Babacan’dan asker uyarısı

Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı ve baş müzakereci Ali Babacan, Brüksel'den “askere cumhurbaşkanlığı seçimlerine müdahale etmemesi” konusunda üstü kapalı bir uyarı yaptı. Brüksel'deki en prestijli düşünce kuruluşlardan biri olan Avrupa Politika Merkezi'nin (EPC) düzenlediği, Avrupa Birliği çevrelerinden birçok katılımcının yer aldığı bir toplantıda konuşan Babacan, cumhurbaşkanlığı seçimlerine vurgu yaparak, asker imasında bulundu.

Yabancı bir basın yayın organının, “Partinizden bir üyenin, Cumhurbaşkanı olursa, Türkiye'de askerin müdahalesi ve güçler ayrılığı ilkesi konusunda endişesi bulunuyor mu?” sorusuna Babacan, “Demokratik takvim işledikçe, korkulacak bir şey yok” yanıtını verdi.

"Kuru gürültü çıkartıyorlar"

Babacan şöyle konuştu: “Türkiye demokrasisini geliştirmeye çalışan bir ülke. Demokrasi takvimi çalıştıkça, korkacak bir şey de yok. Cumhurbaşkanlığı seçimleri, Türk demokrasisinin ayrılmaz bir parçasıdır. Türkiye dışındaki ekonomik çevrelerin böyle bir endişesi yok. İş çevrelere bu konuda daha mantıklı bir tavır içerisindeler. Bu endişe ise daha çok Türkiye'nin kendi içinde dillendiriliyor. Oysa demokrasiye inanmıyorsanız, o zaman korkulacak bir durum vardır. Türkiye'de bazı elitlerin şu ana kadar elde etttikleri ayrıcalıkları giderek azalıyor. Onlar da bundan dolayı gürültü çıkartıyorlar. Biz buna Türkçemizde, 'kuru gürültü' adını veriyoruz."

Bu arada AB'de gözler Türkiye'de giderek yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimlerine dönüyor. AB diplomatik çevreleri özellikle, Türkiye'de yeni bir asker-sivil gerginliğinin yaşanmaması gerektiğinin altını çizerek, ülkedeki gelişmeleri yakından izlediklerini belirtiyor.

"301'i zamanı gelince değiştiririz"

Babacan, Hrant Dink'in ölümünün ardından, Türkiye'nin ne zaman TCK'nın 301. maddesini değiştireceğine yönelik AB çevrelerinde kafalardaki soru işaretlerine de açıklık getirdi. “301. maddeyi ne zaman değiştirmeyi düşünüyorsunuz?” şeklinde kendisine yöneltilen soruya Babacan, şu anda Türkiye'ye baskı yapmanın sırası olmadığı şeklinde yanıt vererek şöyle dedi: “Zamana bırakmak gerektiğine inanıyorum. Biz ne zaman uygun olursa ve ne gerekiyorsa yerine getiririz. Bu uygun zamanda tartışılır ve halledilir.”