1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

100511 EP Schengen

11 Mayıs 2011

Arap isyanıyla birlikte artan mülteci akını, Avrupa’nın gündeminden Schengen Antlaşması'nda değişiklik talebini düşürmüyor. İtalya ve Fransa’nın ardından Almanya’nın da desteklediği talep, AP’de ele alındı.

https://p.dw.com/p/11DPo
Fotoğraf: picture alliance/dpa

İtalya ve Fransa, Kuzey Afrika ülkelerdeki huzursuzluklar nedeniyle Avrupa'ya yönelen mülteci akınını durdurmak için Schengen Antlaşması'nda geçici bir süre değişikliğe gidilmesini ve sınırların yeniden kontrol edilmesini öneriyor. Almanya İçişleri Bakanı Hans-Peter Friedrich de bu öneriyi desteklediğini açıkladı. Avrupa Birliği içinde tartışmalar devam ederken, Schengen'deki değişiklik önerileri dün Avrupa Parlamentosu'nda da ele alındı. Avrupalı parlamentenlerin büyük çoğunluğu ya öneriye karşı çıkıyor ya da kuşkuyla yaklaşıyor.

Avrupa Parlamentosu'ndaki milletvekillerinin çoğunluğu AB'nin temel taşlarından birinin böylesine çabuk yerinden oynatılmasına öfkeli. Avrupa Parlamentosu'nun Hrıstiyan Sosyal Demokrat (CSU) üyesi Manfred Weber, Avrupa Birliği vatandaşlarının Birlik sınırları içinde serbestçe dolaşmasının kolayca engellenememesi gerektiği görüşünde:

„Schengen bizim ortak Avrupa projemizin kazanımlarından biridir. Vatandaşlar Avrupa’da seyahat ederken bunu her gün hissediyor. Biz bu prensibi Avrupa Parlamentosu’nda savunacağız.“

„Avrupa ruhunu kaybediyor“

Milletvekili Manfred Weber, AB içinde daha önce başka ülkelerin de kaçak göçmenleri kabul ettiğini ve onların bunu Fransa ile İtalya'nın yaptığı gibi olay haline getirmediğini söylüyor. Weber yalnızca İsveç'in her yıl 25 bine yakın mülteci kabul ettiğini de örnek gösterdi.

AP'nin Sosyal Demokrat Grup Başkanı Martin Schulz da sınırlarda geçici bir süre için kontroller yapılması tartışmalarına kuşkuyla bakıyor. Schulz tepkisini „Avrupa ruhunu kaybediyoruz“ şeklinde dile getirdi.

Alman politikacı Martin Schulz, AB'nin 27 zengin devletten oluşan bir topluluk olduğunu hatırlattı ve Kuzey Afrika'dan 20 bin kaçak göçmenin gelmesinin Schengen Anlaşması'nın değiştirilmesi için bir gerekçe olmadığını savundu:

„Biz iç siyasette sırtını duvara dayamış iki hükümet başkanının popülist tavırlarla bir çıkış yolu aramasına destek vermeyi hiç düşünmüyoruz ve böyle bir tartışma başlatmak için bir gerekçe görmüyoruz.“

„Brüksel baskılara boyun eğdi“

Bu sözleriyle AB Komisyonu'nun geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamasına atıfta bulunan Schulz, Brüksel'in İtalya ile Fransa'nın baskısına boyun eğdiğini ileri sürüyor. AB Komisyonu'nun İç İşlerinden Sorumlu Üyesi Cecilia Malmström, çok sayıda kaçak göçmenin gelmesi durumunda Schengen Anlaşması'nın askıya alınabileceğini söylemişti. Bu açıklamalarından dolayı Cecilia Malmström, Avrupa Parlamentosu'nda yoğun eleştiri aldı. Belçikalı liberal politikacı Guy Verhofstadt da Fransa Cumhurbaşkanı Nicola Sarkozy ile İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi'yi eleştirdi:

"Bu güç durumda olan sığınmacıların arkasından iş çeviren iki hükümetin, Sarkozy ile Berlusconi'nin bir pin pon oyunuydu."

Avrupa Parlamentosu'nun Yeşiller Grubu'ndan Daniel Cohn Bendit de mevcut durumun ırkçı tavırlara ortam hazırladığı konusunda uyardı ve Fransa'da polisin bazı Tunuslu göçmenlerin kimliklerini yırtmasını örnek gösterdi.

Almanya İçişleri Bakanı Hans Peter Friedrich ise Fransa ile İtalya'nın sınırlarda kontroller yapılması isteğine destek vererek, Schengen Anlaşması'nın yeniden gözden geçirilmesine sıcak baktıkları mesajını verdi.



© Deutsche Welle Türkçe



Cai Rienäcker / Çeviri: Deniz Eğilmez



Editör: Hülya Köylü

Martin Schulz
Martin SchulzFotoğraf: picture alliance/dpa
Hans-Peter Friedrich
Hans-Peter FriedrichFotoğraf: picture alliance/dpa