1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

050109 Tunesien Terrorismus

Tamas Szabo5 Ocak 2009

2002 yılında Tunus'un Cerba adasında bir Sinagoga düzenlenen saldırıda 21 kişi ölmüştü. El Kaide örgütü üyesi oldukları ileri sürülen ve saldırının planlayıcısı olduğu sanılan zanlıların davası bugün Paris'te başladı.

https://p.dw.com/p/GSIQ
2002 yılında saldırıya hedef olan El Griba sinagogu
2002 yılında saldırıya hedef olan El Griba sinagoguFotoğraf: AP


Tunus'un Cerba adası, bol güneşi, palmiye ağaçları, kaktüsler ve kilometrelerce uzunlukta kumsallarıyla ideal tatil yerleri arasındaydı. Ancak 11 Nisan 2002 yılında 5 bin litrelik sıvı gaz taşıyan kamyon en görülmeye değer yerlerden biri olan El Griba Sinagogu'na çarptı ve inflak etti. Bu saldırıda aralarında 14'ü Alman, 21 turist öldü. Tunus yönetimi bu olayın önce bir kaza olduğunu açıkladı. Ancak Haziran ayında terör örgütü El Kaide saldırıyı üstlendi. Mağrib uzmanı Prof. Benjamin Stora bu saldırının Tunus'ta bir şok etkisi yarattığını belirtiyor:

"Tunus'ta uzun süre hiç terörist saldırı tehdidi yoktu ve hep güvenli bir ülke olarak görüldü. Bu, Tunus yönetiminin halkı çok sıkı bir şekilde takip etmesinden kaynaklanıyor. Bu nedenle 2002 yılında Cerba'ya yapılan saldırı şaşırttı. Zira devletin herşeye hakim olduğu düşünülüyordu."

Saldırı ülkede denetimi artırdı

Tunus'un bu saldırı öncesi bir polis devleti olduğu bile düşünülüyordu. Ama saldırılardan beri ülkede herşey gerçekten de kontrol ediliyor: Bütün telefonlar dinleniyor, internet sansürden geçiriliyor. Ayrıca Tunus hükümeti, İslamcılara karşı önlemleri de sertleştirdi. Gözaltılar neredeyse olağan bir durum haline gelirken, sık sık girilen çatışmalarda da terör zanlıları ölü olarak ele geçiriliyor. Prof. Benjamin Stora, terörle yürütülen bu mücadelenin aslında öncelikle "turizm için bir mücadele" olduğunu dile getiriyor:

Özellikle turizmin Tunus için önemli olması sebebiyle 2002 yılından bu yana çok sıkı denetimler var. Her yıl Tunus'u ziyaret eden milyonlarca turist büyük bir gelir kapısı durumunda ve bu nedenle şimdi daha çok denetleniyor ve korunuyor."

Radikal İslam'a karşı mücadele sonuç verdi

Tunus'un güvenlik endişeleri nedeniyle turistlerin kaçışını önlemek için aldığı sert önlemler olumlu sonuç vermişe benziyor: Küresel ekonomik krize karşın turist sayısında az da olsa bir artış kaydedildi. Tatil için geçen yıl Tunus'u seçenlerin sayısı 7 milyona ulaştı. Peki, ülkede terör tehlikesinin azaldığı ya da tümüyle ortadan kalktığı söylenebilir mi? Benjamin Stora bu soruyu şöyle yanıtlıyor:

"İslamcı akımlar Tunus'ta artık o kadar güçlü değil, en azından politik alanda. Ancak toplum içinde dindarlaşma gözleniyor. Örneğin, Tunus'ta başörtüsü takanların sayısı son yıllarda büyük artış gösterdi."

El Kaide bölgede destek buluyor

Tunus'ta İslamcı akımlar zayıflasa da diğer Mağrib ülkeler, radikal dinci militanların eylemlerine sahne oluyor. Örneğin Tunus'un komşusu Cezayir'de 2007 yılında terör saldırılarında 40 kişi öldü. Fransız Stratejik Analizler Enstitüsü'nden terör uzmanı Francois Géré, tehlikenin sürdüğünü, çünkü terör örgütü El Kaide'nin bu bölgelerde destek bulduğunu belirtiyor. Géré, burada görülen hareketin ideolojik olduğunu ve toplumda mevcut hoşnutsuzluk, kızgınlık hislerini kendi ideolojik amaçları için bir araç olarak kullandıklarını savunuyor.