1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Berlin-Tahran ilişkisi giderek geriliyor

Peter Philipp21 Temmuz 2005

Alman İçişleri Bakanı Otto Schily’nin haftalık Spiegel dergisine verdiği demeçte, bir süre önce seçilen İran'ın yeni Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad’la ilgili sert açıklamalarda bulunması, iki ülke arasında gerginliğe neden oldu.

https://p.dw.com/p/AahE
İçişleri Bakanı İran-Irak yakınlaşmasından rahatsız
İçişleri Bakanı İran-Irak yakınlaşmasından rahatsızFotoğraf: AP

Tahran yönetimi, İçişleri Bakanı Schily’nin Spiegel dergisine verdiği demeçten çok rahatsız oldu. İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hamid Rıza Asefi, İran’ın Cumhur-i İslami gazetesine yaptığı açıklamada, İçişleri Bakanı Otto Schily’nin açıklamalarının, “temelsiz ve gülünç” olduğunu savundu. Sözcü Schily’e, “Siyonist çevrelerin etkisinden kurtulmasını ve demokratik temel değerlere saygı göstermesi” çağrısında bulundu. Schily’nin sözcüsü Rainer Lingenthal ise Tahran’dan gelen bu açıklamaları “inanılmaz bir utanmazlık” diye nitelendirdi.. Lingenthal açıklamasında, “İnsan haklarının sürekli olarak ihlal edildiği, kadınların kırbaçlandığı, rejimi eleştirenlerin yargı kararları olmaksızın aylarca tek kişilik hücrelerde tutulduğu bir ülkeden böyle bir açıklama gelmesi, haddini bilmezliktir” dedi.

Ahmedinecad terörizmle mücadele edecek mi?

Bu sert açıklamaların nedeni İçişleri Bakanı Schily’nin Spiegel dergisine verdiği, Cumhurbaşkanı Anmedinecad’la ilgili eleştirileri dolu demeç. Schily, yeni seçilen İran Cumhurbaşkanı’nın terörizme kesin mesafeli olup olmadığı konusunda emin olmadığını belirtmişti. Schily ayrıca Ahmedinecad’ın iktidara geldiği şu dönemde İran ve Irak’ın yakınlaşmak istemesinin de endişe verici olduğunu ifade etmişti. Alman İçişleri Bakanı’nın demecinde, İran’ın muhafazakar yeni Cumhurbaşkanına yönelik bazı suçlamaları anımsatması da dikkat çekmişti. Schily, Ahmedinecad’ın 1979 yılında ABD’nin Tahran’daki Büyükelçiliği’nin aşırı dincilerle işgal edilmesi ile bu olaydan on yıl sonra yurtdışında yaşayan bir Kürt bir politikacı ve iki çalışanının öldürülmesi olaylarına adının karıştığını duyduğunu ifade etmişti.

Ahmedinecad'la ilgili suçlamalar kanıtlanamadı

Ahmedinecad’a yöneltilen bu iki suçlama da kanıtlanabilmiş değil. Büyükelçiliğin işgali sırasında içeride bulunan bazı Amerikalı rehineler, Ahmedinecad’ı fotoğraflarından teşhis ederken, diğer rehineler bu konuda şüpheleri olduğunu dile getirmişti. Avusturyalı yetkililerin Ahmedinecad’ın Kürt politikacının öldürülmesi olayına karışıp karışmadığını ortaya çıkarmak amacıyla yürüttüğü soruşturmadan da bugüne kadar bir sonuç çıkmamıştı.

Bu nedenle Alman İçişleri Bakanı’nın İran Cumhurbaşkanı hakkında kanıtlanmamış iddiaları gündeme getirmesi garip karşılandı. Almanya Cumhurbaşkanı Köhler Ahmedinecad’ı seçimler sonrasında ilk tebrik eden devlet adamıydı. İran’ın yeni Cumhurbaşkanı da bu jeste dostane bir mesajla karşılık vermişti.

İran-Irak yakınlaşması

İlginç bir başka ayrıntıysa, İçişleri Bakanı Schily’nin Ahmedinecad’la ilgili şüphelerini İran’la Irak’ın yakınlaştığı bir dönemde dile getirmesi. İran yönetimi Irak’a, Iraklı güvenlik güçlerinin eğitimine harcanmak üzere milyarlarca dolarlık yardım yapma sözü vermişti. Washington bile bu gelişme karşısında daha dikkatli davranmayı tercih etmişti. Çünkü Amerikan yönetimi, İran’ın da kendisi gibi Irak’ta istikrarın sağlanmasını istediğinin farkında.

Suçlamaların zamanlaması

Tahran’la Berlin arasındaki gerginlikte alışılmadık bir başka noktaysa suçlamaların zamanlaması. Ahmedinecad’ın iktidara gelmesiyle büyük olasılıkla sözcü Asefi’nin yerine bir başkası atanacak. Ayrıca Almanya İçişleri Bakanı Schily ile onun sözcüsünün de Eylül’deki seçimler sonrasında görevden ayrılma ihtimali var. Gözlemciler, bu koşullar altında, böylesine ağır suçlamaların gündeme getirilmesini tuhaf buluyor. Bunda Tahran yönetiminin, Avrupalılar’la yürüttüğü nükleer programıyla ilgili müzakerelerde giderek öfkeli bir tavır takınmasının etkisi olabilir. Çünkü İngiltere, Fransa ve Almanya, Tahran’ın uranyum zenginleştirme programından vazgeçmesini isterken, İran yönetimi sürekli olarak, bunun kesinlikle sözkonusu olmayacağını vurguluyor.

İran Avrupalılara kızgın

Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Asefi, son açıklamasında, „Avrupa makul bir öneriyle gelmezse, o zaman İran, da hızlı biçimde buna tepki gösterecek“ demişti. Sözcü bununla, ülkesinin bir an önce uranyum zenginleştirme programına başlayacağının işaretlerini vermişti. Yani Tahran yönetimi, bu açıklamayla Avrupalılar’la ilişkisini yeniden bozmayı göze aldığını göstermiş oldu.