1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Bush'un kabine hesapları

Hans-Peter Riese14 Aralık 2004

ABD Başkanı George W. Bush yeni kabinesini oluşturmaya çalışıyor. Bu yüzden Washington’da art arda gelen istifa haberleri nedeniyle çetfefilli günler yaşanıyor. Kulislerde konuşulan ise Bush’un yeni kabinesini kurmakta zorlanıyor. Alman Radyolar Birliği’nin Washington Editörü Hans-Peter Riese’nin yorumu...

https://p.dw.com/p/AZze

“ABD’nin siyasi sisteminde uzman bakanların oluşturduğu kabineler pek önemli rol oynamıyor. Kamuoyu, dış ve savunma bakanlarının varlığından belki de sadece savaş dönemlerinde haberdar oluyor. Başkan Bush siyasi iktidarını, sadece Beyaz Saray’da değil, kendisine tamamen sadık ve bakanların aksine Başkan’ın oval ofisine istedikleri zaman girip çıkabilen küçük bir danışman çevresinde de odaklamış bulunuyor. Başkan’ın bu tutumu, birinci görev döneminde de olumsuz sonuçlar vermişti.

Önce Maliye Bakanı Paul O’Neill sadakatinden şüphelenildiği için kabineden uzaklaştırıldı. O’Neill kaleme aldığı kitap vasıtasıyla, görev süresi boyunca Beyaz Saray’a çok kötü bir karne çıkarttı. Başkan Bush, çok yakın olduğu danışmalarını, örneğin Condoleezza Rice’ı dışişleri görevine getirmek suretiyle, kabinenin çekirdeğini tamemen kendisine sadık personel ile doldurmaya ve böylece yönetimle hükümeti daha sıkı kenetlemeye girişti.

Ancak Başkan’ın bu dar çevresinin enerjisi tükendi ve bu koşullar altında hükümete girmeye niyetli politikacılar bulmak da güçleşti. Üstüne üstlük yanlış seçimler de gündeme gelmeye başladı. Başkan Bush’un New York’un eski polis müdürü ve terörizmle mücadelede sembol isim olarak gördüğü Bernard Kerik’i İç Güvenlik Bakanlığı’na aday göstermesinin ertesinde, bu kişi Senato’dan gerekli oyu alamayacağını anlayınca kendiliğinden istifa etti.

Başkan Bush, görevi boyunca biraz soluk bir tablo çizen Maliye Bakanı John Snow’un yerine ise başka birisini atayamıyor, çünkü finans çevrelerinden bu görevi alabilecek bir kişiyi bulamıyor. Böylece maliye politikaları ilgili bakanlığın değil, Merkez Bankası Şefi Alan Greenspan’in elinde kalıyor.

Başkan Bush ikinci görev süresinde, her Amerikan Başkanı’nın yaptığı üzere, tarihteki yerini garantileyecek bir siyasi konu bulmaya çalışılıyor. Bu hedefe ulaşabilmek için iki yıla ihtiyacı var. Bush, Ortadoğu’ya ilişkin kendi girişimi olan yeni barış sürecini mi, yoksa büyük vergi ve sosyal reformları mı başlatması gerektiği konusunda karar veremiyor.

Ancak ilk görev döneminde Irak Savaşı ve dev bütçe açıkları gibi sorunların Başkan Bush’un ikinci görev süresini gölgelemesinin daha olası olduğu tahmin ediliyor. Öte yandan, Başkan Bush’un kendine sadık, yakın çevresinde ısrar etmesi hükümetinin bağımsız ve eleştirel politikacılar yardımıyla güçlenmesine ve dışarıya açılmasına olanak tanımıyor. Başkan Bush, Amerikan Anayasası’nda yerini almış olan başkanlık sistemini en uç noktasına kadar kullandı. Bunun bir sonucu olarak personel kaynaklarını har vurup harman savurmasının acısı, şimdi ikinci görev süresinde çıkacak.”