1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Kültürlerarası Değiş Tokuş

13 Eylül 2012

Federal Almanya ile Türkiye arasındaki ikili ilişkilerde Almanya, zorunlu vize uygulaması ile ekonomik, siyasî ve kültürel ilişkilerde sorunlara yol açtığı suçlamasına maruz kalıyor.

https://p.dw.com/p/168Ru
Fotoğraf: Giancana-Fotolia

Kültür-sanat ve sivil toplum alanında kültürlerarası değiş tokuş kapsamındaki fahrî girişimlerimin kaynağında, Berlin'in farklı kültürlerden oluşan Friedrichshain-Kreuzberg semtinin belediye başkanı olarak elde etmiş olduğum deneyimler yatar. Farklı ülkeler arasında ikili ilişkilerin güçlendirilmesine, farklı kültürlerin ve yaşam tarzlarının karşılıklı tanınması gibi işlevleri de olan resmî kardeş şehir projeleri, çoğunlukla siyasî ve ekonomik kurumlar arasındaki resmî buluşmalar, anlaşmalar, değiş tokuş ilişkileri olarak algılanır. Oysa ki ülkelerin insanları arasında olması gereken yoğun değiş tokuş ilişkileri eksik kalıyor.

Be sebepten ötürü aktif politika yaşamımın ertesinde, resmî adı "Forum Berlin İstanbul" olan platformu kuranlardan biriyim. Bu platform, Berlin ile İstanbul arasında kültür ve sanat alanındaki kardeş şehir ilişkilerini, siyasî ve kültürel eğitimi, sivil toplum diyaloğunu geliştirme hedefini taşıyor, aynı zamanda kentsel dönüşüm ve kentsel yaşam gibi konulara da odaklı.

Biz kendimizi, her iki kent ve ülke arasındaki kültürlerarası değiş tokuş projelerine ilgi duyan tüm insanlara açık bir vatandaş girişimleri ağı olarak görüyoruz. Kültürlerarası diyalog girişimlerini de destekliyoruz.

Kültür-sanat ve sivil toplum alanında İstanbul ile Berlin arasında zaten yıllardan beri çok yönlü değiş tokuş ilişkileri mevcut. Film, tiyatro, müzik, mültimedya alanında çalışan insanlar ve sivil toplum alanının aktörleri düzenli olarak her iki kentte yaşıyor, üretiyor ve her iki metropoldeki gelişmelere ilişkin kültürlerarası alış-verişi destekliyorlar.

Platformun Yönetim Kurulu üyesi sıfatıyla ve 5 yıldan bu yana ağırlıklı olarak İstanbul'da yaşamakta olan biri olarak -fahrî görevle- çok sayıda kültürlerarası ve interaktif projeyi destekledim, bunlara refakat ettim.

İşte bu deneyimlerim bana, aslında eşit katılım içermesi gereken kültürlerarası değiş tokuş ilişkilerine dair bazı bilgiler ve eleştirel bakış açısı kazandırdı.

Vize yükümlülüğü

Federal Almanya ile Türkiye arasındaki ikili ilişkilerde Almanya, 32 yıldan bu yana yürürlükte olan zorunlu vize uygulaması ile ekonomik, siyasî ve kültürel ilişkilerde sorunlara yol açtığı suçlamasına maruz kalıyor.

Vize yükümlülüğü, ortak projelere eşit biçimde katılmayı zorlaştırıyor, çoğu kez Türk göçmen ailelerin yakınlarının ziyaretlerini önlüyor, özellikle varlıklı olmayan kesimlerden gelen Türk gençlerinin ülkemizi tanımasını güç kılıyor, ayrıca sanatsal ve siyasî özgürlüklere engel oluşturuyor. 

Türk kültür ve sanat yaratıcıları ile kadın/erkek tüm sivil toplum aktörleri Almanya'da düzenlenen ortak buluşmalar ve projelerde, çoğu kez Alman kuruluşlarının söz konusu davetleri ve masrafları üstlendiğine dair belgeleri de içeren, yakışık almayan bürokratik işlemlere maruz kalıyor. Ve ender olmayan bir uygulama da, vizelerin yetersiz gerekçelerle reddediliyor olması.

Oysa kültür sanat yaratıcıları ile kadın/erkek tüm sivil toplum aktörleri, çoktan eşit şartlarda yürüyen, ulusal sınırları aşan bir değiş tokuş süreci ile buluşmuşlardır bile. Uluslararası bağlantıları vardır, yerel bazda da herkesçe tanınırlar; yani yeni gelişmelere açık olmaları, kültürel duyarlılıkları sayesinde devlet kuruluşlarından bir adım öndedirler.

Berlin ile İstanbul gibi iki metropol son yıllarda çok üretken, ulusal sınırları aşan kültürleri barındıran iki kente dönüşmüştür. Buralarda, özellikle bağımsız sanatsal girişimlerinde ve alt kültürlerin buluştuğu, kimi zaman da biraz nahoş ortamlarda, yoğun olarak göç olgusunun etkisi altında olan kent toplumlarına özgü durumlar sanatsal yansımalarını buluyor. Ve bu sanatsal pozisyonlar, toplumsal gelişmelere ilişkin siyasî tartışmaların ortaya çıkmasını sağlıyor.

Bu yaratıcı düşünce süreçlerini geliştirmenin, kültürlerarası projelere,

-hoş olmayan şartlarda değil- eşit bir biçimde katılım sağlanmasının yolu, devlet kurumlarında ve kültür politikalarında zihniyet değişiminden geçer. Kültürel çeşitliliğin ve yaşam biçimlerinin desteklenmesi, ayrıca eşit şartlardaki sosyal, politik ve kültürel katılımlar, iyi ikili ilişkilerin olmazsa olmazlarıdır.   

Metin: Cornelia Reinauer                   

Çeviri: Çelik Akpınar

Editör: Başak Özay