1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Bestatter Roth

30 Haziran 2010

Ölümün, yaşamın bir parçası olarak kabul edilmesi gerekiyor. Bu, cenaze hizmetleri veren Fritz Roth’un, insanlara vermek istediği mesajların başında geliyor.

https://p.dw.com/p/Kkw5

Neşeli bir karaktere sahip olan, 60 yaşındaki Fritz Roth, cenaze levazımatçısı olarak çalışıyor. Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti’nin Bergisch Gladbach kentinde, 1983’den bu yana cenaze hizmetleri veren Pütz-Roth Cenaze İşleri adlı özel kuruluşun yöneticiliğini yapıyor. Bu mesleği kendi isteği ile seçmemiş olsa da, ölüm ve cenazeye doğal bir şekilde yaklaşması, Roth’a sadece bölgede değil, Almanya çapında ün kazandırdı.

Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti’nin Bergisch Gladbach kenti yakınlarındaki mezarlık ve cenaze hizmetleri merkezi, ilk bakışta ormanın içinde bulunan bir heykel parkı gibi gözüküyor. Heykeller, ustalıkla yapılmış mezar taşları, çiçekler ve suların aktığı havuzlar, Almanya’nın ilk özel mezarlığını süslüyor. Fritz Roth tarafından kurulan bu mezarlığın yanında yer alan, cenaze işlerinin yürütüldüğü bina ise bir kır otelinden farksız.

Fritz Roth, yakınını kaybetmiş, yasta olan insanlara cenaze töreninin düzenlenmesine yardım etmeyi, onları ölümü anlayabilmeleri için cesaretlendirmeyi hedefliyor.

İşletme mezunu cenaze işleri görevlisi

Bir din adamı gibi konuşan Roth, çocukluk ve gençliğinin dokuz yılını Hollanda’daki bir Katolik manastırında geçirir. Her zaman için yeni fikirler geliştirmeyi sevdiği söyleyen Fritz Roth, evlenmeden bir keşiş hayatı sürmek istemez, dolayısıyla rahip olmaktan vazgeçer. Manastırdan ayrıldıktan sonra, Köln’de işletme öğrenimi görür. En büyük hedefine yaklaşarak, bir enerji tröstünde kariyer yapma şansını yakaladığında, kayınpederi ona beklenmedik bir iş teklif eder: Kayınpederinin eski bir arkadaşı cenaze hizmetleri merkezinin yönetimini devralacak birini aramaktadır. Kayınpederi, arkadaşına, damadının bu işi severek yapacağını söyler. Böylelikle Fritz Roth, cenaze hizmetleri vermeye başlar.

”Aslında çiftçi olmalıydım, çünkü babam çiftliğin yönetimini üstlenecek bir oğlu olsun istiyordu” diyen Roth, dört kızdan sonra dünyaya geldiği için her isteğinin yerine getirildiğini anlatıyor. 1949 yılında Bergisch Gladbach yakınlarındaki Eikamp’da bir çiftlikte dünyaya gelen Roth, evli, ve bir oğlu, bir kızı, bir de torunu var.

Ölüm ve yaşam

Çocukluğunda büyükannesinin ve kendisinden sonra doğan kardeşlerinin ölümü ile sarsılan Roth, manastır yıllarında ölüme ilişkin farklı gözlemler yapıyor: ”Misyonerlik yapan keşişlerin bir çoğu geri döndüğünde, orada yaşlanıyor ve ölüyordu. Ölüler hiç bir zaman için dışlanmadı. O mekânda kalıyorlardı ve ölümleri bizim için doğaldı. Defin günü geldiğinde, ayin düzenlenir, sonra da dini bir törenle kabre götürülürlerdi. Kendilerine yakın kişiler tarafından toprağa verilirlerdi ve tören sonrasında hep güzel yemek yenirdi.”

Roth’a göre, çocukların yakınlarının ölümünde duydukları acı ile nasıl başa çıktıkları oldukça ilginç. Çünkü çocuklar duygularını rahatça gösteriyor; ağlayarak, annelerini bırakmak istemediklerini dile getiriyorlar. Sonra arkalarını döndüklerinde dondurma yemek istediklerini söylüyorlar. Roth, ölümün yaşama o kadar da uzak olmadığına işaret ediyor: ”Yaşam bir hediye. Biz ise önümüzde en az 96 yıl olduğunu düşünüyoruz. Hayır! Fikirlerimizi ancak bugün gerçekleştirebiliriz. Bugün saçmalayabiliriz, bugün hayal kurabiliriz. Ama bunları yarın da yapabilir miyiz?”

Fritz Roth, modern toplumların yeniden maneviyata ihtiyacı olduğuna inanarak, ölümün hayatın bir parçası, bir gerçeği olarak kabul edilmesi gerektiğini söylüyor. Bu sözlerle neyi kastettiği sorulduğunda ise Yahudi kökenli Alman şair Mascha Kaleko’un bir mısraı ile yanıt veriyor: ”Kendi ölümünde, sadece ölürsün, ama başkalarının ölümünde, yaşamak zorundasındır.”

Soru: Fritz Roth'a katılıyor musunuz; ölümü hayatın bir parçası olarak görebilir misiniz?

© Deutsche Welle Türkçe

Jose Ospina-Valencia / Çeviri: Jülide Danışman

Editör: Ahmet Günaltay