Bundesliga’da sezon kapandı

2004/2005 sezonu, toplam 11,5 milyon biletli seyirciyle yeni bir rekor daha kırdı.

Bir rekortmende şampiyonluk kupasını 19. kez kulüp vitrinlerine taşıyan Bayern Münih’ti. Ama ligin son haftaları final havasında oynanmaktan çok uzaktı.

İkinci yarıda ezici üstünlüğünü kabul ettirip haftalar öncesinden şampiyonluğunu ilan eden Münih onbiri zaferin verdiği rehavete rağmen kalan maçlarında da rakiplerini ezip geçmiş, birinci lige veda edecek takımlar da belli olmuştu.

Futbolsever de heyecanı, ‘kim şampiyonlar ligine katılacak, UEFA kupasında Almanya’yı kimler temsil edecek?’ sorularında aradı.

Schalke’den hüsran

Münih galibiyetinden sonra şampiyonluk hayalleri kurmaya başlayan ama ilerleyen haftalarda taraftarlarını hüsrana uğratan Schalke son hafta galibiyetiyle ikinciliği ve şampiyonlar ligi vizesini garantiledi.

Geçen yılın şampiyonu Bremen’de 34. hafta sonunda, Berlin ve Leverkusen’in zaaflarından yararlanarak üçüncü oldu.

Köln, Duisburg ve Frankfurt geliyor

Freiburg, Rostok ve Bochum’u ikinci lige uğurlayan Bundesliga, 43. sezonda Köln, Duisburg ve Frankfurt üçlüsüyle zenginleşecek.

Ligin ikinci devresinde muazzam bir yükseliş sergileyen Dortmund’un hızı ancak intertoto kupasına katılma hakkını elde etmeye yetti.

Gol krallığı sıralamasında ilk dört sırayı, başka Nürnberg’li Mintal ile Münih’in golcüsü Makaay olmak üzere yabancı aslar alırken, milli takım forması giyebilecek en golcü Alman forvetin sadece beşinci olması akla, „ev sahipliğini yapacağımız 2006 dünya şampiyonasında gollerimizi kim atacak?“ sorusunu getirdi.

Marcel Reif’in değerlendirmesi

Evet, haftalar su gibi aktı ve bir futbol sezonu daha geride kaldı. Almanya’nın en tanınmış futbol yorumcularından Marcel Reif’e sorarsanız sezonun kapanması iyi de oldu. Neden mi?, dilerseniz Marcel Reif’in 42. sezon değerlendirmesine birlikte kulak verelim:

“Neye sevinelim?“

“Bu kez muhteşem futboldan mahrum kaldık. Derbileri yorumlamak bana ceza gibi geldi. Bayern Münih’in 14 puan farkla şampiyon olmasına mı sevinseydik. Yoksa Münih’le rekabete soyunan takımların çaresizliğine mi üzülseydik. Ama asıl kaybeden Bayern Münih’ti. Bu takım Almanya’da rakip tanımıyor ama Avrupa futbolunda da dikiş tutturamıyor. Daha fazla para harcayıp ligdeki rakipleriyle arasındaki farkı sonsuza çıkarması Alman futboluna bir şey kazandırmaz. Bu gelişmeden Münih’in de menfaati olamaz.

Schalke mali bakımdan iflasın eşiğine gelmesi pahasına lige asıldı ama ikincilikle yetinmek zorunda kaldı.

“Sezonun yıldızı: Berlin“

Sezonun yıldızı Hertha Berlin’di. Berlin onbiri hayalperestlikten uzak ve gerçekçi profesyonellik felsefesiyle adımları sırayla atmaya ve istikrarlı bir şekilde büyümeye çalışıyor.

Sezonun bana ilginç gelen diğer ekipleri de Mönchhengladbach ve Dortmund’du. Kadrolaşmadaki bütün hatalarına ve sezon boyunca ‘gidici takım’ görüntüsü vermesine rağmen Mönchengladbach’ın birinci ligde kalması bence sansasyondu. Dortmund da, yeşil çimler üzerindeki futbol gösterisiyle hiç te konkordato ilan etmiş bir takıma benzemiyordu. Ama Alman futbolu açısından bu umut kıvılcımları yetmez. Dünün güçlü onbiri Stuttgart şampiyonlar ligine katılmak için Münih’i mutlaka yenmek zorunda. Ama ne yapıyor. Bu hayati maçta Münih’e kendiliğinden teslim oluyor. Bayern dayanılmaz üstünlüğünün tadını çıkarıyor. Ama Avrupa futbolunda, kimsenin göz yaşına bakılmadığını da unutmasın.”

Alman futbol yorumcularından Marcel Reif’in sezon değerlendirmesi böyle...