1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Avrupalı Romanların çilesi

27 Eylül 2013

Birbiri ardına geliştirilen projelere rağmen Avrupalı Romanların çoğu hâlâ yoksul ve eğitimsiz. Bu durumun nedenleri ve çözüm yolları, DW’de düzenlenen uluslararası konferansta masaya yatırıldı.

https://p.dw.com/p/19pZb
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

“Önce ekmek gelir, sonra ahlâk.” Frankfurt merkezli Romanları Teşvik Derneği Müdürü Joachim Brenner, Romanların eğitim sorunu konusunda ünlü Alman şair ve oyun yazarı Bertolt Brecht’in bu sözüne atıfta bulunuyor. Brenner, “Karşımızda elinde avucunda hiçbir şey olmayan insanlar varken eğitimden bahsedemeyiz” diyor ve Roman azınlıktan ebeveynlere pedagojik taleplerde bulunmadan önce, onlara makûl barınma imkânı ve sağlık hizmetleri sağlama yollarının aranması gerektiğini vurguluyor.

Deutsche Welle'nin Bonn kentindeki merkez binasında düzenlenen uluslararası konferansın ana teması Romanların eğitim sisteminde ve toplumda karşılaştıkları sorunlardı. İki günlük toplantıda uzmanlar, Avrupa’da Romanların entegrasyonu için hayata geçirilen bu kadar projeye rağmen kalıcı sonuçlar elde edilememesinin nedenlerini tartıştı.

'Bulgarlar kuşkulu'

Toplantıya Bulgaristan’dan katılan İlona Tomova, ülkesinde sadece Romanların değil, diğer pek çok insanın iş bulmakta büyük sıkıntı çektiğini belirterek, bu nedenle Romanlarla ilgili entegrasyon programlarının toplumda pek kabul görmediğini belirtti. Tomova, Bulgarların Romanlarla ilgili projeleri, Batı Avrupa’nın Romanlar Bulgaristan’da kalsın diye dayattığı, adil olmayan bir ayrıcalık olarak gördüğünü de sözlerine ekledi.

Daniel Strauß Landesvorsitzender Deutscher Sinti und Roma in Baden-Württemberg
Daniel StraußFotoğraf: privat

Entegrasyon projelerinin çoğu Roman Eğitim Fonu (REF) tarafından yürütülüyor. Romanların eğitimine yönelik bölgelerüstü çalışan ve Romanların da aktif rol aldığı tek kuruluş olan REF, 14 ülkede 337 projeye destek veriyor. REF Yönetim Kurulu Başkanı Nadir Recebi, finansörlerin Güneydoğu Avrupa’dan çekildiğini, devlet ve kurumların projelerle yeterince ilgilenmediğini belirterek, okullar ve sivil toplum örgütlerinin de kalıcı çözümlerden ziyade kısa vadeli sorunlara odaklı olduğunu kaydediyor.

Zorunlu göç

Kendi ülkelerindeki zor koşullar pek çok Roman ve Sinti’nin çareyi göçte bulmasına yol açıyor. Almanya da en gözde göç hedeflerinden biri. Köln kentinde Roman öğrenciler ve ailelerine danışmanlık desteği veren ve Alman kurumlarla iletişimlerine aracı olan gazeteci ve tiyatro yönetmeni Neco Osman, “Almanya’ya iltica eden Roman çocuk ve gençler eğitim ya da entegrasyondan bahsettiklerinde geldikleri ülkelerdeki deneyimlerini anlatıyorlar. Ve genelde edindikleri deneyim dışlanma ve ayrımcılık. Korkunun ne demek olduğunu biliyorlar” diye konuşuyor.

Baden Württemberg eyaletindeki Alman Sinti ve Romanlar eyalet teşkilatı başkanı Daniel Strauß da Almanya’daki Romanların durumunun Bulgaristan ve Romanya’dakilerden daha iyi olduğuna işaret ederek, “Burada ayrımcılığa maruz kaldığımızda, karşımızda bir hukuk devleti var. Kendimizi savunabiliriz. Ekonomik olarak zora düştüğümüzde bir sosyal güvenlik sistemi var. Bu, diğer ülkelerde yok” diyor.

Almanya’ya göç eden Romanların sayısının artmasıyla bazı kent yönetimleri de entegrasyon önlemleri üzerine çalışmaları yoğunlaştırdı. Örneğin Duisburg kentindeki entegrasyon merkezi okul ve çocuk yuvalarında hoşgeldiniz kursları düzenliyor. Kentte ayrıca Rumence, Bulgarca ve Roman dillerinde konuşabilen danışmanlar görev yapıyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Yordanka Yordanova / Beklan Kulaksızoğlu

Editör: Ayhan Şimşek