1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

170909 Spitzenkandidaten Überblick

21 Eylül 2009

Pazar günü yapılacak genel seçimlerin ardından, Almanya Başbakanı Merkel'in koltuğunu korumasına neredeyse kesin gözüyle bakılıyor. Berlin’de şimdiden koalisyon tartışmaları başladı.

https://p.dw.com/p/Jlh1
Gözler FDP lideri Guido Westerwelle'deFotoğraf: picture-alliance/ dpa

Deutsche Welle'den Daphne Grathwohl, partilerin nabzını tutarak hangi partilerin birbirine daha sıcak baktığını ve hangi parti için nasıl bir koalisyon modelinin “tabu” olduğunu araştırdı:

Almanya'da bu hafta sonu yapılacak seçimlere günler kala, Berlin kulislerinde Almanya Başbakanı Anglela Merkel'in, seçimler için neredeyse hiçbir çaba göstermediği konuşuluyor. Zira Merkel, seçimler hiç olmayacak ve görevine aksamadan devam edecekmiş gibi görünüyor. Ancak Başbakan seçimler sonrası görevini sürdürecek olsa da Berlin'i farklı bir siyasi tablo bekliyor.

Yola Sosyal Demokratlar'la devam etmek istemeyen Merkel, Sosyal Demokratların başbakan adayı Frank - Walter Steinmeier’la karşı karşıya geldiği televizyon düellosunda büyük koalisyonun kendisi sayesinde yürüdüğünü söyledi:

"Öncelikle bu koalisyonun temelde benim yönetimim altında gayet başarılı olduğunu söylemem gerekiyor."

SPD başarıyı sahipleniyor

Hristiyan Birlik - Sosyal Demokrat koalisyonunun en büyük sınavı ise küresel mali kriz oldu. Koalisyon krizin etkilerini azaltmak için farklı konjonktür paketlerinin uygulamaya konulmasından ve Hypo Real Estate adlı bankanın devletleştirilmesine kadar birçok icraatta bulundu. Steinmeier ise yapılan icraatlardaki en büyük payı sosyal demokratlara çıkardı:

"Krizle geçen 7-8 ayı düşündüğümüzde en çok öneri sosyal demokrasiden çıktı. Konjonktür paketleri, yatırım programları gibi zaman zaman öncelikle koalisyon içinde eleştirisine maruz kalan tüm öneriler sosyal demokratlardan geldi."

Gözler liberallerde

Ancak Sosyal Demokrat Parti ile ortaklığa son vermek isteyen Hristiyan Birlik partilerinin yeni adayı ise liberal Hür Demokrat Parti. Merkel, Hür Demokratlarla koalisyona gitmek istediğini açıkça söylerken, liberaller de parti olarak muhafazakârlarla ortaklığa "evet" dedi. Seçimlerde yüzde 10'un üzerine çıkması beklenen Hür Demokratlar, seçim kampanyaları boyunca ise büyük koalisyona yüklendi. Hür Demokrat Parti'nin genel başkanı Guido Westerwelle ağır eleştirilerde bulundu:

"Hükümet, hurda primi dışında hemen hiçbir icraata bulunmadı."

Yeşiller yarıştan kopmuyor

Ancak asıl sonuçlar sandıklar açıldıktan sonra belli olacak. Hristiyan Birlik - Hür Demokrat ortaklığı yeterli çoğunluğu sağlayamazsa Berlin'de farklı koalisyon seçenekleri de gündeme gelebilir ve bu durumda da muhafazakarlar, üçüncü bir ortağa ihtiyaç duyabilir. Üçüncü ortak olarak gündeme gelen parti ise Yeşiller. Ancak Yeşiller böyle bir koalisyona sıcak bakmıyor. Bunun başlıca nedeni ise Birlik partilerinin nükleer enerji kullanımına sıcak bakması. Nükleer enerjiye karşı olan Yeşiller'in Federal Meclis Grup Başkan Vekili Jürgen Trittin, çevreci politikalarından kesinlikle taviz vermeyeceklerini belirtti:

"Krizden tek çıkış yolu çevrecilikten geçiyor. Ancak bunun için ekolojik bir iktisat politikası sürdürmek gerekiyor. Ve diğer partilerin bu konuda hiçbir deneyimleri yok."

Güçlenen Sol muhalefet

Sosyal Demokratların da koalisyon için fazla seçeneği yok. Sol Parti'nin Eşbaşkanı Oskar Lafontaine, bundan on yıl önce Gerhald Schröder'in sosyal politikasını protesto ederek Sosyal Demokrat Parti'den ve Maliye Bakanlığı görevinden istifa etmişti. Sosyal Demokratlarla Afganistan'daki Alman birlikleri konusunda da derin görüş ayrılıkları bulunan La Fontaine en azından şimdilik Sosyal Demokratlarla kurulacak bir koalisyona sıcak bakmıyor:

"Sosyal Demokrat Parti, sosyal devlet ve savaş konularındaki tavrını devam ettirdiği sürece, bu konuyu tartışmaya bile gerek yok. Bu koşullar altında bizim için bir işbirliği mümkün değil."

Daphne Grathwohl / Çeviri: Banu Ertek

Editör: Hülya Köylü