1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

270709 Israel Siedlerbewegung

29 Temmuz 2009

İsrail-Filistin anlaşmazlığının çözümündeki kilit konulardan biri de Filistin bölgelerindeki Yahudi yerleşim birimleri meselesi. İsrail'in yeni yerleşim yerleri kurma politikasının geçmişi oldukça eskiye uzanıyor.

https://p.dw.com/p/Iygj
Fotoğraf: AP

İsrail, 1967'de işgal ettiği topraklarda Yahudi yerleşim birimleri inşaa etme politikasını uzun yıllardan beri kararlı bir şekilde sürdürüyor. Ancak bu tutum uluslararası toplum tarafından da zaman zaman sert bir şekilde eleştiriliyor. Son olarak Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Barack Obama, İsrail’in yeni yerleşim birimleri kurmayı durdurmasını talep etti. İsrail ise bu yöndeki çağrılara aldırış etmeye pek niyetli görünmüyor.

"El Halil bizimdir"

Feuer in Hebron nach Unruhen zwischen Siedlern und Palästinensern
İsrail'in işgalindeki El Halil kentiFotoğraf: AP

“El Halil bizimdir, bizim kalacak…” İsrail, yıllardır Batı Şeria’da bu tür zafer şarkıları eşliğinde yeni yerleşim birimleri inşa etmeyi sürdürüyor. İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, yaklaşık 40 yıldır İsrail’e güç veren ‘din temelli milliyetçi ideolojinin’ özünü şu sözlerle açıklıyor: “Yahudi halkı ile İsrail arasındaki ilişkinin 3 bin 500 yıllık bir geçmişi var. Yudea ve Samarya'da, İbrahim, İshak ve Yakup’tan da önceki atalarımız yaşıyordu. Oralar bizim için yabancı topraklar değil, bilakis atalarımızın ülkesi.”

Netanyahu, bu sözlerle sadece Batı Şeria’yı kastetmiyor. O'na göre, kuzeydeki Cenin kentinden güneydeki El Halil'e kadar tüm bölge, Yahudiler'e Tevrat'da vaad edilen “Yudea ve Semarya” toprakları. Bu topraklara sahip olma ideali İsrail’i savaşa kadar sürükledi. İsrail, 1967 yılındaki Altı Gün Savaşı’nda yalnızca Tevrat’ta vaad edilen toprakları değil, Doğu Kudüs’ü, Gazze Şeridi’ni, Suriye’ye ait Golan Tepeleri’ni ve Sina Yarımadası’nı da işgal etti. “Büyük İsrail” hayali neredeyse bir hafta içinde gerçeğe dönüşmüştü.

Sina Yarımadası'nda Yahudi yerleşim birimi

Dönemin sosyal demokrat hükümetine göre, yeni yerleşim yerleri, güvenlik politikası açısından bir önem taşıyordu. Bu şekilde İsrail’in askeri güvenliğinin artırılması amaçlanıyordu. Ancak bu işgalin kısa süreli değil sürekli olduğunu ve işgal edilen toprakların kalıcı olarak İsrail’in bir parçası olacağını düşünenlerin sayısı da az değildi.


Neue israelische Siedungen in Westjordanland
İsrail'in işgal ettiği topraklarda yıllarca yeni yerleşim birimleri kurduFotoğraf: AP

Yalnızca El Halil ve Nablus kentlerinde değil, Golan Tepeleri’nde Gazze’de ve Sina Yarımadası’nda da Yahudi yerleşim birimleri inşa edildi. 1976 yılında Sina Yarımadası’nda kurulan başlıca yerleşim yeri, tamamen Yahudilerden oluşan bir kent olan Yamit idi. Dönemin İsrailli Başbakanı İzak Rabin, Yamit’teki yerleşim biriminin açılışında şöyle konuşuyordu: “Burada emeği geçen herkese, çalışanlara ve çalışacak olanlara Yamit’teki yerleşim biriminin kuruluşunda ve genişletilmesinde başarılar diliyorum. Teşekkürler.”

İsrail'in çekilme süreci

İzak Rabin’in 1977 yılında başbakanlıktan ve İşçi Partisi’nden istifa etti. Rabin’den boşalan göreve muhafazakar Likud Partisi’nden Menahmen Begin geldi. Bu yönetim değişikliği İsrail tarihinde yeni bir sayfa açtı. Hükümet, "Guş Emunim" yani "Sadıklar Cephesi" gibi Yahudi yerleşimcilerin kurduğu radikal örgütlerle işbirliğine gitti. Begin de İsraillilerin "öz vatanını" geri almak istiyordu. Ancak Begin başbakanlığındaki hükümet, beklenmedik şekilde Camp David Antlaşması’nı imzaladı ve İsrail, Mısır’la barışın tesis edilmesi amacıyla Sina Yarımadası’ndan çekilmeyi taahhüt etti.

Izchak Rabin
İsrail'in eski başbakanlarından İzak Rabin 1995 yılında aşırı milliyetçi Yigal Amir tarafından öldürülmüştüFotoğraf: dpa - Bildarchiv

İsrail’in işgal ettiği topraklardan çekilme süreci 90’lı yıllarda da devam etti. 1993 yılında İsrail ile Filistin Kurtuluş Örgütü arasında imzalanan Oslo Antlaşması'ndan sonra İsrail ordusu Batı Şeria’dan çekilmeye başladı. 1994 yılında yeniden İsrail Başbakanı seçilen İzak Rabin, yerleşim yerlerinde oturanlara işgal altındaki bölgelerden ayrılmaları için para teklif etti ve “isimlerini zikretmek istemediğim iki yerleşim birimi söz konusu. Her yerleşim birimi 30 aileden oluşuyor. Her birine güvenlikleri için 250 bin dolar ödenmesi gerekiyor" şeklinde konuştu.


"İsrail topraklarında doğmuş ilk İsrail Başbakanı" unvanını da taşıyan İzak Rabin, 4 Kasım 1995 tarihinde aşırı milliyetçi Yigal Amir tarafından öldürüldü. Onun ölümüyle birlikte İsrail-Filistin arasında kısa bir süre içinde barış sağlanabileceğine dair umutlar da söndü.

2000'lere gelindiğinde...

2005 yılında ise Gazze Şeridi’ndeki Yahudi yerleşim birimlerinden 8 bin kişi ayrıldı ancak bu İsrail’in yeni yerleşim birimleri kurma çabalarının son bulduğu anlamına gelmiyordu. Zira İsrail’in resmi verilerine göre, Doğu Kudüs ve Batı Şeria’daki 144 Yahudi yerleşim biriminde toplam 33 bin kişi yaşıyor.

ABD Başkanı Barack Obama, selefi Bush’a kıyasla çok daha net bir biçimde İsrail’in yeni yerleşim kurmayı bir an önce durdurmasını talep ediyor. İsrail Başbakanı Netanyahu ise yerleşim yerlerinin ‘doğal bir büyüme içinde olmasına’ izin verilmesini istiyor.

Sebastian Engelbrecht / Çeviri: Başak Özay


Editör: Murat Çelikkafa