1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Belçika "insanlık dışı muameleden" mahkum

Kayhan Karaca / Strasbourg16 Ekim 2006

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Kongolu göçmen bir anne ile kızına "insanlık dışı muamele" yaptığı gerekçesiyle Belçika devletini mahkum etti. Kararda, Belçika hükümetinin, davacı anne ve kızına 35 bin Euro manevi tazminat ile 14 bin 36 Euro mahkeme masrafı ödemesine hükmedildi…

https://p.dw.com/p/AZfQ
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Belçika devletini mahkum etti
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Belçika devletini mahkum ettiFotoğraf: AP

Strasbourg mahkemesi, Pulşeri Mubilanzila Mayeka adlı anne ile bugün 9 yaşında olan kızı Tabitha Kaniki Mitunga tarafından 2003 yılında açılan davayla ilgili kararında, Belçika devletinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 8 değişik maddesini ihlal ettiğinde hüküm kıldı.

Belçika'nın Strasbourg'da çok ağır bir şekilde yargılanmasına neden olan olay, 2000 yılında Kanada'ya göç eden ve 2001 yılında bu ülkede mülteci statüsü elde etmiş olan annenin Kongo'daki kızını da yanına aldırmak istemesiyle başladı. Ancak Kanada'daki işlemlerini tamamlayana kadar Hollanda'da yaşayan kardeşi aracılığıyla Belçika'ya getirttiği ve o dönem 5 yaşında olan kızı, kimliksiz olduğu gerekçesiyle polis tarafından kaçak göçmenlerin tutulduğu özel bir merkeze yerleştirildi.

Bir Belçika mahkemesinin kararına rağmen, 17 Ağustos 2002 tarihinde Brüksel havalimanına gelen küçük kız, 17 Ekim 2002 tarihinde uçakla Kongo'ya geri gönderildi. Bu olaydan bir gün sonra Kanada makamları, küçük kızın annesinin Kanada'da politik mülteci olarak yaşadığını ve kızını yanına aldırma hakkı olduğunu duyurdu. O dönem Belçika medyasında geniş yankı uyandıran bu olay üzerine Belçika ve Kanada başbakanları araya girmiş ve küçük kızın 23 Ekim 2002 tarihinde Kanada'ya annesinin yanına gitmesi sağlanmıştı.

Anne ve kızı AİHM’ye başvurdu

Tüm bu olaylar hakkında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvuran anne ve kızı, kendilerine yapılan muamelenin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin "insanlık dışı muamele", "özgürlük ve emniyet hakkı" ve "özel yaşama saygıyla" ilgili maddelerine aykırı olduğu gerekçeleriyle Belçika devletinden davacı oldular.

Davayı yeni karara bağlayan mahkeme, 5 yaşındaki bir kız çocuğunun kaçak göçmen konumundaki yetişkinler için öngörülmüş bir merkezde 2 ay süresince tutulmasını, bu durumun hem küçük kız hem de annesi üzerinde yaratmış olduğu psikolojik travmayı ve çocuğun sınırdışı edilirken 6 saat boyunca havalimanında bekletilmesini "insanlık dışı" muamele olarak tanımladı. Mahkeme, bu nedenle Belçika'nın, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin işkence ve kötü muameleyle ilgili 3'üncü maddesini 4 kez ihlal ettiği sonucuna vardı.

Mahkemeye sunduğu ilk savunmada küçük kıza kimlik kartı olmadığı için kaçak göçmen muamelesi yapıldığını belirten Belçika hükümeti, son olarak, geçen Mayıs ayında Bakanlar Kurulu’nun aldığı bir kararla çocukların bundan böyle yetişkin kaçak göçmenlere ayrılmış merkezlerde tutulmayacaklarını duyurdu.

AİHM’nin kararı

Fakat bu durum, Belçika'nın bu davada Avrupa İnsan Hakları Sözleşemesi'nin başka maddelerini ihlalden suçlu bulunmasını engelleyemedi. Strasbourg’daki mahkeme, Belçika'nın küçük bir kızı sınırdışı ederek, ailesiyle birleşmesini kolaylaştıracağı yerde zorlaştırdığına işaret etti ve bu durumun hem çocuk haklarıyla ilgili New York Sözleşmesi’ne hem de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin özel yaşama saygıyla ilgili 8'inci maddesine aykırı olduğunu kaydetti.

Mahkeme, bununla da kalmayıp, Belçika adaletinin görevini tam olarak yerine getirmediğine hükmetti ve bir Belçika mahkemesinin küçük kızın serbest bırakılması yönünde aldığı karara diğer yargı organlarının saygı duymamasının, sınırdışı operasyonunun önceden programlanmış olduğunu gösterdiğini vurguladı. Mahkeme, Belçika hükümetinin de kabullenmek zorunda kaldığı bu tespitten yola çıkarak Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin özgürlük ve emniyet hakkıyla ilgili 5'inci maddesinin de iki kez ihlal edildiğini kararlaştırdı.

Avrupa'da kaçak göçmenlerin yaşadığı trajedi konusunda önemli bir içtihat daha oluşturan bu kararda, Belçika hükümetinin, davacı anne ve kızına 35 bin Euro manevi tazminat ile 14 bin 36 Euro mahkeme masrafı ödemesine de hükmediliyor.