1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Basın özgürlüğünün kara yılı 2005

Sabine Ripperger / Berlin3 Mayıs 2006

Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütünün raporuna göre, 2005, on yıldır en çok medya mensubunun görev başında can verdiği yıl oldu. Geçen yıl çoğunluğu Irak’ta olmak üzere 63 medya mensubu görevi başında öldürüldü. Sabine Ripperger’in haberi...

https://p.dw.com/p/Aa2M
Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nde dünyanın çeşitli bölgelerindeki gazetecilerin durumuna dikkat çekiliyor
Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nde dünyanın çeşitli bölgelerindeki gazetecilerin durumuna dikkat çekiliyorFotoğraf: dpa

Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütü, 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü nedeniyle dünyadaki gazetecilerin durumuna dikkat çeken bir rapor yayınladı. Raporda, geçen yıl çoğu Irak’ta olmak üzere 63 gazetecinin görevi başında öldürüldüğü belirtildi.

Basın özgürlüğünün en çok ayaklar altına alındığı ülkeler ise Kuzey Kore, İran, Çin, Suudi Arabistan ve Beyaz Rusya. Basın özgürlüğünün iyi durumda olduğu ülkelerin başında İskandinav ülkeleriyle İrlanda, Hollanda ve İsviçre geliyor. Almanya ise Belçika ve Yunanistan ile 18. sırayı paylaşıyor.

Gazetecilerin can güvenliği yok

Irak savaşının başladığı 2003 yılından bu yana, sadece bu ülkede 87 basın mensubunun öldürüldüğünü hatırlatan Sınır Tanımayan Gazeteciler Yönetim Kurulu Başkanı Michael Rediske, birçok ülkede de basın mensuplarının keyfi şekilde tutuklandığına dikkat çekti.

Rediske, gazetecilerin durumuna ilişkin şu bilgileri verdi: “Bu yılın ilk aylarında da 16 meslektaşımız öldürüldü. Batılı muhabirler, Irak’a girmeyi göze alamadıkları için öldürülenlerin tümü yabancı ajans ve yayın kuruluşlarına hizmet veren Arap asistanlardan oluşuyor. Tutuklanan muhabir sayısı da yıllardır azalmıyor. 119 tutuklu basın mensubu var. Bunların %80’i Çin, Küba, Eritre, Etiyopya ve Birmanya’da bulunuyor.”

Keyfi tutuklamalar

Kuzey Kore ve Suriye’de de tutuklu gazeteci bulunduğunu belirten Rrediske, tutuklu sayısı ile basın özgürlüğü üzerindeki tehdit arasında bağlantı bulunmadığını ve basın özgürlüğünden söz edilemeyecek ülkelerin başında gelen Kuzey Kore’de çok az tutuklu basın mensubu bulunmasına şaşmamak gerektiğini vurguladı.

Gazetecilerin baskı altında olduğu diğer ülkelere değinen Rediske, sözlerini şöyle sürdürdü: “Basın özgürlüğünün en büyük düşmanları arasında devlet başkanları gibi münferit gerilla liderleri de var. Örneğin Kolombiya’da gazetecilerin çoğunu militan örgütler kaçırıyor. En büyük 37 düşman listesinde şahıslara yer veriyoruz, çünkü basın özgürlüğünün tehdit altında olmasından sadece kurum ve yasaların değil de bizzat şahısların sorumlu olduğunu gözler önüne sermek istiyoruz. Lukaşenko ve bütün medyayı güdümüne alan Putin gibi. Nepal Kralı Gyanendra da bir günde onlarca medya mensubunu tutuklatmıştı. Son gösterilerde belki de yüzün üzerinde gazeteci yaralandı.”

2005 yılında göstericilere uygulanan katliamdan beri Özbekistan’dan hür ve sansürsüz haber alınamadığını belirten Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütü Yönetim Kurulu Başkanı Rediske, yabancı medyanın bu Orta Asya ülkesine artık giremediğini hatırlatıyor.

Batı ülkelerinde de kısıtlama var

Rediske, internetin de baskı altında olduğuna işaret etti. İnternetin denetlenip sansür edilmesinde örgütün suçlu bulduğu ülkelerin başında Çin, İran, Küba, Maldivler, Tunus ve Vietnam geliyor. Yahoo, Microsoft ve Google gibi internet devlerinin Çin makamlarıyla işbirliği yapıp internet üzerinden haber yayınlayanların yakalanmasına yardımcı olduklarını söyleyen Rediske, basın özgürlüğü standartlarının geçerli olduğu Kuzey Amerika ve Avrupa Birliği’nde de basına kısıtlamalar getirilebildiğini, ancak bunların Birmanya ya da Suriye ile kıyaslanabilecek ihlaller olmadığını sözlerine ekledi.

Almanya’daki kısıtlamalara da dikkat çeken Rediske, “Almanya’da da haber ve bilgi kaynağının dokunulmazlığı tehlikede. Geçen Eylül’de Almanya’daki bir derginin yazı işlerinde arama yapılmıştı. Bu eylem, adli makamların ulaşamadıkları bilgileri elde edebilmek için basın özgürlüğüne el uzatmaktan çekinmediklerini ortaya koyuyor.”