1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Daha fazla demokrasi için

5 Şubat 2016

Avrupa Birliği kurumlarının işlevini yeniden düzenleyen Lizbon Antlaşması 2009 yılından bu yana yürürlükte. Avrupa Parlamentosu’nun rolünü güçlendiren Antlaşma, Birliğin temelini oluşturuyor.

https://p.dw.com/p/175Xv
Fotoğraf: EC AV Service

Mavi zemin üzerine 12 sarı yıldızın sıralandığı bayrak ve Beethoven'ın 9. Senfonisi yine başaramadı: Yıllardır Avrupa Birliği'nin iki önemli simgesi olarak kullanılan Avrupa Birliği bayrağı ve Avrupa Marşı, Lizbon Antlaşması'nda da resmiyet kazanamadı. İngiltere ve Polonya'nın baskısıyla, Avrupa Birliği'ne bir devlet özelliği kazandıracak ifadeler 2009 yılında yürürlüğe giren Lizbon Antlaşması'ndan çıkarıldı.

“Süper devlet” değil

Avrupa Birliği, Lizbon Antlaşması'nda federal bir devlet olarak değil, bir devletler birliği olarak şekillendiriliyor. Berlin Humboldt Üniversitesi'nden Avrupa hukuku uzmanı Christoph Möllers, “Süper devlet, Avrupa Birliği'ne uygun bir kategori değil. Birlik, üye ülkelerin temsil edildiği ve üye ülkelerin üzerinde hala büyük etkisinin olduğu dev bir bürokrasi” değerlendirmesini yapıyor.

Antlaşma ile birlikte Avrupa Birliği'nin daha demokratik bir yapı kazandığını belirten Möllers, ancak Birlik'in normal bir ülkedeki demokratik standartlardan hala uzak olduğunu da sözlerine ekliyor.

Symbolbild Friedensnobelpreis 2012 an die EU EU-Parlament
Avrupa Parlamentosu'nun yetkileri de genişletildiFotoğraf: Reuters

AP'nin rolü güçlendi

Lizbon Antlaşması, yaklaşık sekiz yıl süren bir tartışmanın sonucu olarak ortaya çıktı. Getirdiği en önemli yenilik ise Avrupa vatandaşları tarafından seçilmiş olan Avrupa Parlamentosu'nun (AP) etkisini güçlendirmesi oldu. Avrupa parlamenterleri, artık tüm siyasi konularda 27 üye ülkenin temsilcilerinin yer aldığı Bakanlar Konseyi ile birlikte karar verme sürecine katılıyor.

Alman Sosyal Demokrat Partisi'nin Avrupa Parlamentosu üyesi ve eski Anayasa Komisyonu Başkanı Jo Leinen, Antlaşma'nın Parlamento açısından bir kazanç olduğunu belirtiyor. Leinen, “Böylece Antlaşma yürürlüğe girinceye kadar en önemli karar mercileri olan hükümetler ve Bakanlar Konseyi ile göz hizasına geldik. Artık Brüksel'de hazırlanan yasalar parlamento da ‘evet' derse yürürlüğe girebiliyor” diyor.

Yeni simalar

Antlaşma, Avrupa Birliği'ne iki yeni unvan da kazandırdı.

Belçika'nın eski başbakanı Herman Van Rompuy ilk Avrupa Konseyi Başkanı olarak seçildi. Devlet ve hükümet başkanları, Birlik siyasetinin esasları üzerinde karar verirken Herman Van Rompuy da onlara arabulucuk yapıyor. AB Konseyi Başkanı Van Rompuy kişisel görüşlerini ise açıklamıyor.

2009 Jahresrückblick November EU Herman Van Rompuy und Catherine Ashton
Antlaşma, Avrupa Birliği'ne iki yeni unvan kazandırdıFotoğraf: AP

Lizbon Antlaşması uyarınca, İngiliz politikacı Upholland Baronesi Catherine Ashton da ilk Avrupa Birliği Dış Politika ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi oldu. Daha önce dünya politikasında pek tanınan bir sima olmayan Ashton'ın görevinin Antlaşma'da önce ‘AB Dışişleri Bakanı' olması düşünülmüştü. Ancak ülkesi İngiltere, böyle bu unvana karşı çıktı.

Adaylar için de önemli

Portekiz'in başkenti Lizbon'da 2007 yılının aralık ayında imzalanan Antlaşma, Avrupa Birliği'ne üye olmak isteyen adaylar için de büyük önem taşıyor. Antlaşma ile üyelik kriterleri yasal bir zemine oturtularak genişleme politikasının devamı sağlandı.

Ancak üyelik kriterlerinin ve sürecinin değişmediğini kaydeden “European Policy Centre” adlı düşünce kuruluşundan Janis Emmanouilidis, yeni üyelerin kabul edilebilmesi için siyasi iradenin de olması gerektiğine dikkat çekiyor.

Portugal Hieronymus Kloster in Lissabon
Lizbon Antlaşması, Lizbon'daki Hieronymus Manastırı'nda imzalanmıştıFotoğraf: picture alliance / Lou Avers

Çifte çoğunluk

Lizbon Antlaşması'nın yürürlüğe girmesinden beş yıl sonra, 2014'te Bakanlar Konseyi'nde yeni bir oylama sistemi uygulanmaya başlandı. Kararlar, üye ülkelerin yüzde 55'i, Avrupa vatandaşlarının da yüzde 65'inin katıldığı çifte çoğunluk prensibine göre alınacak. Bununla birlikte ulusal parlamentoların veto hakkı da bulunuyor. Ancak çifte çoğunluk prensibinin uygulanmaya başlandıktan iki yıl sonra gözden geçirilmesi kararlaştırıldı.

Avrupa vatandaşlarının karar sürecine dahil edilmesi Avrupa Birliği açısında bir ilk. Avrupa parlamenteri Jo Leinen, Lizbon Antlaşması'na uzun süre bağlı kalınmasını umduğunu belirterek “Türkiye ve Ukrayna gibi büyük ülkeler Birliğe katılırsa, bu antlaşmanın vadesi dolabilir” diyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Bernd Riegert /Hülya Schenk