Berlin’in nabzı sinemalarda atıyor

1920’lerde adını duyuran Berlin’in güneybatısında kalan Babelsberg Stüdyoları, yeniden uluslararası yapımlara imza atarken, başkent de Berlin Duvarı’nın yıkılmasının ardından film çekimleri için cazip bir mekân olmaya başladı. Ünlü Alman yönetmen Tom Tykwer, Berlin ile ilgili şunları anlatıyor: "Berlin’deki sinemalar, gösterilen filmler benim bu kente taşınmam için en önemli nedendi. Bunun yanı sıra, bu kentle duygusal bir bağ kurdum. Sinemalar inanılmazdı. Ben uzun yıllar boyunca trenle Berlin’e geldim, burada Almanya’da sanat filmleri kültürünü oluşturan kendilerine özgü bir stil yaratmış sinemalar vardı."

70’lerin sonu, 80’lerin başında sadece film seyretmek için Berlin’e gelen, 80’li yılların ortasında ise başkente taşınan ünlü Alman yönetmen Tom Tykwer, hala Berlin’de yaşıyor. ”Koş Lola Koş” filmi ile adını duyuran Tykwer ile birlikte birçok yönetmen, oyuncu ve senaryo yazarı yaşamak için Berlin’i tercih ediyor.

Berlin'in film merkezi: Filmhaus

Berlin'de farklı zevklere hitap eden filmlerin gösterildiği yaklaşık yüz sinemanın yanı sıra bu sektörle ilgili farklı kurumları çatısı altında toplayan ”Filmhaus” da ilgi çekiyor. Berlin’in Potsdamer Platz adlı bölgesinde bulunan yedi katlı binada yılda yaklaşık yüz bin kişinin ziyaret ettiği ”Film ve Televizyon Müzesi” yer alıyor. Ülkenin sinema mirasını barındıran ”Alman Sinematek” ile sinema tarihine damgasını vuranlardan, çağdaş örneklere kadar dünyanın farklı ülkelerinden sanat filmlerinin gösterildiği Arsenal Sineması da bu binada bulunuyor. Yaklaşık 250 öğrencinin öğrenim gördüğü ”Alman Film ve Televizyon Akademisi” de bu binanın sakinleri arasında... ”Filmhaus”un karşısında ise Berlin Film Festivali’nin merkezi yer alıyor.

Festivaller kenti Berlin

Berlin Film Festivali, Cannes ve Venedik ile birlikte dünyanın en önemli film festivalleri arasında sayılıyor. Ancak Berlin’in ev sahipliğini yaptığı küçük çaplı festivaller de bulunuyor. ”Dikkat Berlin-Achtung Berlin” adını taşıyan festivalde, başkentte çekilen ve bu kenti konu alan filmler gösteriliyor. ”Yeraltına İnmek-Going Underground” adını taşıyan kısa film festivalinde ise eserler, izleyici ile metro trenlerinde buluşuyor. Alman Film Akademisi tarafından verilen Alman Film Ödülleri de her yıl Berlin’de sahiplerini buluyor.

Film seti olarak Berlin

Berlin’in sinema sektörü açısından cazip özelliklerinden biri de kentin bir film seti işlevi görmesi, dolayısıyla Berlin’de çekilen filmler. ”Berlin: Bir Büyük Kent Senfonisi” ”Kabare” gibi tarihi yapımların yanı sıra ”Elveda, Lenin!,” ”Sonnenallee,” ”Başkalarının Hayatı,” ”Bay Lehmann” son yıllarda Berlin’de çekilen Alman filmleri arasında bulunuyor. Berlin’de ünlü filmlerin çekildiği yerleri anlatan turistik turlar düzenleniyor. Bu filmler arasında Berlin ve Berlin yakınlarındaki Babelsberg Stüdyolarında çekilen uluslararası yapımlar bulunuyor. ”Medusa Darbesi,” ”80 Günde Devr-i Âlem,” ”Kapıdaki Düşman,” ”Piyanist” ile bugünlerde Türkiye’de de gösterimde olan ”Operasyon Valkyrie” Berlin’de çekilen filmlerden sadece birkaçı. Babelsberg Stüdyoları yüksek kalitede teknolojik imkanlar, Berlin ve çevresi de mekan açısından çeşitlilik sunuyor: Brandenburg’un kırları, küçük kasabaları, fütürist bir görüntü yaratan kömür madenleri, yüksek binalar, eski binalar, avlular, köprüler, Kurfürstendamm gibi işlek bulvarlar, Gendarmenmarkt gibi tarihi meydanlar...

Berlin ideal bir mekân

Hollywood yıldızlarından Kevin Spacey de ”Beyond the Sea” adını taşıyan filmi çekmek için Berlin’i tercih ettiklerini belirtiyor. Spacey, "Berlin ve çevresinde mimari açıdan bakıldığında inanılmaz olan çekim mekânları bulduk. Burada bir klübe gittiğinizde, adeta 1952’nin havasını yaratan bir mekânla karşılaşabiliyorsunuz. Çekim yaptığımız gece klüplerinin çoğunda sadece çok küçük değişiklikler gerekli oldu. Sanırım, New York’taki binalar mimari açıdan büyük ölçüde Alman etkisinde yapılmış, bu nedenle de Berlin’de çekim yapmak bir avantaj sağlıyor. Ayrıca izleyiciler daha önce hiç görmedikleri mekânlarla karşılaşıyorlar. Geçen hafta (Potsdam’daki) Sanssouci Sarayı ve civarında çekim yaptık, sanki İtalya’da gibiydik" sözleri ile neden Berlin'i seçtiklerini anlatıyor.

Berlin yakınlarındaki Babelsberg de stüdyoları gezme imkânı sunuluyor. Almanya’nın ilk sinema yüksek okulu ”Konrad Wolf” da, bu stüdyoların yanında bulunuyor.