1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Can Dündar'dan yakalama kararına tepki

6 Aralık 2018

Gazeteci Can Dündar hakkında Gezi bağlantılı yakalama kararı çıkarılmasını eleştirerek, "Bunlar boyun eğmediğimiz için" dedi. Yeni Akit gazetesi Gezi soruşturmasıyla ilgili haberinde Alman vakıflarını hedef aldı.

https://p.dw.com/p/39Zsb
Can Dündar
Fotoğraf: picture-alliance/dpa/A. Dedert

Türkiye'de, MİT tırlarının durdurulmasına ilişkin görüntülerin yayınlanmasından hüküm giyen ve Almanya'da yaşayan gazeteci Can Dündar Gezi Parkı eylemlerinde etkin rol aldığı gerekçesiyle hakkında tutuklama amaçlı yakalama kararı çıkarılmasını değerlendirdi. Dündar sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Hakkımızdaki soruşturmalar, yakalama kararları, tehditler, iftiralar, suç işlediğimiz için değil, bu soruları sorduğumuz, baskıya boyun eğmediğimiz , ne yapsalar susmadığımız, mücadeleden vazgeçmediğimiz için. Ve o mücadele asıl suçlular için yakalama kararı çıkana dek sürecek” dedi.

Savcılığın nöbetçi hâkimliğe gönderdiği talep yazısında Dündar'ın Gezi eylemlerinin organizatörlerinden olduğu gerekçesiyle tutuklanan iş insanı Osman Kavala ile yakın ilişkisi olduğu iddia edilmişti.

Yazıda Can Dündar'ın söz konusu eylemler sırasında “insanları galeyana getirmeye ve yönlendirmeye çalıştığı, olayları engellemeye çalışan kolluk kuvvetlerine karşı koyan göstericilerin direncini arttırmaya çalıştığı ve organizasyon içerisinde kendisine verilen etki ajanlığı görev ve faaliyetini yürüttüğü” ileri sürülmüştü.

Yakalama talebi yazısında Can Dündar ile yakın ilişki içinde olduğu öne sürülen iş insanı Osman Kavala aynı zamanda Alman Goethe Enstitüsü ile işbirliği içindeki Anadolu Kültür Enstitüsü'nün de başkanlığını yapıyor. Bir yıldır tutuklu bulunan Kavala hakkında henüz iddianame hazırlanmadı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan eylül ayındaki Almanya ziyareti sırasında Can Dündar'ın Türkiye'ye iadesini talep etmişti.

Alman vakıfları da hedefte

Gezi olaylarıyla ilgili soruşturmanın kapsamında sivil toplum kuruluşları da bulunuyor.

Yeni Akit gazetesindeki bir haberde Alman Friedrich Naumann Vakfı hedef alındı. Haberde vakıf “karanlık güçleri” desteklemekle suçlandı. Gazete, "Alman Vakıfları, ülkemiz aleyhine faaliyetler yürütmekten geri durmuyor. Büyük şeytan ABD ve Siyonist İsrail'in emir eri Yahudi spekülatör Georoge Soros'un, Açık Toplum Vakfı'nın Türkiye'den kaçmasından sonra oluşan boşluğu fırsat bilen Alman Vakıfları harekete geçti. Soros'un kaçması sonrası sahipsiz kalan ve maddi destekleri kesilen şer odaklarına Alman Vakıfları'ndan ilaç gibi bir destek geldi" ifadesini kullandı. Yeni Akit, Naumann Vakfı'nın, Hrant Dink Vakfı ve KAOS GL’yi desteklediğini belirterek bu kuruluşları, "LGBTİ'li sapkın örgütler ve etnik ayrımcılığa teşvik eden dernekler" diye nitelendirdi.

Hans-Georg Fleck
Hans-Georg FleckFotoğraf: Friedrich Naumann Stiftung

Türk hükümeti George Soros'un Açık Toplum Vakfı ile vakfın desteklediği sivil toplum örgütlerini Gezi protestolarını desteklemekle suçluyor. Suçlamalar üzerine vakıf Türkiye'deki çalışmalarına son vereceğini duyurmuştu.

Naumann Vakfı Başkanı'nın açıklaması

Alman Friedrich Naumann Vakfı İstanbul Şubesi'nin Başkanı Hans-Georg Fleck, Soros'un vakfı faaliyetlerine son vermeden önce de söz konusu sivil toplum örgütleriyle birlikte çalıştıklarını söyledi. Fleck Yeni Akit gazetesinde çıkan haberi önemsemediğini Yeni Akit'in düşük tirajlı radikal bir yayın organı olduğunu söyledi. Vakıf Başkanı yaklaşan yerel seçimler nedeniyle Türkiye'deki kutuplaşmanın daha da artacağını sözlerine ekledi.

İki hafta önce de Alman Friedrich Ebert Vakfı benzer nedenlerle hedef alınmıştı. Daily Sabah ve Star gazeteleri vakıfla bağlantılarını konu ettikleri Osman Kavala için "Avrupa'nın kuklası" ifadesini kullanmıştı. Türkiye'deki Alman vakıfları ikili ilişkilerin bozulmaya yüz tutmasından bu yana çalışmalarında sıkıntı çekiyor. İlişkilerin bir yıl önce kadar yumuşamaya başlamasıyla birlikte vakıflar şimdilik daha serbest çalışabildiklerini duyurmuştu.

DW, dpa/AG, HT

© Deutsche Welle Türkçe