1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Bu trende etnik köken sorgulanmıyor

15 Ekim 2010

Essen kenti ile 2010 Avrupa kültür başkenti unvanını alan Almanya’nın Ruhr Havzası, en önemli projelerden birini hayata geçirdi. "Melez” adlı kültür treni Almanya'daki farklı kültürlerin kaynaşmasını hedefliyor.

https://p.dw.com/p/Pdsm
Fotoğraf: DW

“2010 Melez” adlı kültürlerarası festivalin simgesi altın-petrol renkli tren, raylarda yolculuğuna başladı. 3-31 Ekim arası sefer yapmaya devam edecek festival treninin beş vagonu bulunuyor. Her bir vagonda farklı etkinliklerle farklı kültürlere dair paylaşımlarda bulunuluyor. “Melez”, nereden gelindiğinin değil, gelecekte birlikte nereye gidileceğinin önemine dikkat çekiyor. Melez projesi kapsamında düzenlenen etkinliklerde örneğin göçmen kökenli katılımcılar Almanya’daki hayatlarına dair hikâyelerini anlatıyor.




Melez bir sembol

Almanya'nın Ruhr Havzası'nda sefer yapacak Melez, Almanya’nın birleşme yıldönümü olan 3 Ekim’de yola çıktı. Festival sorumlusu, Batı Alman Radyo ve Televizyonu WDR’in başarılı spikeri ve sevilen ekran yüzü Türk kökenli Aslı Sevindim,“Kültürün etnik kökenle bu kadar vurgulanmadığı bir toplum olması gerektiğini düşünüyorum. Bunun hepimiz için anlamı büyük. Kültürümüz kökenimizin büyük bir parçası ancak yine de bizi bir araya getiren farklı ortak değerlerin de önemli olduğunu düşünüyorum” diyerek bu yolculuğun arzu edilen toplum yapısına dair bir sembol olduğunu belirtti.Sevindim sözlerini şöyle sürdürdü: "Anayasa zeminine göre hareket ediyorsak, hoşgörü ve demokrasiden yanaysak ve bu değerlere zayıflıklarımızla ilgilenmek, çocuklarla ilgilenmek gibi farklı değerler de eklenebilir. Bu değerler bütün insanların paylaşabileceği değerler.”

Her vagonda ayrı bir etkinlik

Melez 2010 kültürlerarası festivalin katılımcıları, trenin vagonlarındaki farklı etkinliklere katılabiliyor. Vagonlarda sanatın hemen her koluna rastlamak ve farklı ülkelerin kültürleri hakkında bilgi almak mümkün. Acem halılarıyla döşenmiş vagonlarda festival katılımcıları, göçmenlere ülkeleri ve Almanya’daki yaşamlarına dair sorular yöneltebiliyor.

Trenin yolcularından Sonya’nın yanına oturabilmekse neredeyse mümkün değil. Herkes Sonya’nın anlattıklarını merak ediyor. 24 yaşındaki Sonya’nın Almanya macerası zorluklarla başlamış. Üniversite eğitimi için Bulgaristan'dan Almanya’ya gelen Sonya, “Başlarda her şeyde zorluk çektim. Öncelikle dil engelini aşmam gerekiyordu ve kimseyi tanımadığım için yeni insanlarla tanışmam gerekiyordu ve bu da biraz zaman alıyor tabi" diyerek, 19 yaşında ailesi ve arkadaşlarından ayrılarak, tek başına ayakları üzerinde durmaya çalıştığını anlattı.

Sonya, Almanya'daki ilk yıllarını bugün tebessümle anlatıyor.Yaşadığı zorluklara rağmen, öğrenim gördüğü üniversitenin sunduğu iş teklifini kabul eden Sonya, artık Almanya’da mutlu olduğunu ifade ediyor. Tıpkı Teneriffe'den üç yıl önce Almanya’ya gelen Francisco Schellert gibi. Francisco Almanya’daki hayatı şöyle anlatıyor, “Burada her şey sanki çok daha basit. Belki çok rahat değil ancak pek çok şey çok daha kolay.”

Liebesexpress
Fotoğraf: DW
Melez Festival der Kulturen 2010 Flash-Galerie
Fotoğraf: DW



© Deutsche Welle Türkçe

Alexandra Scherle / Çeviri: Gezal Acer

Editör: Meltem Karagöz