1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Avrupa'nın örnek borçluları

Ahmet Günaltay18 Kasım 2013

İktisatçılar İrlanda ve İspanya'yı, kurtarma şemsiyesinin başarısına örnek gösteriyorlar. Düzelmenin Euro borç krizinin atlatıldığı anlamına gelmediği de belirtiliyor.

https://p.dw.com/p/1AJ6s
Fotoğraf: Fotolia/Atelier W.

Ekonomik ve mali krizin pençesindeki Euro Bölgesi ülkelerinden İrlanda ve İspanya ortakları tarafından açılan kurtarma şemsiyesine artık ihtiyaçları kalmadığını duyurdu. Her ne kadar iktisatçılar istikrar fonundan ayrılmanın krizin atlatıldığı anlamına gelmediğini söyleseler de, iki ülkenin de kefaletsiz kredi alabileceğine güvenebilir duruma gelmesinin, yardım programlarının ne kadar etkili olduğuna kanıt teşkil ettiğini belirtiyorlar.

İrlanda ve İspanya'nın mali bakımdan ayakları üzerinde durabilecek güce kavuşmalarıyla Euro kurtarma şemsiyesinde yer açılmaya başladı. Finans uzmanları bunun sevindirici bir gelişme olduğunu söylüyorlar. Commerzbank baş iktisatçısı Jörg Kraemer, münferit ülkeleri temerrüde düşürmemek için ortakları tarafından oluşturulan istikrar fonundan ayrılmanın doğru yönde atılmış bir adım olduğunu belirtiyor. Kraemer, İrlanda ve İspanya'nın artık dış yardıma ihtiyacı kalmadığını söylüyor. Jörg Kraemer:

“İspanya ve öncelikle de İrlanda'nın finans piyasasına dönecek olması iyi bir haber. Devlet finansmanı için bundan böyle diğer Euro ülkelerinden yardım istemek zorunda kalmayacaklar ve kredi ihtiyacını doğrudan özel yatırımcıdan karşılayacaklar. Olması gereken de zaten bu.”

Ancak Commerzbank baş iktisatçısı Kraemer aşırı iyimserliğe kapılmamak gerektiğini, henüz bir trend değişikliğinden söz edilemeyeceğini, çünkü Euro Bölgesi'nin en büyük kriz ülkesi İtalya'nın zaruri reformları hala yapmadığını belirtiyor. Jörg Kraemer:

“Borç krizinin atlatılmakta olduğundan kuşkuluyum. Çünkü ortak para bölgesinin büyük ülkelerinden İtalya'nın reform gayreti gösterdiği söylenemez. İtalya'da birim ücret maliyeti artmaya devam ediyor. Artış oranı bütün Euro Bölgesi'nin üzerinde seyrediyor. İtalya reform süreci başlatmadı ve reform dosyasını rafa kaldırdı. İtalya'nın problemleri çözüme kavuşturulmadan kamu borç krizindeki trend değişikliğinden söz etmek doğru olmaz.”

Jörg Krämer
Jörg KrämerFotoğraf: Commerzbank AG

Kriz henüz aşılmadı

Üretimdeki işgücü maliyetinin yüksek olması nedeniyle İtalya'nın rekabet gücünü kaybettiği görüşüne Berenberg Bankası ekonomik analiz ünitesi başkanı Christian Schulz da katılıyor. Lakin Schulz Euro Bölgesi'ndeki en büyük kriz ülkesinin İtalya değil, Fransa olduğunu söylüyor. Schulz Fransa'daki krizin kendini belli etmeden ilerlediğini ve Fransız ürünlerinin dünya piyasasındaki rekabet gücünün hızla aşındığını söylüyor.

İktisatçı Schulz rekabet gücü açısından İspanya'nın hızla toparlanmakta olduğunu, iki yıl süreyle yaptığı reformların semeresini aldığını ve aslında altı yıldır krizde olan İspanya'nın, Yunanistan'ın AB'deki ortakları tarafından fiilen iflasa terk edilmesi yüzünden zor duruma düştüğünü şöyle dile getiriyor:

Bir zamanlar bir Avrupa varmış...

“İrlanda ve İspanya'nın kurtarma programını zamanında tamamlamış olmaları ve İspanya'nın finans piyasasına geri dönmesi son derece olumlu bir gelişme. Bu netice, kurtarma fonunun boşuna kararlaştırılmadığını ve başarıyla tamamlandığını gösterir.”

İspanya'nın düzelme yoluna girmesinde başlıca iki faktör rol oynadı. Bunlardan ilki İspanyolların gayreti. Hükümet vergileri arttırıp bütçe harcamalarını kıstı ve 2012 yılındaki iş piyasası reformuyla işgücü maliyetini makul bir seviyeye indirdi. Schultz,

“Bütçeye çeki düzen verilip istihdam piyasasında dramatik değişiklikler yapıldı. İş piyasası reformu sayesinde örneğin İspanyol otomotivciliği istikrara kavuştu ve İspanya üretimde adet olarak Avrupa ikinciliğini korudu”, diyor.

İspanya ihracatı arttırıp, ithalatı kıstı ve ülkede daha fazla para kalmaya başladı. Ücretler de düştüğü için İspanya özel şirketler açısından cazip yatırım yeri oldu. Kamu borçlarının yönetiminde faiz avantajı önemli rol oynadı. Borçlanma faizi yüzde yediden yüzde dörde düştü. 100 milyar Euro'luk yardım fonundan 40 milyar çeken İspanya'nın müflis bankacılık branşı için de ek yardıma ihtiyaç kalmadığı açıklandı.

Borç krizindeki Akdeniz ikilisi

Klasik borçlanma yönetimini tercih eden İrlanda ise bu klasik refinansman modeli sayesinde zaman kazandı ve hızla toparlandı. Kreditörlerin güvenini kazandığı için ortaklarından yardım istemek zorunda kalmadı. İrlanda'nın mali istikrar açısından İspanya'dan iyi durumda olduğunu belirten her iki iktisat uzmanı da yardım paketlerinin işe yaradığını ve bu başarının, gerekli meclis kararlarının hızla alınmasında diğer kriz ülkelerine emsal teşkil edeceğini söylüyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Christian Ignatzi / Ahmet Günaltay

Editör: Nihat Halıcı