1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Chemnitz'teki şiddet olayları: Neler yaşandı?

29 Ağustos 2018

Ölümcül bir bıçaklama ile başlayan olaylar aşırı sağcı gruplar ile onlara karşı eylem yapan solcuların arasında çatışmalara dönüştü. Almanya'nın doğusundaki Chemnitz'teki olaylarda ne oldu, durum nasıl kontrolden çıktı?

https://p.dw.com/p/33vjJ
Jens Lorek
İslam karşıtı Pegida hareketinin avukatlarından Jens Lorek de gösteride yer aldıFotoğraf: Getty Images/S. Gallup

Chemnitz'te Cumartesi akşamı farklı gruplar arasında bir tartışma yaşandı. Olayların tam olarak nasıl geliştiği henüz bilinmese de, bir kişi bıçak çekti ve üç kişiyi yaraladı. Yaralanan kişilerden birisi daha sonra hastanede hayatını kaybetti. İnternet üzerinden kısa bir süre içinde duyulan olay, tartışmaya giren grupların farklı milliyetlerden olmasına yoğunlaştı. Hayatını kaybeden 35 yaşındaki Daniel H. isimli Alman'ın 23 yaşındaki bir Suriyeli ile 22 yaşındaki bir Iraklı tarafından öldürülmüş olduğu şüphesiyle bu kişiler gözaltına alındı.

İnsan öldürme ile suçlanan iki kişi Pazartesi günü tutuklandı. Olayın ayrıntıları ve şüphelilerin saikleri henüz belirlenemezken, savcılık konu hakkında sessizliğini koruyor. Ancak soruşturmayı yürütenler bıçaklamayı bir nefsi müdafaa olayı olarak değerlendirmediklerini belirtiyor.

Pazar ve Pazartesi günleri neler yaşandı?

Pazar günü aşırı sağcı holigan gruplar, "kentin direksiyonunun kimin elinde olduğunu" göstermek amacıyla "taraftarlar ve sempatizanlar" için bir buluşma yeri ve saati belirledi.

Aralarında ağırlıklı olarak "şiddet eğilimli aşırı sağcıların" bulunduğu yaklaşık 800 kişi protesto gösterilerine katıldı. Alanda kaydedilen görüntüler, protestocuların göçmenleri kovaladığı ve sindirmeye çalıştığını gösteriyor. Pazartesi günü Alman hükümeti bir açıklama yaparak bu tip "kovalamacaları" kınadı ve "bunların sokaklarımızda yeri yok" ifadesini kullandı.

Gösteriler sırasında saldırıya uğradıklarını söyleyen 15 yaşındaki bir Alman kız ve 17 yaşındaki erkek arkadaşı, dövüldüğünü belirten 18 yaşındaki bir Suriyeli ve tehdit edildiğini öne süren 30 yaşındaki bir Bulgar erkek suç duyurusunda bulundu. Görüntü kayıtları göstericilerin ayrıca polise de saldırdığını gösteriyor. Güvenlik görevlileri karşılık olarak biber gazı ve copla müdahalede bulundu.

Pazartesi günü kent merkezinde binlerce kişi toplandı. Polis kayıtlarına göre aşırı sağcılardan oluşan Pro Chemnitz isimli gruptaki kişilerin sayısı 6 bini bulurken, sol eğilimli bin 500 kadar kişi de karşı tarafta yer aldı. Güvenlik güçleri yerel saat ile akşam 9'a kadar iki grubu ayrı alanlarda tutmayı başarsa da, göstericilerin havai fişek, şişe ve diğer yabancı maddeler atmaları üzerine durum kötüleşti. Göstericilere 600 polis tazyikli su ile müdahalede bulundu.

Kimi aşırı sağcı göstericiler Nazi selamı verirken, polis en az 10 kişi hakkında bu selam nedeniyle derhal soruşturma başlattı. Toplam 18 gösterici ve iki polis memuru yaralandı. Aşırı sağcı gruptan dört kişi evlerine dönüş yolunda 15-20 kişilik grupların saldırısına uğradı ve iki kişi hastaneye kaldırıldı.

Aşırı sağcı protestocular sığınmacı ve mültecilere karşı protesto gösterileri düzenledi
Aşırı sağcı protestocular sığınmacı ve mültecilere karşı protesto gösterileri düzenlediFotoğraf: picture-alliance/dpa/J. Meyer

Almanya nasıl tepki gösterdi?

İktidardaki muhafazakar Hristiyan Demokrat Birlik'in (CDU) Saksonya'daki Genel Sekreteri Alexander Dierks, Deutschlandfunk radyosuna verdiği söyleşide Saksonya eyalet yönetiminin aşırı sağdan gelen tehditlere göz yumduğu suçlamalarını reddetti. Pazartesi günü çıkan olaylara değinen Dierks, Saksonya polisinin hazırlıklı olduğunu ve "kamu nizamını ve düzenini sağladığını" belirtti. Almanya'daki polis sendikası (GdP), güvenlik görevlilerinin "üstün hizmet" becerilerini överken, Saksonya polis sözcüsü ise emniyet güçlerinin, protestocuların sayısını hafife aldığını kabul etti.

Pazar günü Chemnitz'de yürüyen aşırı sağcı protestoculardan dolayı dehşete düşen birçok kişiden birisi olan Almanya Türk Toplumu (TGD) Eş Başkanı Atila Karabörklü, "1990'lı yıllardan beri bu tip saldırılar maalesef ülkemizde tutarlı bir şekilde görülür hale geldi" ifadesini kullandı. 1992 yılındaki dört gün süren ve bir sığınmacı merkezinin ateşe verildiği yabancı düşmanlarının Rostock-Lichtenhagen isyanına değinen Karabörklü, "1990'lı yıllardaki pogromlar ve etkisiz hükümet ile NSU cinayetleri ve hükümetin kurbanları faile çevirmesi arasında bir bağlantı bulunuyor" ifadesini kullandı.

Diğer yandan Saksonya eyaleti Başbakanı Michael Kretschmer eyaletin gücünden ödün vermeyeceğini söyledi ve aşırı sağcıların "siyasi araçsallaştırmaları" için "iğrenç" ifadesini kullandı. Handelsblatt gazetesine konuşan Almanya Adalet Bakanı Katarina Barley, tehdit savuran, insanlara saldıran ve azınlıklara karşı tahriklerde bulunan herkesin "derhal adalete teslim edileceğini" kaydederken, Almanya'da bir daha "sürek avlarına ve insanların kendi kanununu uygulamasına hoşgörü gösterilemeyeceğini" ifade etti.

Almanya Başbakanı Angela Merkel ve İçişleri Bakanı Horst Seehofer da federal hükümetin Saksonya polisine yardım etmeye hazır olduğunu belitti. Merkel, "Bu tür olayların çıkmasının hiçbir meydan ve hiçbir caddede kabul edilemeyeceğini" söyledi.

Almanya'daki gösterilerde 6 kişi yaralandı

Yine mi Saksonya?

Aşırı sağcılar ve yabancı düşmanları yıllar boyunca dört milyon nüfuslu Saksonya eyaletinin itibarını olumsuz yönde etkiledi. Neonazi Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) örgütü üyeleri 2011 yılında ortaya çıkarılana dek bu eyalette saklandı. Aşırı sağcı PEGIDA hareketi eyalet başkenti Dresden kentinde 2014'ten bu yana protesto gösterileri düzenliyor. 2015 yılında aşırı sağcılar Heidenau kasabasında eski bir nalburda inşa edilen mülteci kampı nedeniyle polisle çatışmıştı.

Ağustos ayı başında ise Saksonya eyalet polisi, Alman ZDF yayın kuruluşunun Merkel karşıtı bir gösteriyi çekimine engel olmakla eleştirilmişti. Televizyon ekibinin orada bulunmasına karşı çıkan protestoculardan birisinin daha sonra polis mensubu olduğu ortaya çıkmıştı.

Aşırıcılık ve yabancı düşmanlığı sadece Saksonya eyaletine ait bir sorun değil. Benzer saldırılar Almanya'nın her yerinde görülüyor. Mülteciler ile ilgili faaliyet gösteren Pro Asyl ve aşırı sağcılık, ırkçılık ve anti-Semitizm karşıtı Amadeu Antonia Vakfı gibi kurumların bildirdiğine göre geçen yıl Almanya'da mültecilere karşı bin 713 suç eyleminde bulunuldu. Saksonya ise bu listede 240 vaka ile yer aldı. Buna göre her bir milyon kişide 61 suç vakası tespit edildi. Listenin tepesinde ise her bir milyon kişide 85 vaka ile Brandenburg eyaleti bulunuyor. Ancak toplamda mültecilere karşı yapılan saldırılarda bir düşüş kaydedildi.

David Ehl

© Deutsche Welle Türkçe