DaimlerChrysler'de kriz sürüyor

Almanya’nın en büyük sanayi tröstlerinden DaimlerChrysler’in Baden Württemberg Eyaleti‘ndeki ana tesislerinde üretim maliyetlerini yılda 500 milyon euro düşürmek ve bu parayı da iş gücü maliyetinden tasarruf etmek istemesi, hem şirketin çalışma barışını bozdu hem de Almanya genelinde önemli bir tartışma başlattı.

Bu tartışmanın özünde, üretim maliyetlerinin yüksek olduğu Almanya’daki şirketlerin, ”fabrikayı ücretlerin düşük olduğu yabancı ülkelere taşınmamasına karşılık, daha az parayla daha fazla çalışmaya razı olunması” şeklindeki dayatması yatıyor. Yönetim hataları yüzünden borsa değeri düşmesine rağmen Almanya’daki tesislerinde kar rekorları kıran DaimlerChrysler’in de bu kervana katılması özel sektörde çalışanları güvensizliğe sürüklüyor.

Cumartesi mesai yapılmadı

DaimlerChrysler’in Sindelfingen’deki tesislerinde ikinci kez cumartesi mesaisi yapılmadı, 12 500 Mercedes işçisi işbaşı yapmadı. Şirket yönetiminin fazla mesai talebini işçi temsilciliği kabul etmediği için bin Mercedes monte edilemedi. DaimlerChrysler Yönetim Kurulu bu toplu sözleşme bölgesindeki farklı mesai uygulamasının ürretim maliyetini yılda 500 milyon euro düşürmeye imkan vermediğini, bu nedenle üretimin Bremen’deki tesislere, hatta Güney Afrika’daki Mercedes fabrikalarına kaydırılabileceğini duyurmuştu.

Şirketin mesai uygulamasıyla ilgili şikayetlerini haklı bulan eyalet Ekonomi Bakanı Ernst Pfister, öğleden sonra başlayan vardiyaya zam ödenmesinin ve saat 15’ten itibaren de gece vardiyası tarifesine geçilmesinin zamanın şartlarına uymadığını söyledi.

”Lavabo molası” olarak da adlandırılan ve işçinin saatte beş dakika çalışmaya ara vermesini mümkün kılan uygulamaya da şirket yönetimi son vermek istiyor. İşçi temsilciliği ise bu fikirde değil. İşçi temsilciliğinden Ernst Klemm bütün bu taleplerin şantaj amacıyla öne sürüldüğü görüşünde. ”Şirket yönetimiyle uzlaşmak çok zor. Hatta nasıl buluşup görüşeceğimiz bile belli değil” diyen Klemm, işçi temsilciliğine şantaj yapılmak istendiğini ve bunun da görüşmeleri çıkmaza sürüklediğini savunuyor.

Yönetim çözüm olacağından emin

DaimlerChrysler Yönetim Kurulu Başkanı Jürgen Schremp ise anlaşmazlığın önümüzdeki günlerde çözüme kavuşturulacağından emin görünüyor. Her yıl milyonlarca euro kazanan yönetim kurulu üyelerinin personelden daha az saat ücretiyle çalışmasını istemesi sendikalar kadar politikacıları da rahatsız etti.

Rheinland Pfalz Eyaleti‘nin Sosyal Demokrat Partili Başbakanı Kurt Beck, ”Yönetim Kurulu ilk adımı atabilir. Beş, altı, yedi milyon euro kazananlar bu paranın %10’undan feragat etseler, herhalde aç kalmazlar” derken Hür Demokrat Parti Genel Başkanı Guido Westerwelle de işçisinden fedakarlık bekleyen patronun da daha az para kazanması gerektiğini belirtti.

Yöneticiler maaşlarını kıstı

Yönetim Kurulu üyeleri artan baskı üzerine yıllık maaşlarında kısıntı yapmaya hazır olduklarını duyurdular. Ancak bu adım sendikayı tatmin etmedi. Metal İşçileri Sendikası‘nın eyalet teşkilatı başkanı Jörg Hofmann DW’ye yaptığı açıklamada şunları söyledi:

"Yönetim Kurulu tepki göstermekte gecikti. Ama hiç yoktan iyidir. Yönetim Kurulu‘nun jesti asıl sorunla ilgili de değil. Geçen yıl üç milyar euro kar eden ve bu yıl da işleri iyi giden Mercedes gibi bir şirket, her gün titizlikle çalışıp Mercedes kalitesine gölge düşürtmeyen, ama bardağın artık taştığını düşünen işçisinden yılda 500 milyon euro daha istiyor.”

Hofmann, Alman sanayi tröstlerinden Siemens’in başka bir eyaletteki tesislerini yurtdışına nakletmeme karşılığında 4 bin işçisinden maddi taviz kopardığı hatırlatıldığında Metal İşçileri Sendikası‘nın DaimlerChrysler örgütünün çok kuvvetli olduğunu ve işçiler arasındaki dayanışmanın süreceğinden şüphesi olmadığını belirterek, toplu sözleşme anlaşmazlığından korkmadıkları mesajını verdi.