1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

'Avrupa'da bencilliklere yer yok'

26 Ekim 2015

ABD’nin Suriye politikası, AB’de mülteci krizi ve Polonya’daki seçim sonuçları, bugünün Alman basınında öne çıkan yorum konuları…

https://p.dw.com/p/1GucK

27.10.2015 - Alman basınından özetler

Düsseldorf kentinde yayımlanan ekonomi gazetesi Handelsblatt, Suriye krizinde ABD'nin rolünü irdeliyor:

“Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin Suriyeli despot Beşar Esad’ı Moskova’ya getirtip dünyaya Rus ordusunun gücünü gösterirken, ABD Başkanı Barack Obama Batı Virginia’daki eroin salgını ve Kaliforniya'daki bağış toplama işleriyle uğraşıyor. Rus ordusu ilerliyor, Amerika kendisiyle meşgul. Şu an giderek yerleşen izlenim bu. Obama geride durup statükoyla yetinmeye çalışıyor. IŞİD’i ‘geri püskürtmek’ ve ‘sonunda yok etmek’ hedefini ortaya koyuyorsa vurgusu ‘yok etmek’ten ziyade ‘sonunda’ kelimesinde. Obama’nın doktrininin anahtar kavramı ‘stratejik sabır’. Obama’nın bakış açısına göre Esad bir tehdit değil ve IŞİD çembere alınmış durumda. Dolayısıyla Suriye’deki durumu Avrupadakiler gibi acil görmüyor.”

Ravensburg kentinde yayımlanan Schwaebische Zeitung ise AB’nin sığınmacı krizindeki tutumunu eleştiriyor:

“Avrupa ülkelerinin gözünde Avrupa, kendi çıkarlarına yaradığı sürece önemlidir. Şu an bu prensibe daha çok Doğu Avrupalılar uyuyor. Ama Almanya’yı bunun dışında tutmak da dar görüşlülük olur. Merkel’in sığınmacıları kontrolsüz şekilde kabul etme kararı Avrupa hukukuna aykırı düştü. Şunu da gözden çıkarmamak gerek: Macaristan ya da Hırvatistan’da refah, Almanya ile boy ölçüşebilecek durumda değil. Bu ülkelerde insanların ellerindekini kaybetme korkusu, zengin Almanya ile kıyaslandığında daha anlaşılabilir. Polonya’daki seçim sonuçları bir uyarıdır. Avrupa ancak herkes işbirliği yaptığında işler. Ulusal bencilliklere yer yok. Büyüklerin küçüklere ahlak dersi veren tavsiyelerine de.”

Reutlinger General-Anzeiger gazetesinin Polonya seçimleriyle ilgili yorumu ise şöyle:

“Berlin, Brüksel ve Varşova arasındaki işbirliği gelecekte zorlaşacaktır. (Seçimi kazanan Hukuk ve Adalet Partisi'nin lideri) Kaçinski Almanya’dan hoşlanmıyor ve ilkesel olarak AB’yi reddediyor. Avrupa ile tek ilgisi, hiçbir şey vermeyip, mümkün olduğunca fazlasını almak. Bu bağlamda Macar ruh ikizi Viktor Orban ile bir işbirliğine girmesi daha olası görünüyor. (Başbakanlık koltuğuna oturacak olan yardımcısı) Beata Szydlo ‘Kaçinski’nin kızı’ olarak biliniyor. En büyük soru, Szydlo’nun onun piyonu ve hoparlörü olmayı kabul edip etmeyeceği.”

Die Welt gazetesi ise Polonya seçimleri ile ilgili endişeleri abartılı buluyor:

“Avrupa medyasının bir bölümü Varşova’nın popülist, hatta ‘Avrupa karşıtı’ bir rotaya girdiği görüşünde. Polonya’dan coğrafi olarak ne kadar uzaklaşılırsa bu görüş daha da ağır basıyor. Polonya’nın gelecekte izleyeceği ekonomi politikaları yabancı yatırımcıların hoşuna gitmeyebilir, bütçe disiplini gevşetilebilir, ekonomik büyümenin meyveleri farklı bir şekilde dağıtılabilir. Ama AB açısından düşünülebilecek etkilerine gelince endişeleri abartmamak gerek. Çünkü Polonya yıllarca özlemini çektiği AB ve NATO üyeliğinin önemini iyi biliyor. Polonya’da kendini sağcı olarak nitelendirenlerin neredeyse üçte biri, aynı zamanda AB ile mümkün olduğunca sıkı bir bütünleşmeden yana olduğunu söylüyor.”

© Deutsche Welle Türkçe

BK,NH