1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Boris Yeltsin öldü

Ajanslar23 Nisan 2007

Rusya’nın eski devlet başkanlarından Boris Yeltsin 76 yaşında öldü. Ölüm sebebinin kalp yetmezliği olduğu bildirilen Yeltsin, 1991-1999 yılları arasında, Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Rusya’nın ilk devlet başkanı, şimdiki Devlet Başkanı Vladimir Putin’in selefiydi. SSCB'nin son Devlet Başkanı Mikhail Gorbaçov da, sağlığında konuşmadığı Yeltsin'in ölümü üzerine yaptığı açıklamada, ailesine başsağlığı diledi.

https://p.dw.com/p/AZPD
Rusya eski Devlet Başkanı Yeltsin sık sık ilginç çıkış ve tavırlarıyla da gündeme gelen bir liderdi.
Rusya eski Devlet Başkanı Yeltsin sık sık ilginç çıkış ve tavırlarıyla da gündeme gelen bir liderdi.Fotoğraf: AP

Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra Rusya'nın ilk devlet başkanı olan Boris Yeltsin hayatını kaybetti. Kaldırıldığı Merkez Hastanesi tarafından yapılan açıklamada, Yeltsin'in bugün TSİ 14.45'te kalp yetmezliğinden öldüğü belirtildi.

Boris Yeltsin, 20. yüzyıl sona ermek üzereyken, güçlü bir Rusya için mücadele etti. Ancak bu düşünü gerçekleştiğini göremedi. Ama 31 Aralık 1999 tarihinde iktidarı devrettiği halefi Vladimir Putin’in, kendi başlattığı reformların Putin tarafından devam ettirdiğini gördü.

Yıkılan Sovyetler Birliği’nde Sovyet politikacısı olarak kariyerine başlayan Yeltsin’in siyasi kariyerinde önemli hataları da oldu. 1994 ile 1996 yılları arasındaki Çeçenistan savaşı sırasında çok sayıda demokratın desteğini yitirdi. Ama özellikle ekonomik alandaki başarısızlıkları, iktidarının ilk yıllarında popülaritesinin yara almasına sebep oldu. İktidarının son yıllarında ise hakkında, yolsuzluk yaptığı ve kişisel çıkarları için çalıştığı yönünde iddialar ortaya atıldı.

Köylü çocuğu olarak doğdu

Sibirya'daki Svardslovsk'da 1931 yılında bir köylü ailesinin çocuğu olarak hayata gözlerini açan Yeltsin, 1955'te Ural Politeknik Enstitüsü'nden inşaat mühendisi olarak mezun oldu.

Sovyetler Birliği Komünist Partisi’ne 1961 yılında üye olan Yeltsin, dağılan SSCB'nin son lideri Mihail Gorbaçov tarafından Moskova'ya getirildi ve 1985'de Komünist Partisi Moskova Şefi oldu. 1987 yılında Sovyetler Birliği hala varlığını sürdürüyorken, Politbüro'daki görevinden azledildi.

Yeltsin, Komünist Parti Moskova şefi olmasının hemen ardından, reformcu Gorbaçov'a muhalefet eden ve daha radikal reformları savunanların lideri haline geldi.

1991'de ilk kez göreve seçildi

Anlaşmazlıklardan sonra, partisinin 1990'daki 28. kongresinde istifasını açıklayan Yeltsin, SSCB'nin dağılmasından önce, 1991'de yapılan Rusya Devlet Başkanlığı seçimini yüzde 57,3 oyla kazandı.

SSCB lideri Mihail Gorbaçov'a karşı 1991 Ağustos ayında düzenlenen darbe girişiminin bastırılmasının liderliğini yapan Yeltsin, SSCB'nin aynı yıl dağılması ve Gorbaçov'un aralık ayında istifasından sonra da, Rusya'nın ilk devlet başkanı oldu.

Gorbaçov, kendisini koltuğundan eden, SSCB'yi elinden alan bu kişi hakkında yıllar sonra, “Onu Sibirya'dan Moskova'ya asla getirmemeliydim, bu benim en büyük hatalarımdan biri oldu” demişti.

Gorbaçov bu yüzden Yeltsin ile ölümüne kadar konuşmadı. Ancak SSCB'nin son Devlet Başkanı Mikhail Gorbaçov da, sağlığında konuşmadığı Yeltsin'in ölümü üzerine yaptığı açıklamada, ailesine başsağlığı diledi. Yeltsin'in ailesine ''en derin taziyetlerini'' ileten Gorbaçov, ''Omuzlarında ülkesiyle ilgili birçok yararlı olay ve ciddi hatalar bulunan Yeltsin'in ailesine en içten taziyetlerimi iletmek isterim'' dedi.

Parlamento bombardımanı

Yeltsin, 1993'te muhalefete karşı tankları kullandı. SSCB döneminden kalan anayasanın yetersizlikleri dolayısıyla parlamentoyla girdiği yetki uyuşmazlığını, ekim 1993'de tanklarla halletti. Parlamento binası ateşe tutuldu, içeridekiler tutuklandı.

Boris Yeltsin, yeni parlamento seçimleriyle birlikte halkoyuna sunulan ve kabul edilen yeni anayasayla geniş yetkiler aldı. Bu yetkiler arasında, parlamento kararlarını geçersiz kılma, parlamentonun Devlet Başkanı'na güvensizlik oyu verememesi, Devlet Başkanı'nın yayımladığı kararnamelerin parlamentonun müdahalesi olmaksızın uygulanabilmesi gibi yetkiler yer aldı.

Yeltsin, 1994 yılındaysa Çeçenistan'daki ayrılıkçılara karşı savaş başlattı. Çeçenistan savaşı on binlerce kişinin hayatına malolurken, Rus ordusu yenilgiye uğrayarak 1996 yılında bölgeden çekilmek zorunda kaldı.

Savaş sorunları gidermedi, Rus ordusu 1999'da yeniden Çeçenistan'a dönerken, Rusya lideri aynı yılın son gününde, 31 Aralık 1999'da görevinden ayrıldığını açıkladı.

Putin’i seçti

Yeltsin, 1996'daki seçimin ardından by-pass ameliyatı geçirdi. 1997 ve 1998 kış aylarını da sürekli soğuk algınlığı nedeniyle ya hastanede ya da özel ikametgahlarında geçirdi. 1999 yılı da, hastalıkları ve koltuğunu korumayı amaçlayan siyasi manevralarıyla geçti.

Sık sık başbakan değiştiren Yeltsin, başbakanlık manevralarında son noktayı, 9 Ağustos 1999 tarihinde bu göreve Vladimir Putin'i atayarak ve bu kişiyi, “Kendisinden sonra devlet başkanı olmasını istediği kişi olarak ilan ederek” koydu.

1999'da görev süresi dolmadan önce istifa eden Yeltsin'in yerine vekaleten atanan Putin, daha sonraki seçimlerde resmen devlet başkanı oldu.

Barroso'dan mesaj

AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, Yelltsin'in ölümünün ardından, ''Yeltsin, Rusya'nın komünizm sonrası dönüşümünde anahtar rol oynadı'' değerlendirmesinde bulundu. Barroso, yaptığı yazılı açıklamada, Yeltsin'in devlet başkanı olarak ''sayısız meydan okumalarla ve zor sorumluluklarla'' karşılaşmasına rağmen, Doğu ve Batıyı yakınlaştırarak, cepheleşmenin işbirliğiyle yer değiştirmesine yardımcı olduğunu bildirdi.

Yeltsin'in, Rusya'da dikta rejimini yeniden canlandırmaya çalışan darbeye karşı duruşuyla en iyi hatırlanacağını belirten Barroso, ''O, büyük kişisel cesaretiyle özgürlükleri savunmaya layık biriydi'' dedi.

ABD: "Tarihi şahsiyet"

Beyaz Saray ise "Yeltsin tarihi bir şahsiyet" açıklamasında bulundu. Beyaz Saray sözcüsü Gordon Johnroe, 76 yaşında ölen Yeltsin'in eşine taziyelerini sunduğu açıklamasında, "Yeltsin, Rusya için büyük değişimlerin yaşandığı bir dönemde tarihi bir şahsiyetti" dedi ve Yeltsin'in eşinin yanı sıra ailesi ve Rus halkına da taziyelerini iletti.

ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Sean McCormack de, eski devlet başkanı Yeltsin'in tarihi değişim döneminde Rusya'nın başında olduğunu söyledi. Sözcü, Yeltsin'in ailesine ve Rus halkına taziyelerini de sundu.

İngiltere Başbakanı Tony Blair de yaptığı yazılı açıklamada, "Eski devlet başkanı Yeltsin, Rusya tarihinin ön önemli döneminde hayati bir rol oynamıştır" ifadesini kullandı. Blair, Yeltsin'in üstün nitelikli bir kişi olduğunu da kaydetti.

Rus iş adamından övgü

Yeltsin'e yakın isimlerden zengin Rus bir iş adamı Boris Berezovski ise Rusya'nın en büyük reformcusunu kaybettiğini söyledi. AFP haber ajansına açıklamalarda bulunan Berezovski, "Bu gerçekten, gerçekten korkunç. Bu adamın benim hocam olduğunu ve Rusya'nın büyük bir reformcuyu kaybettiğini söylemek istiyorum sadece. Tek adamdı, Rusya tarihinin doruğundaki adamdı" dedi.

Berezovski, Yeltsin'in milyonlarca Rusu özgürlüğe kavuşturduğunu, buna kendisinin de dahil olduğunu belirterek, "Bana köleliğe karşı özgürlüğün ne demek olduğunu anlamamda yardım etti" ifadesini de kullandı.

1990'lı yıllarda özelleştirmeler sayesinde hatırı sayılı bir servet yapan Berezovski, Londra'ya kaçmış ve 2003'te de siyasi sığınma hakkı almıştı.