’nun iç pazardan sorumlu üyesi Charlie McCreevy ile birlikte reform çabalarına ivme kazandırmaya çalışıyor. Zypries, mevcut temel üzerine Avrupa’da tek bir patent sistemi oluşturulması gerektiğini belirtiyor ve ancak bu başarılırsa Avrupa’nın uzun vadede ekonomik açıdan rekabet gücünü koruyabileceğini ifade ediyor.

Yargı da sorun

Dil sorununun yanında diğer önemli bir sorun, yargı. Hangi mahkemenin önünde ve hangi ülkenin hukukuna göre patentlerin dağıtılacağı, önemli bir soru. Her yıl AB’de patentlerle ilgili yaklaşık 1300 dava açılıyor.

Avrupa’da herkes, küresel rekabette ayakta kalabilmek için bir ortak patent hukukuna ihtiyaç olduğunda hemfikir. Avrupalı sanayiciler de tek, hukuki açıdan güvenilir ve her keseye elverişli bir patent hukuku istiyor.