Brüksel'de Bahar Zirvesi

Avrupa Birliği’nin devlet ve hükümet başkanlarının bugün başlayan ve yarın sona erecek Bahar Zirvesi, Avrupa ekonomisi üzerine odaklanıyor. Zirvenin ana gündemini, 2010 yılında dünyanın en büyük ekonomisi hedefine ulaşamayan AB’nin, Lizbon adı verilen stratejisini bir kez daha gözden geçirecek olması oluşturuyor.

AB Dönem Başkanı Lüksemburg, zirvenin büyük bir bölümünü, rekabet, ekonomik büyüme ve istihdam konularına ayırdı. Bunların başında da AB’nin ortak para birimi Euro bölgesine giren üye ülkelerinin kendilerine çeki düzen verebilmeleri için koyduğu İstikrar Paktı kurallarını gevşetme kararı geliyor. Zira, İstikrar Paktı’nın sulandırılmasına Avrupa Merkez Bankası kesinlikle karşı çıkıyor.

Hizmetler sektörü ve Wolfowitz konusu

Zirvede en fazla tartışılacak konulardan biri de 2011’de uygulamaya girebilecek, AB’de hizmetlerinin tamamen liberalleştirilmesini öngören “Bolkenstein direktifi” olacağı belirtiliyor. Bu direktif, AB’de hizmet sektöründe çalışanların serbest dolaşımını öngördüğü için büyük gürültü koparmıştı. Özellikle de Birlik içinde hizmek sektöründe maaşlar arasında uçurumlar bulunması, iş gücünün pahalı olduğu Almanya ve Fransa gibi ülkelerde panik havası yarattı.

Konunun, Fransa’da Mayıs ayında yapılacak AB Anayasası referandumunda “hayır” sonucu çıkmasına neden olabileceği endişeleri var. Bu açıdan, Fransız Cumhurbaşkanı Jacques Chirac ve Almanya Başbakanı Gerhard Schröder’in toplantılardaki tavırları önem kazanıyor.

Zirvede ayrıca ABD Savunma Bakan Yardımcısı Paul Wolfowitz'in Dünya Bankası başkanlığına aday gösterilmesi de ele alınacak bir başka konu. Almanya'nın karşı çıkmamasının ardından diğer AB üyelerinden bu konuda ses çıkmadı. Dolayısıyla AB’nin Wolfowitz’in adaylığına karşı çıkması beklenmiyor.

AB’de protokol pazarlığı

Brüksel’e gelen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın gündeminde ise Kıbrıs vardı. Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis ile dünkü buluşmasının ardından Erdoğan bugün de Avrupa Hristiyan Demokrat Grubu olarak bilinen, Avrupa Halklar Partisi (EPP) Zirvesi’ne katıldı. Bu toplantıda Kıbrıs Rum Kesimi’nin ana muhalefet partisi lideri Nicos Anastasiades ile biraraya geldi.

Karamanlis de kapalı kapılar ardında Rum lideri Tassos Papadopoulos ile biraraya gelecek. Bu yoğun diplomasi trafiğinin konusu, bir taraftan Kıbrıs’da barış sürecinin tekrar başlatılması diğer taraftan da ek protokoldü. Erdoğan, "Ankara Anlaşması’nı 25 ülkeye genişleten ek protokolü imzalarız, ama bunun Kıbrıs Rum yönetiminin tanınması anlamına gelmeyeceğine ilişkin yazılı bir deklarasyon yapmamıza karşı gelmeyin" mesajını verdi.