Chirac ateşle oynuyor

Fransa’nın atom denemelerine yeniden başlamasının 10. yıl dönümünde, Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac ilginç bir çıkış yaptı? Yoksa Chirac nükleer ateşle mi oynuyor? Bu soruyu „hayır“ diye yanıtlmayan Elysee Sarayı’a göre, Chirac konuşmasıyla İran’ı muhatap almadı. Ama tabii ki kurt politikacı Chirac konuşmasının nasıl bir etki yarattığının farkında ve elbette sözleri İran’a yönelik bir mesaj da barındıyordu. Bu mesaj: “Biz de zıvanadan çıkabiliriz“di. Fakat nükleer stratejinin geliştirilmesinin altında sadece İran meselesi yatmıyor. Fransa yaklaşık beş yıldır nükleer stratejisi üzerinde çalışıyor. Hatta bu çalışmalara, 11 Eylül’den önce ve dönemin sosyalist başbakanının bilgisi dahilinde başlandı.

Bunun altında yatan sebebe gelince... Nükleer program yıllardır değer kaybediyor. Soğuk Savaş döneminin sona ermesiyle, ülkenin bölgesel bütünlüğünü tehdit edecek düşman da ortadan yok oldu. Ama yine de her ihtimale karşı, Fransa’ya yönelik olası bir saldırı durumunda, saldırganı haritadan silecek, son teknoloji ürünü bir nükleer denizaltı her an hazır bekletiliyor. Savunma bütçesinin yüzde 10’undan fazla bu nükleer lükse harcanıyor. Oysa bu denizaltı sadece bir prestij silahı. Atom silahıyla yapılabilecekler sınırlı; atom bombasının kısmı tahribat yapması söz konusu olamıyor. Ya hep, ya hiç kuralı geçerli.

Şimdi Fransa, tehditlerinin daha ciddiye alınması için yeni silahlar peşinde. Bu silahların en önemli özelliği, belirli noktaları vurabilme kapasitesine sahip olmaları. Yani örneğin, geniş alanlara zarar vermeksizin, düşman topraklarındaki belirli hedefler yok edilebilir. İlginç olan, nükleer silahlarla ilgili bu planların, ABD Başkanı Bush’un planlarıyla örtüşüyor olması.

Ama Chirac’ın atom tehdidi inandırıcı değil. Zira her şeyi göze almış ve sürekli yer değiştiren teröristlerin atom silahıyla vurma düşüncesi kimsenin aklına yatmıyor.

Cumhurbaşkanı Jacques Chirac’ın bir mesajı daha vardı: Fransa, dünya politikasında belirleyici olmak ve Avrupa’nın liderliğine soyunmak istiyor. Avrupa’ınn ortak bir dış ve güvenlik politikasına sahip olacağı hayali giderek sönükleşiyor. Almanya, Fransa’nın nükleer silahlarını Avrupa güvenliğine sunma önerisini reddetmekle iyi yaptı. Terörle mücadele konusunda Chirac yine tozu dumana kattı, ama maalesef ortaya bir çözüm koyamadı.