Berlin’de İslam Zirvesi

İslam Zirvesi, Almanya’da yaşayan Müslüman toplulukla Federal Alman hükümeti arasındaki ilk doğrudan diyalog girişimi niteliğinde. Ev sahipliğini üstlenen Almanya İçişleri Bakanı Wolfgang Schäuble, toplantıya, Müslüman cemaat ve örgütlerin yanı sıra federal ve yerel bazda faaliyet gösteren İslami kuruluşlardan, ayrıca herhangi bir kuruluşa bağlı olmayan ancak çeşitli alanlardaki faaliyetleriyle adından söz ettiren kişilerden oluşan toplam 30 temsilciyi Berlin’de ağırlayacak. Bu zirvede oluşturulacak çalışma grupları, önümüzdeki iki yıl boyunca İslam ve Müslümanlık kavramlarını çeşitli boyutlarıyla ele alıp, mevcut sorunlara somut çözümler üretmeye çalışacaklar.

Bugüne kadar böyle bir adım atılmamış olmasını, Müslümanların tek bir çatı örgütü altında toplanmamış olmasına bağlayan Federal İçişleri Bakanı, yine de bu diyalog girişimi için geç kalınmadığı görüşünde. Schaeuble, “Almanya’da üç milyon dolayında Müslüman yaşıyor ve bu sayı giderek artıyor. Bence, devlet ile Müslüman dini cemaat arasında doğrudan bir ilişki kurulmasının gerekliliği yadsınamaz,“ dedi.

"Müslümanlar Almanya'nın bir parçası"

Schaeuble, İslam Zirvesi’nin hedeflerini ise şu sözlerle açıkladı: “İslam dininin, Almanya’nın da bir parçası olmasının ne anlama geldiğini ve bunun Müslümanlar açısından taşıdığı önemi karşılıklı olarak konuşmalıyız. Bunun anlamı, Federal Almanya Cumhuriyeti’nin değerler düzeninin kabul edilmesidir. Yani kadınlarla erkeklerin eşit haklara sahip olması ya da din ve devlet işlerinin ayrılmasıdır. Yani, yasal düzenlemelerde Şeriat hükümlerinin temel alınmamasıdır.“

Federal Almanya İçişleri Bakanı, zirvenin, İslam dininin, Alman toplumu tarafından da daha net bir şekilde algılanmasına ve tanınmasına yardımcı olacağı inancında. Schaeuble, “İslam zirvesi ve kamuoyunda konuyla ilgili yapılan tüm diğer tartışmalar, toplumun gayrimüslim kesimine şu mesajı vermelidir: Müslümanlar hayatımızın bir parçasıdır; halkın bir bölümü Müslümanlardan oluşmaktadır ve bu insanlar bu topraklarda yaşamaktadır; onlar isteniyor ve kabul görüyor ama aynı zamanda toplumdaki kurallara da uyuyorlar. Karşılıklı bir süreç anlamına gelen bu nokta bence büyük bir önem arzediyor,“ diye konuştu.