1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Bağdat'ta ilk işkence davası

Daniel Scheschkewitz19 Mayıs 2004

Ebu Gureyb Cezaevi‘ndeki Iraklı tutuklulara işkence yaptığı gerekçesiyle hakkında dava açılan Amerikalı askerlerden ilki bugün Bağdat’ta askeri mahkemenin karşısına çıkıyor. Hakkında dava açılan üç sanığın ise yargılanması ertelendi. Daniel Scheschkewitz’in haberi...

https://p.dw.com/p/AbHN
Amerikalı askerlerin Iraklı tutuklulara işkence yaptığı bu fotoğraflarla ortaya çıkmıştı...
Amerikalı askerlerin Iraklı tutuklulara işkence yaptığı bu fotoğraflarla ortaya çıkmıştı...Fotoğraf: AP/Courtesy of The New Yorker

Irak’ın başkenti Bağdat’taki Ebu Gureyb Cezaevi’nde tutuklulara işkence yaptığı iddiasıyla haklarında dava açılan Amerikan askerlerinden biri Jeremy Sivit bugün Bağdat’ta askeri mahkemenin karşısına çıkıyor. Haklarında dava açılan diğer üç asker Javal Davis, Ivan Frederick ve Charles Graner savunmalarını daha sonra yapmak istemeleri nedeniyle yargılanmaları ertelendi. Haklarında dava açılan askerler, tutuklulara kötü muamele yapmak, komplo kurmak ve görevi ihmal suçlamalarıyla karşı karşıya.

Kamuya ve basına açık olarak görülecek davalardaki tüm konuşmalar anında Arapça’ya da tercüme edilecek. Amerikalı askeri hukuk uzmanı Eugene Fidell, davanın sürecinin nasıl olacağına ilişkin ”Suçu ispatlamak savcıya düşüyor. Delillerin kesin olması gerekiyor. Aksi halde karar sanığın lehine cereyan ediyor. Tüm bu ilkeler sivil mahkemeler için de geçerli” şeklinde konuştu.

Sivits hakkındaki suçlamaları kabul etmişti

Bugün yargı önüne çıkacak askerlerden askeri polis Jeremy Sivits’in diğer sanıklardan farkı, Ebu Gureyb Cezaevi‘nde Iraklı tutsakları beyzbol sopasıyla dövdüğüne ilişkin suçlamaları peşinen kabul ediyor olması. Bu durumda alacağı en ağır ceza ise bir yıl hapis ve ordudan atılmak olacak.

Diğer sanıklar 35 yaşındaki Charles Graner ve Başçavuş Ivan Frederick’in suç dosyaları ise oldukça kabarık. Bu sanıklara, Amerikan askeri hukukuna aykırı, gaddarca davranışların yanı sıra tecavüz suçlamasında da bulunuluyor. Bu tür suçlar için önceden öngörülen bir ceza sınırı olmadığı için her iki sanık da bu suçları amirlerinin emriyle işlendiğini öne sürüyor.

Bu tür davalar nasıl yapılıyor?

Uzmanlar bu noktada, ABD’de bu tür davaların nasıl görüldüğüne ilişkin çeşitli değerlendirmeler yapıyorlar. Bugün avukatlık yapan eski bir deniz subayı Charles Gideons, Amerikan hükümeti ve Genelkurmayı’nın bu davaların bir an önce sonuçlanmasını ve konunun fazla uzamadan kapanmasını istediğini belirterek şunları söyledi:

”Duruşmalar sırasında yeni kanıtların ortaya çıkma ihtimali sanıkların işine gelmiyor. Çünkü şu günlerde peşpeşe beliren yeni bir çok ipucu, Ebu Gureyb Cezaevi‘ndeki tutsaklara yönelik işkence ve insanlık dışı suçların yüksek makamların bilgisi dahilinde, hatta onların emriyle gerçekleştiğine işaret ediyor.”

Üst düzey tanıklar

Bu nedenle Graners ve Frederick’in avukatları, gerekirse Ebu Gureyb Cezaevi‘nin eski amiri, Tuğgeneral Janice Karpinsky gibi üst düzey tanıkların da ifadesine başvurulabileceğini belirterek şimdiden davanın uzayabileceği mesajını veriyor. Karpinsky, bundan önce yayınlanan bazı açıklamalarında, işkence türünden olayların, sadece Ebu Gureyb’de görev yapan nöbetçilerin üzerine yıkılamayacağını söylemesiyle anımsanıyor.

Ancak mahkemede kimin tanık olarak çağrılacağına ilişkin kararı genelde yüksek rütbeli bir subay olan askeri yargıcın vermesi gerekiyor. Ancak gözlemciler, önümüzdeki günlerde yargı önünde hesap verecek askeri polislerin kesinlikle suçlarını tümüyle inkar etmesine ihtimal verilmediğini de belirtiyorlar.

Fotoğraflardaki kadın asker

Sanık Graner’in, şu anda hamile olan kız arkadaşı Lynndie England da yine yargı önüne çıkacak olan askeri görevliler arasında. Sorgulamasında, Iraklı tutsakları çırılçıplak ve dört ayak üzerinde zorla cam kırıkları üzerinde süründürdüğünü itiraf eden England, tutsakların kanayan kesik yaralarını iğne ve iplikle bizzat kendi elleriyle diktiğini de bildiriyor.