1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Dünya için vakit daralıyor

12 Ağustos 2009

Küresel ısınma her geçen gün daha fazla hissediliyor. Bir yandan buzullar hızla erirken, öte yandan deprem, sel gibi felaketler yaşanıyor. Üst üste konferanslar düzenleyen uzmanların zamanı azalıyor.

https://p.dw.com/p/J7jG
Fotoğraf: AP

İklimin korunması, dünyanın önde gelen liderlerinin görüşmelerinde son zamanlarda sürekli olarak en önemli gündem maddeleri arasında yer almaya başladı. Bu konuda düzenlenen uluslararası konferans ve diğer etkinliklerin sayısında da bariz bir artış söz konusu.

Bu hafta da Almanya’nın Bonn kentinde bir araya gelen BM İklim Koruma Çerçeve Konvansiyonu’nun iki çalışma grubu, iklimin korunması konusunu masaya yatırıyor. Çalışma gruplarından biri Kyoto Protokol’üne müteakip bir anlaşma, diğeri de BM iklim hedefleri anlaşması konusunda müzakerelerde bulunuyor.

Kopenhag’a doğru geri sayım

Aralık ayında, Danimarka’nın başkenti Kopenhag’da düzenlenecek İklim Zirvesi’ne hazırlık mahiyetindeki toplam beş toplantıdan üçüncüsü olan Bonn'daki uluslararası iklim konferansında, bugüne kadar ortaya atılan önerilerin somutlaştırılması hedefleniyor.

Türkei Greenpeace Klimawechsel Protestaktion Symbolbild Wecker Uhr
Fotoğraf: AP

ABD Başkanı Barack Obama, defalarca ABD'nin, 2050 yılına kadar karbondioksit salınımını yüzde 80 azaltmak istediğini dile getirdi ancak bu söz ilerleme kaydedilmesine pek yardımcı olmadı. Çünkü sanayileşmiş sekiz ülkenin liderlerinin, son G8 Zirvesi’nde belirledikleri hedefe ulaşılabilmesi için, karbondioksit salınım oranlarında oldukça geniş kapsamlı bir düşüş yaşanması gerekiyor. İtalya’nın L’Aquila kentindeki son G8 Zirvesi’nde, 2050 yılına kadar küresel ısınmanın sanayileşme çağının başladığı döneme oranla iki santigrat dereceyi geçmemesi hedefi benimsenmişti. Sekiz ülkenin devlet ve hükümet başkanları, zirvede bu hedefe ulaşmak için çalışma sözü verse de BM iklim görüşmelerini sonuçlandırmak için şu ana kadar herhangi bir teklifte bulunmadı. Bu hafta Bonn’daki görüşmelerde de artık vaatler yerine, uzun ve orta vadeli hedeflerle ilgili bağlayıcı ifadeler kâğıda dökülecek. Yeni Zelanda delegasyonunun başkanı, gelecek 10 yıl içinde ülkesinin karbondioksit salınımı ile ilgili öngörülerini şöyle açıkladı:

”Yeni Zelanda’nın nihai hedefinin yüzde 10 ila 20 arasında kalıp kalmayacağı, anlaşmanın ne kadar iddialı ve kuralların ne kadar etkili olacağına bağlı olacaktır.“



Symbolbild von Klimaschutz in Zeiten der Finanzkrise
Fotoğraf: AP/DPA

AB’nin hedefi yüzde 30

Yeni Zelandalı delegenin bu ifadeleri, BM iklim görüşmelerinin hangi aşamada olduğunu gözler önüne seriyor. Gazların salınımının 2020 yılına kadar yüzde 10 ila 20 arasında azaltılması vaadi, iklim uzmanlarının talebinden fazlasıyla geride kalıyor. Uzmanlara göre, küresel bir iklim felaketinden kaçınmak istiyorsak bu oranlar yeterli değil. Öte yandan AB, haziran ayında yine Bonn’da yapılan ikinci hazırlık toplantısında, daha fazlasını gerçekleştirmek konusunda hazır olduğunu beyan etti. AB, diğer sanayileşmiş ve kalkınmanın eşiğindeki ülkeler birlikte ilerlemeye hazır oldukları takdirde, 2020 yılına kadar karbondioksit salınımını yüzde 20 ila 30 arasında azaltmak istiyor. Müzakerelerde AB delegasyonunu temsil eden AB'nin iklim konularındaki başmüzakerecisi Artur Runge-Metzger, bunun ciddiye alınması gereken bir teklif olduğunu kaydediyor:

“Sanırım halk arasında genel kabul gören bir fikir birliği söz konusu. İnsanlar, "Biz karbondioksit miktarının artması ve atmosferde sera gazının birikmesine katkıda bulunduk. Geçen 100 yıl ile 200 yıl arasında alışılmışın dışında bir ekonomik kalkınma yaşadık. Bu durum, iklim politikasında öncülük konusunda bize kesin bir sorumluluk veriyor' diye düşünüyor."

“2020’ye kadar salınımda yüzde 40 azalma şart”

Klimawandel Anstieg der Meeresspiegel Schmelzender Eisbär
Fotoğraf: picture-alliance/ dpa

Uluslararası İklim Sekreteryası'nın iklim uzmanlarıysa bu hedeflere şüpheyle bakıyor. İklim uzmanları, oldukça cömert görünen 2020’ye kadar karbondioksit salınımının yüzde 30 azaltılması hedefine bile ulaşılamayacağını düşünüyor. Hesaplamalar, sanayileşmiş ülkelerin 2050’ye kadar yüzde 80 hedefine ulaşabilmesi için, grup olarak 2020’ye kadar yüzde 40 hedefine ulaşması gerektiği yönünde. Çünkü bugün atmosferdeki emisyonun, iklim üzerindeki tam etkisi ilk olarak onlarca yıl içinde ortaya çıkacak. Bu nedenle, küresel ısınmayı 2 derece sınırının altında tutabilmek için 2020’ye kadar rekor düzeylere ulaşılmalı. Greenpeace delegasyonunun başkanı Martin Kaiser, bu konuda hiçbir ülkenin samimi ve iyi bir öneri sunmadığı görüşünde:

”Bugüne kadar ortada büyük bir belirsizlik hâkim: İlk adımı önce kim atacak ve kartları masaya ilk önce kim koyacak? Bu nedenle, şu anda masaya konulabilecek çok fazla bir şey olmadığı, ABD ya da Japonya ve Avustralya gibi ülkelerin gelecek 10 yıl içinde karbondioksit salınımlarını azaltmaya hâlâ hazır olmadıkları izlenimine sahibiz. Aslında iklim değişikliğinin olabilecek en kötü etkilerinin önüne geçme konusunda bir şansa sahip olup olmadığımız da meçhul.”

Gözler Kopenhag’daki zirvede

Her ne kadar gözler Aralık ayında Kopenhag’da yapılacak İklim Zirvesi’ne çevrilmiş olsa da Bonn’dan sonra iklim konusunda iki önemli toplantı daha düzenlenecek. Kopenhag'a hazırlık mahiyetindeki son iki toplantıdan ilkine ekim ayında Tayland'ın Bangkok, sonuncusuysa kasım ayının başında İspanya’nın Barcelona kentleri ev sahipliği yapacak.

Helle Jeppesen / Çeviri: Başak Sezen

Editör: Murat Çelikkafa