1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Berlin'de büyük koalisyon senaryoları

Bernd Graessler / DW17 Ekim 2005

Almanya’da büyük koalisyon görüşmeleri bugün başlıyor. Muhafazakar Hristiyan Birlik partileri ile Sosyal Demokratlar bugün Berlin’de biraraya gelerek büyük koalisyonun temel çizgilerini oluşturmaya çalışacaklar. DW Berlin bürosundan Bernd Graessler’in yorumu:

https://p.dw.com/p/AZtB

“İtalyan yazar Dante’nin İlahi Komedyası’nda cehennem kapısının üzerinde Latince şu sözler yazar: “Buraya kim girerse umudu geride bıraksın.“

Şu günlerde Berlin’de etrafa kulak verildiğinde bu sözü duyan büyük koalisyon ile ilgili olduğunu düşünebilir. Çünkü yaygın görüşe göre, şunun olması kaçınılmaz: Hıristiyan Birlik partileri ile Sosyal Demokrat Parti aksaklık çıkmazsa bir hükümet kuracak, hemen ardından hükümet çekişmeler nedeniyle bölünecek ve en geç iki yılda koalisyon sona erecek. Başbakan Angela Merkel kendi partisi içindeki maçolara söz geçiremeyecek, vergi, istihdam piyasası, sağlık ve emeklilik sistemindeki radikal reformların çıkarılması, kendisini seçmene yeniden sosyal adalet partisi diye sunmak isteyen Sosyal Demokratlar’ın engeline takılacak. Yani, Almanya olduğu yerde sayacak uluslararası alanda da güç kaybedecek.

Bu felaket senaryosu şu sıralar revaçta. İngiliz Guardian gazetesi, “Söylenebilecek en iyi şey, kötümserlerin yanılması ve hoş bir sürpriz yaşanması“ diyor. Bu hoş sürpriz belki yaşanabilir. Bahisçiler arasında daha az revaçta olan iyimser seçenek 60’lı yıllardaki Almanya’nın ilk ve tek büyük koalisyonunu hatırlatıyor ve iki tarafın da sorumluluk hissiyle hareket edeceği, seçim sonrası gerçeklere geri dönebilecekleri varsayımına dayanıyor. Angela Merkel’in de güzel bir şekilde ifade ettiği gibi tarafların görevlerinin ne olduğunu kavramaları ve Almanya’ya hizmet etmeleri gerekiyor.

Seçmenin gösterdiği yol da bu. Yani uzlaşma yolu aranması. Merkel’in, vergi, sağlık, emeklilik, istihdam piyasası gibi radikal reformları Sosyal Demokratlar ile yürürlüğe sokması zor. Ama bu reformlardan vazgeçilmesinin ülkenin yararına mı zararına mı olacağı sorusu kalıyor geriye.

İki taraf sorunlara karşı birlikte mücadele edebileceklerini son yıllarda gösterdiler. Angela Merkel’in başbakan olması olabilecek en kötü şey değil. Doğu Almanyalı bayan politikacı 15 yıllık siyasi kariyerinde zafer kazandığında kameralara nasıl gülüneceğini daha öğrenememiş olabilir. Ama iktidar arzusunun yanında pragmatizm, soğukkanlı analiz ve inatçılık özelliklerine de sahip.

Ama diğer yandan, Mart ayında üç eyalette yapılacak seçimler, müstakbel koalisyon ortaklarının üzerine fırtına bulutları gibi yaklaşıyor. Seçim kampanyaları başladı bile. Herkes kendi partisinin profilini yükseltmeye çalışıyor. Art arda gelen eyalet seçimleri büyük koalisyonu alabora edebilir.”