1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

‘Cüce muhalefet’ kaygısı

20 Ekim 2013

Almanya’da Hrıstiyan Birlik partileriyle Sosyal Demokratlar arasında ‘Büyük Koalisyon’ ihtimalinin artması, Federal Meclis’teki sandalye dağılımını gündeme getirdi. Mevcut düzenlemeler, muhalefetin işini zorlaştırıyor.

https://p.dw.com/p/1A2om
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Fil fareye karşı… Siyasî gözlemciler Almanya’da büyük koalisyon gerçekleşecek olursa, Federal Meclis’teki siyasî güçleri bu benzetmeyle özetliyorlar. Zira Federal Meclis’te şu an mevcut olan toplam 631 milletvekilinden 504'ünü Hıristiyan Birlik partileri ile Sosyal Demokrat Parti oluşturuyor. Bu durumda gelecekteki muhalefeti Sol Parti ile Yeşiller Partisi’nin 127 vekili oluşturacak gibi görünüyor. Son seçimler öncesindeki Federal Meclis’te muhalefet partileri bunun iki katından daha fazla vekile sahip bulunuyordu, çünkü sosyal demokratlar da muhalefetteydi. Sosyal demokratların hükümet kanadına dâhil olmasıyla birlikte muhalefetin hükümet işlerine eleştirel yaklaşımının ve hükümeti kontrol görevinin epeyce zorlaşacağına dikkat çekiliyor. Muhalefet partilerine vekil sayısı oranında konuşma izni verildiği için muhalefetin Federal Meclis Genel Kurulu’ndaki konuşma süresinin de toplam 12 dakikaya düşeceği belirtiliyor. Giessen Üniversitesi'nden siyaset bilimci Stephan Bröchler başka sorunlu noktalara da işaret ediyor:

“Şu anki şartlarda gerçekten ciddi sorunlar çıkması olası. Örneğin Yeşiller ile Sol Parti, Federal Meclis bünyesinde araştırma komisyonları oluşturulması için başvuru yapamayacak. Ayrıca hükümet hakkında güvensizlik önergesi veremeyecek, Federal Anayasa Mahkemesi nezdinde hükümetin uyması gereken normların kontrolüne ilişkin şikâyet müracaatında bulunamayacak. Bunun ötesinde Avrupa Adalet Divanı’na da şikâyet başvurusu yapamayacaklar. Kanımca bunlar gerçekten ciddi sorunlar ve bunlara bir çözüm bulunmak zorundadır.”

'İç tüzük muhalefeti zorlaştırıyor'

Almanya'yı hangi koalisyon yönetecek?

Alman anayasasının Federal Meclis’in iç tüzüğüne ilişkin maddelerinde, bu hakların ancak Federal Meclis’te en az yüzde 25 oranında sandalyeye sahip muhalefet partilerine verildiğine hükmediyor. Muhalefetin işinin zorlaşacağı görüşünü paylaşan Sol Parti milletvekili Jan van Aken, her şeye rağmen soru önergeleri yoluyla da hükümeti sıkıştırabilecekleri kanısında:

“Tabii ki hükümetler yanıt vermeme konusunda epeyce ustadırlar. Ama hükümeti yanıt vermeye zorlamak için biz de soru yöneltme konusunda hiç de fena sayılmayız. Suriye'ye Almanya'dan sevk edilen kimyasal maddeler, ya da son yıllardaki silâh ihracatları gibi konularda yazılı ya da sözlü sorularla gün ışığına çıkardıklarımıza bakılacak olursa, epeyce iş başardığımız belli olur.”

Jan van Aken
Jan van AkenFotoğraf: www.jan-van-aken.de/

Muhalefet ne diyor?

1989 yılından bu yana Federal Meclis’te Yeşiller Partisi milletvekili olarak görev yapan Hans-Josef Fell kişisel temelde de hükümet üyelerine etkide bulunma imkânı bulunduğuna işaret ediyor:

“Meclis koridorlarında, komisyonlarda karşılaşmalar olur. Elbette ki çoğunluğu elinde bulunduran Federal Meclis gruplarındaki önemli isimlere kendi görüşlerinizi kişisel olarak iletebilirsiniz ve elinizdeki iyi gerekçelerle onlara etkide bulunabilirsiniz. Federal Meclis’te kemikleşmiş cepheler yok; ‘ben muhalefetle konuşmam, ya da muhalefet hükümet partileriyle konuşmaz’ diye bir şey yok. Böyle bir izlenim gerçeği yansıtmıyor. Bizlerin bu tür kişisel iletişimleri vardır ve biz bunları kullanırız.”

Hans-Josef Fell
Hans-Josef FellFotoğraf: picture-alliance/dpa

Trier Üniversitesi'nden siyaset bilimci Uwe Jun, daha önceki büyük koalisyon dönemlerine göndermede bulunarak, parlamento dışı siyasî direnişin de bu dönemlerde yükseldiğine dikkat çekiyor. Uwe Jun, sendikaların, vatandaş girişimlerinin, protesto hareketlerinin ve basın organlarının da bir çeşit muhalefet görevi üstlendiğini belirtiyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Wolfgang Dick / Çelik Akpınar

Editör: Nihat Halıcı