1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Einigung in Brüssel - Zentrale Finanzaufsicht in Europa geplant

4 Eylül 2010

AB, küresel krizin patlak vermesinden iki yıl sonra, finans sektörünün denetimini yeniden düzenliyor. 2011'den itibaren oluşturulacak üç yeni AB dairesinin bankaları, sigortaları ve borsaları denetlemesi kararlaştırıldı.

https://p.dw.com/p/P4LG
Fotoğraf: picture-alliance/ dpa/ DW-Fotomontage

AB Parlamentosu, Bakanlar Konseyi ve AB Komisyonu’nun üzerinde vardığı uzlaşma, birliğe üye her ülkenin denetlemeye ilişkin yetkilerini AB makamlarına devretmesi anlamına geliyor. Yeni oluşturulacak AB denetleme dairelerinin, kriz durumunda Avrupa finans enstitülerine doğrudan talimat verme yetkisi de olacak.

Görüşmeler aylarca sürdü

AB üyesi ülkelerin hükümetleri ile Avrupa Parlamentosu arasında finans sektörünün nasıl daha iyi denetlenebileceğine ilişkin görüşmeler aylarca sürdü. Bunun da nedeni, bu konuda kimin, ne kadar söz sahibi olacağı, parasal kaynak ve denetleme dairelerinin nerede konuşlandırılacağından ileri geliyordu. Bu konuda son söz söylenmedi ama, Avrupa’nın banka ve borsa sektörünü denetleyecek merkezi ve gerçekten güçlü bir daireye sahip olacağı kesinleşmiş gibi. Hristiyan Demokrat Birlik Partisi Avrupa milletvekili Klaus-Heiner Lehne:

“Geçmişte Avrupa’da yaklaşık 54 farklı ulusal denetleme dairesinin varlığından bahsediyoruz. AB üyesi her ülkenin ortalama iki adet denetleme dairesi olduğundan yola çıkarsak, koordinasyonun son derece zor, iletişimin de sadece sınırlı işlediğini görürüz. İşte bu noktada belirli durumlarda müdahalede bulunacak ve karar alabilecek merkezi bir daireye ihtiyaç vardı. Avrupa artık bu sorunu çözüyor.”


Londra’nın özel konumu

Özellikle Berlin ve Londra, AB’ne bağlı merkezi bir finans denetleme dairesi konusunda birbirini hep engelledi. İngilizler işlerine karışılmamasını, aslında gevşek kuralları olan İngiliz banka ve borsa sistemine AB denetimcilerinin ayak basmamasını arzu ediyorlardı. Zira Londra’nın bu özel konumu onu değerli kılıyordu. Alman hükümeti ise Avrupa bankalarının Brüksel’in talimatı yönünde Alman vergi mükelleflerinin ödentileriyle kurtarılmasının gündeme geleceğinden endişe ediyor ve onun için bu planları bloke ediyordu. Ancak sonunda Londra da Berlin de izole oldu ve direnişlerine son verdiler. Avrupa'nın iç konulardan sorumlu temsilcisi Michel Barnier, uzlaşma sonucundan övgü ile söz ediyor:

“AB'nin gerçek bir denetleme kurumunun temel taşını inşa ettik. Bu, AB’nin küresel finans krizinden çıkarttığı ilk gerçek dersdir. Krizin doğmasındaki başlıca sebeplerden biri, etkili bir finans denetim kuruluşunun bulunmamasıydı.”


Üç yeni denetim kurumu birden

Avrupa çapında bundan böyle bankaları, borsaları ve sigortaları kontrol edecek üç yeni Avrupa denetleme mercii olacak. Örneğin büyük bir Avrupa bankası kriz işaretleri verdiğinde, AB denetleme dairesi devreye girecek ve birlik üyesi ülkelere hangi adımların atılması gerektiğini söyleyecek. Finans piyasası denetleyicileri ayrıca çok riskli finans girişimlerini de yasaklayabilecek. AB’nin oluşturacağı yeni finans denetleme dairesinin bu ölçüde geniş yetkilere sahip olması da genellikle olumlu bulunuyor.

Ancak Avrupa Parlamentosu’nun bazı milletvekilleri, varılan uzlaşıya maliye bakanlarının henüz onay vermediğini anımsatıyor ve sevinç içindeki milletvekillerini frenliyorlar. Arabulucuk görüşmelerinde yer alan liberal Fransız milletvekili Sylvie Goulard, ‘amacımız ulusal denetleme dairelerini ortadan kaldırmak değil’ diyor ve ekliyor:

“Burada söz konusu olan, daha ziyade tek tek denetleme daireleri arasında yeni bir işbirliği kültürü oluşturmaktır.”

Bu arada, gelecekte ufukta işaretleri görülen krizin zamanında tespit edilmesi için Frankfurt’taki Avrupa Merkez Bankası’nda yeni bir erken uyarı sisteminin oluşturulması da öngörülüyor. Bu görevi de ilk yıllarda Avrupa Merkez Bankası Başkanı’nın üstlenmesi planlanıyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Peter Heilbrunner / Çelik Akpınar

Editör: Beklan Kulaksızoğlu