1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Ekonomik krizin neden ve etkileri

10 Aralık 2009

Hükümetler ve merkez bankaları tarihin en büyük kurtarma operasyonundan çıkış yolu arıyor. Bankalardaki örtülü zararın krizi tekerrür ettirmesi mümkün.

https://p.dw.com/p/Kz0V
Fotoğraf: picture-alliance/chromorange

Ekonomik krizden kurtulmak için başlatılan teşvik programlarının sonu gelecek mi? Uzmanlar ekonomik rehavete yol açacağı ve devlet bütçesini tahrip edeceği gerekçesiyle konjonktür programlarından ‘çıkış stratejisi’ hazırlanmasını salık veriyor ama zamanlaması hakkında kesin bir şey söyleyemiyorlar. Mali krizi göğüslemek için piyasaya astronomik miktarda para süren hükümetler ve merkez bankaları da bu stratejiden ne zaman çıkılacağını düşünüyor. Tabana oturan faizler ve milyarlık konjonktür programları büyük tehlikeler de taşıyor.

Alan Greenspan
Zamanın Amerikan Merkez Bankası Başkanı Alan Greenspan resesyon korkusuyla ana faiz oranını yüzde bire düşürmüştü.Fotoğraf: PA/dpa

Bir varmış, bir yokmuş

Hikâyemiz 11 Eylül 2001’de başlıyor. Zamanın Amerikan Merkez Bankası Başkanı Alan Greenspan resesyon korkusuyla ana faiz oranını yüzde bire düşürmüştü. Bu faiz düzeyinde tasarruf etmek aptallık olurdu. Milyonlarca Amerikalı borcuna ev almaya karar verdi. Kredi çok ucuzdu. Ev alacaksın, biraz bekleyip, fiyatlar artınca satacak ve çok para kazanacaksın. Washington’daki Ekonomik ve Siyasi Araştırmalar Merkezi’nden iktisatçı Dean Baker, “Emlak piyasasının balon gibi şiştiği aşikârdı. Bu balonun günün birinde patlayıp son derece kötü sonuçlara yol açacağı da” diyor. Öykümüzde, riske girmeden bol kredi dağıtan bankerler de var. Bu bankerler aile reislerinden alacaklarını değerli kâğıtlara çevirip satar ve parasını kurtarır. Ama 2007’de hesap döner. Faizler artarken mesken fiyatları hızla düşmeye başlar. Borçlanarak ev alanlar kredi taksitlerini ödeyemez duruma düşer.

Wallstreet Börsenkurs Anstieg Dow Jones
Wallstreet'te 2008 yılında çürük değerli kağıtların açtığı zarar trilyonları buldu.Fotoğraf: AP

Para muslukları açılır

2008 yılının mart ayında öykümüzün durağı New York Wallstrreet’teki dünyanın en büyük borsası. Çürük değerli kâğıtların yol açtığı zarar kısa zamanda trilyonları bulur. Kimin elinde ne kadar riskli senet olduğunu kimse bilmediğinden bankalar birbirine güvenmez ve karşılıklı kredi açmaz. Dev bankalar yıkılır. Amerikan yönetimi imdada yetişip para pompalar. Ama Lehman Brothers iflas ettiğinde kimse can simidi atmaz. Dünyanın en büyük bankası bir günde batar. Almanya, İngiltere, Danimarka ve diğer Avrupa ülkelerinde de iflaslar an meselesidir. Başkan George Bush Amerikan bankalarına 700 milyar Dolar’lık yardım paketi hazırlarken Almanya Başbakanı Angela Merkel de benzeri görülmemiş bir devlet garantisi icat eder ve “Tasarruf sahipleri müsterih olsun. Onların tasarruflarına da kefiliz” der.

ein Jahr Obama Flash-Galerie
Dünyanın en büyük bankası Lehman Brother bir günde battı.Fotoğraf: AP

Astronomik kurtarma operasyonları

İzlanda’da da devlet ülke ekonomisini temsil eden bankaları devletleştirir ama kendisi iflasın eşiğine sürüklenir. Avrupa merkez bankaları koordineli bir operasyonla ticari bankalara trilyonlarca Euro'luk servis yapar. Ana faiz hadleri düşürülür. Avrupa Merkez Bankası reeskont haddini %4,25’ter yüzde bire indirir. Amerikan Merkez Bankası ise sıfır faiz politikasında karar kılar. Mali sistem kurtarılmıştır. Ama kriz reel ekonomiye sirayet etmektedir. Önce otomotivciler yalvar yakar olur, ardından da diğer branşlar. Hükümetler bu krizi de vergi kolaylıkları, çocuk paraları ve hurda primleriyle göğüslemeye çalışır.

Island Finanzkrise Kaupping Bank in Reykjavik
İzlanda’da devlet ülke ekonomisini temsil eden bankaları devletleştirdi ama kendisi iflasın eşiğine sürüklendi.Fotoğraf: AP

Yine de 2009 yılında büyük ekonomilerin resesyona sürüklenmesi önlenemez. Euro bölgesi bir yılda yüzde dört oranında daralır. En ağır darbeyi Doğu Avrupa yer. Litvanya ekonomisi dörtte bir oranında küçülür. Büyümeye devam eden Çin, Hindistan ve Brezilya, küresel krizde ekonominin motoru haline gelir.

Küresel mali sistemin koordine edilmesi için finans zirveleri yapıldı. Başbakan Merkel Pittsburgh’daki 2009 zirvesinden dönüşte oldukça iyimserdi. Merkel, “Alman vergi mükellefine zirveden krizin tekerrür etmeyeceği garantisini getiriyoruz” diyordu.

Deutschland Autoindustrie Stellen Autohändler in Bremen
'Hurda Araç Primi' uygulaması, Almanya'nın krizin etkilerini azaltma tedbirlerinden biri oldu.Fotoğraf: AP

Eski hamam eski tas

Öykümüzün sonuna yaklaşıyoruz. 2010 tahminleri sanıldığından iyi çıktı. Bütün dünyada ekonomik büyüme bekleniyor. Fırtınanın dindiğini söylemek için henüz çok erken. Çözüm bekleyen sayısız problem var. Banka kasalarında ne kadar değersiz kâğıt olduğunu kimse bilmiyor. Para Fonu uluslararası finans sisteminde kaybolan paranın en az yarısının bankalarda saklandığını tahmin ediyor. Çoktan eski günlerine dönen ticari bankalar yine bol ikramiye dağıtıyor. Borsa komisyoncusu Dirk Müller, kredi değil de yatırım işiyle milyarlar kazanmaya başlayan tek bankanın Deutsche Bank olmadığını söylüyor. Müller'e göre,Anglosakson bankalarında durum daha dramatik. Ateşle oynuyor, geçen yıldakinden daha büyük risklere giriyorlar”.

Ya borçlar ve başıboş para?

Devlet konjonktür programları yüzünden çok borçlandı. İlerde vergiler yükselecek, bütçe harcamaları azalacak. Bu da konjonktürü boğacak. Bir de piyasada dolaşan ucuz para var. Tıpkı öykümüzün başındaki gibi. Merkez bankaları ucuz parayı piyasadan çekmeye mecbur. Aksi takdirde öykümüz tekerrür eder.

© Deutsche Welle Türkçe

Jutta Wasserrab / Çeviri: Ahmet Günaltay

Editör: Beklan Kulaksızoğlu