1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Bütçe krizinin bilançosu

17 Ekim 2013

Bütçe krizi, ABD’ye ekonomik ve siyasi açıdan ne kadar zarar verdi? Uzmanlar, Deutsche Welle'ye değerlendirdi.

https://p.dw.com/p/1A1jP
Fotoğraf: Reuters

ABD’de Demokratlar ve Cumhuriyetçiler'in bütçe krizi konusunda uzlaşamaması durumunda dünyanın batacağı yönündeki senaryoları ortaya atan yine basın oldu. Oysa finans piyasaları çok daha rahattı. Onlar son anda uzlaşmaya varılacağını tahmin ediyordu. Bu nedenle uzlaşmaya varılması borsaları pek etkilemedi, yatırımcı bildiğini okumaya devam ediyor. Commerzbank’ın ABD uzmanı ekonomist Bernd Weidensteiner, finans piyasalarının bu rahatlığını, Washington’da geçen yıllarda da hep son anda uzlaşmaya varıldığı deneyimi ile açıklıyor.

Krizin ABD ekonomisine verdiği zarar

Kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor’s, kamu kuruluşlarında çalışan yüz binlerce kişinin son iki haftadır zorunlu izine çıkarılmış olmasının, ABD ekonomisine yaklaşık 24 milyar dolar zarar verdiğini tahmin ediyor. ABD hükümeti, 1 Ekim'den itibaren harcama yapma yetkisi bulunmadığı için 800 bin kamu çalışanı, zorunlu izne gönderilmişti. ABD uzmanı Weidensteiner, ekonomik zararın bununla kalmayacağını, ülkedeki ekonomik büyümenin de olumsuz etkileneceğini belirtiyor. Weidensteiner "Yılın dördüncü çeyreğindeki büyüme oranı daha düşük olacak. Çoğu uzman, ekonomik büyümenin yüzde 0,2 ile 0,5 arasında daralacağından yola çıkıyor. Ama bir sonraki çeyrekte bu zarar telafi edilecektir" diye konuşuyor.

"Politikada güven kaybı"

Ekonomi uzmanı Weidensteiner, siyasi belirsizlik ortamının yatırımcı üzerindeki olumsuz etkisini uzun vadede tahmin etmenin güç olduğu kanaatinde. Ancak Avrupa İşletme ve Teknoloji Okulu Başkanı Jörg Rocholl, bütçe krizinin siyasi açıdan da büyük zararları olduğunun şüphe götürmediğini kaydediyor. Rocholl bunu şöyle açıklıyor: "Amerikan politikasının hareket kabiliyetine duyulan güvende kesinlikle büyük bir kayıp oldu. Orada borç tavanını yükseltmeyi mümkün kılmayan yoğun siyasi çatışmaların olduğunu fark ediyorsunuz. Tabii ki hep son anda bir çözüm bulunduğunu da söylemeliyiz. Yine de akılları meşgul eden şöyle bir soru var: Sorun sürekli birkaç hafta ertelenirse, her seferinde aynı senaryo mu yaşanacak?"

Bernd Weidensteiner
Bernd WeidensteinerFotoğraf: Commerzbank

Bütçe krizinde sağlanan uzlaşı sorunu sadece birkaç ay erteledi. Üzerinde uzlaşılan ek bütçe 15 Ocak tarihine kadar geçerli. 7 Şubat tarihinde ise ek bütçenin öngördüğü borçlanma tavanına ulaşılmış olunacak.

Aslında herkesin, Demokratlar ve Cumhuriyetçilerin ülkenin daha fazla borçlanmaya devam etmesine olanak sağlayan bir bütçe üzerinde uzlaşmaya varmasını arzulaması, kulağa bir paradoks gibi geliyor. Zira ABD’nin kamu borç yükü, çoktan milli geliri aştı bile. Söz konusu borç mantığını Bernd Weidensteiner şöyle açıklıyor: "İşin gerçeği şu ki, borçlanmayı bir gecede sıfıra indiremezsiniz. Yoksa ekonomiye çok daha kötü zararlar verebilir ve büyük felaketlere yol açabilirsiniz. O nedenle bu işlem, ağır bir süreçle adım adım yapılmalıdır. Bu birkaç yıl sürebilir. Ancak bütçe açığı çok kuvvetli bir biçimde azaldı zaten."

"ABD borç yükünü kontrol altına alacak"

Gerçekten de 2009 yılında yüzde 13’ün üzerinde olan bütçe açığı, bu yıl yüzde 7’ye düşerek neredeyse yarı yarıya azaldı. Ancak Amerikalılar yine de bu ilerlemeye rağmen, yüzde 7’lik bütçe açığı ve yüzde 100’lük borçlanma kotası ile Euro Bölgesi’nde sınıfta kalırdı. Peki doların battığı yönünde spekülasyon yapmak fikri neden hiç kimsenin aklına gelmiyor? Avrupa İşletme ve Teknoloji Okulu Başkanı Jörg Rocholl, bunun sebeplerinden birinin ABD Merkez Bankası olduğunu belirtiyor. Rocholl "Amerikan Merkez Bankası devlet tahvillerine yüklü para yatırıyor. Yani ABD'de, Avrupa'da en azından şimdilik bulunmayan ikinci bir aktör daha var" diye konuşuyor.

Jörg Rocholl
Jörg RochollFotoğraf: ESMT

Diğer yandan ABD, hâlâ doların önemli rezerv birimi statüsünden de faydalanıyor. Uzmanlara göre dolar bu statüsünü koruduğu sürece, ABD devlet tahvillerine olan talep azalmayacaktır. Weidensteiner’e göre, ABD’nin borç yükünü kontrol altına alması için bir sebep daha var. Commerzbank ekonomisti bu sebebi şöyle açıklıyor: "ABD’deki büyüme, Euro Bölgesi’ndeki ortalama büyümeden çok daha yüksek. Amerikalılar bütçe açığını düşürmeyi her zaman başardı. Hem de Avrupalılar gibi büyük sorunlarla uğraşmadan."

© Deutsche Welle Türkçe

Zhang Danhong / Başak Demir

Editör: Hülya Köylü